Taner AKÇAM
Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan, bağış kampanyasına karşı çıkanları, “kendi tarihini bilmeyenler” olarak tanımladı. Oysa, kendisine eksik ve yanlış bilgi verildiği için “kendi tarihini bilmeyen” kişi konumuna düşen Cumhurbaşkanının kendisi maalesef.
Şöyle demiş Sayın Erdoğan, “Kurtuluş Savaşı başlarken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Tekalif-i Milliye denilen 10 maddelik bir emir yayımlamıştır. Bu emirle milletimizin elinde bulunan silahtan cephaneye giysiden yiyecek içeceğe, makineden binek hayvanlarına kadar savaşta ihtiyaç duyulan hemen her malzemenin belirli bir oranı talep edilmiştir”. Yanlış bilgiler şunlar, birincisi, bu emirler savaşın başlarında değil, sonlarına doğru 7-8 Ağustos 1921 tarihlerinde verilmiştir. İkincisi, burada gönüllülük temelinde bir talep etme değil, zorla el koyma söz konusudur. Üçüncüsü, zorla el konulmuş bile olsa, alınanların karşılıkları sulhtan sonra ödenecektir. Dördüncüsü, hem emirleri uygulamada suistimal yapan hem de emirlere muhalefet ederek mallarını gizleyenler vatan haini ilan edilecek ve cezalandırılacaklardır. Beşincisi, zorla el konulan malların yüzde 75 kadarı sürülmüş Ermeni ve Rumlara aittir; Altıncısı, Nisan 1923’te bu zorla el konulan malların değerlerinin geri ödenmesi için kanun çıkartılmış, ama kanunda hileye başvurularak Ermeni ve Rumlara hiçbir geri ödeme yapılmamıştır ve Hükümet bunu da itiraf etmiştir.
Bir ülkenin Cumhurbaşkanının, Türkiye tarihine ilişkin bu kadar fazla hata yapması gerçekten üzücüdür.
Ama eklemem gerekir ki “kendi tarihi bilmeyenler” kategorisine sayın Kılıçdaroğlu’nu da eklemek zorundayız. O da, Tekalif-i Milliye sırasında toplanan “6 milyon 3 bin 663 lira yardım yapanlara geri ödendi”, demiş.
Tekalif-i Milliye (Milli Vergi) Emirleri:
Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkomutan sıfatıyla Mustafa Kemal, 7-8 Ağustos 1921’de Tekalif-i Milliye (milli vergi emirleri) olarak bilinen 10 ayrı emir yayımlar. Amaç, Yunanistan’a karşı yürütülen savaşı finanse etmek ve savaş giderlerini karşılamaktır. Her bir emir ayrı bir konuya ilişkindir. Birinci emirde kurulacak komisyonlar düzenlenir. İkinci emirde silah ve cephanelerin 3 gün içinde teslimi istenir. Üçüncü emirde halktan toplanılacak malların listesi çıkartılır ve “bu emre muhalefet ederek malını gizleyenler veya suistimali görülenler kim olursa olsun hıyanet-i vataniye ile cezalandırılacaktır”, denir. Dördüncü ve beşinci emirlerde, yiyecek ve giyecek maddelerinin ve tüccarların mallarının yüzde 40’ına el konacağı ve ama geri ödemek amacıyla karşılığında mazbata verileceği söylenir vb. vb. Birçok emirde, kanuna karşı çıkanların kim olursa olsunlar “vatana ihanet suçuyla cezalandırılacakları” tekrar edilir.
Emirlerin içinde, Hem Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun hem de basının bahsetmemeyi tercih ettiği emir altıncı emirdir. Bu bence en önemli emirdir, çünkü Tekalif-i Milliye gelirlerinin büyük kısmını bu kalem oluşturmuştur. Ve Ermeni, Rum ve Süryanilerin geride bıraktıkları mallara el konulmasını içerir.
ALINANLARIN KARŞILIĞI ÖDENDİ Mİ?
Emirlerden de açıkça anlaşılacağı gibi bazı malların karşılığı ödenmek üzere değerini gösterir belgeler, mal sahibine verilmiştir.
Nitekim, Büyük Millet Meclisi Hükümeti, 12 Nisan 1923 tarihinde çıkarttığı bir kanunla Tekalif-i Milliye borçlarını ödeme kararı alacaktır. Görüşmeler sırasında, Maliye Bakanı Hasan Fehmi, malların “sulhtan sonra ödenmek” amacıyla toplanmış olduğunu ve toplanan miktarın 6 milyon 361 bin 634 lira olduğunu bildirir. Ödemeler her yılın bütçesine konulacak ek ile yapılacaktır. Bakan, malların yüzde 75’inin karşılığının ödenmemiş olduğunu söyler. Ödenmeyen kısım esas olarak Ermeni ve Rumlara aittir. Ve kanun zaten bunlara hiçbir ödeme yapmayacak biçimde düzenlenmiştir.
Fakat kanunda Rum ve Ermeni’ye para vermeyeceğiz demek zordur, konu çok genel ifadelerle tarif edilir. Kaçak ve kaybolan kişilerin mazbatalarının karşılığının verilmeyeceği söylenir. Ama bu ifadenin kaçak ve kayıp Müslümanları içerme tehlikesi vardır.
Bir yıl sonra, bütçe görüşmeleri sırasında konu yeniden gündeme gelir. Hükümet 1 Temmuz 1908 ile 31 Aralık 1923 arasında Hazinenin bütün borçlarını ödemeye ilişkin bir kanun tasarısı sunmuştur. Tasarının görüşülmesi sırasında, en önemli konu, Ermeni ve Rumlara ödeme yapılıp yapılmayacağıdır. Bazı milletvekilleri, 12 Nisan 1923 kanununun ilgili maddesinin muğlak olması nedeniyle, hem Müslümanların zarar göreceğinden hem de Ermeni ve Rumlara ödeme yapılacağından korkmaktadırlar.
Hasan Fehmi bey Maliye Bakanı değildir ama, milletvekillerinin endişelerini gidermek için bir konuşma yapar ve 12 Nisan 1923 Kanunu’nun yapılış tarzına ilişkin çok önemli açıklamalarda bulunur. Hasan Fehmi, 12 Nisan 1923 Kanunu’nun amacının “tehcir [edilen] ve kayıp olan Rumların ve Ermenilerin tekalifi milliye ve harbiye mazbatalarını” ödememek olduğunu açıkça ifade eder.
Hasan Fehmi, eğer ödemeye kalkarsak bunun altından kalkamayız, der. Çünkü, Hasan Fehmi’nin sözleriyle, “Harbi umumiden evvel İslamlar ticarete atılmış değillerdi… binaenaleyh tekalifi harbiyenin büyük kısmı onlardan [Rum ve Ermenilerden] alındı, mazbatalar onların elindedir.”
Oturum gizli olduğu için Hasan Fehmi çok açık konuşmaktadır; “Rumları[n], Ermenileri[n] bu tekalifi milliye mazbatalarının bedellerinden yararlanmamaları için bir çare düşünüldü. Fakat bunu açık olarak Rum ve Ermeni diyemezdik. Muhtelif şekiller ve formüller yazıldı. Muhtelif şekiller üzerinde tetkikat yapıldı. Nihayet en az mahzurlu… şekli bulduk.”
Yine yapılan itiraflardan anlıyoruz ki, milletvekilleri kanunun, Müslüman firar ve kayıp olanları kapsamadığına dair söz aldıktan sonra onaylamışlardır.
Kanundaki “kaçak”, “kayıp” vb. gibi ifadelerin sadece Rum ve Ermenilere ilişkin olduğu ve Müslümanları kapsamadığının anlaşılması için bir başka işlem daha yapılır. Maliye Vekili defterdarlara gizli emir gönderir ve kaçak-kayıp vb. gibi ifadelerin “yalnız Rum ve Ermenilere ait” olduğu belirtilir.
Defterdarlar, eğer bir Rum veya Ermeni başvurursa, “tetkik yapıyoruz, tahkikat yapıyoruz”, diyecekler ve kanun müddetini geçiştireceklerdir. Konu açıktır ve herhangi bir yorum yapmaya gerek yoktur. Hristiyan vatandaşlara, ellerinde devletin resmî belgeleri olmasına rağmen, hiçbir ödeme yapılmayacak, borçları ödenmeyecektir.
Belki de eklemem gereken son bilgi, dönemin Maliye Bakanının, Ermeni soykırımında çok önemli roller oynamış olan Mustafa Abdülhalik [Renda] olduğudur. Renda, konu hakkındaki Hükümet görüşünü tek cümle ile özetler; “bize mensup olmayanlara mümkün olduğu kadar müşkülat göstereceğiz.”
Korona virüsü gibi son derece tehlikeli bir virüsle boğuşuyoruz. Devlet, kasası boş olduğu için vatandaşlara yardım etmek yerine onlardan yardım istiyor. Konuya ilişkin yapılan tartışmalar ise, bu ülkenin mahzenlerindeki iğrenç kokuyu gün ışığına çıkartıyor.
İktidarı ve muhalefeti ile bu ülke, mahzenlerinden gelen bu dayanılmaz pis kokuyla uğraşmak zorunda olduklarını anlamadıkları müddetçe korana ile de doğru dürüst mücadele edemezler diye düşünürüm.
Son sözüm sayın Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’na, Tayyip Erdoğan’a sıradan muhalefet etmekle üstesinden gelemeyeceğiniz büyük ciddi bir sorunla karşı karşıyasınız. Cumhurbaşkanına karşı çıkmanın siyaset yapmak olmadığını ne zaman idrak edersiniz, merak ediyorum.
Ohannes Kılıçdağı’nın attığı tweet size bir şeyler hatırlatır mı bilemem, şöyle demiş Ohannes: “Kenara zor günler için 1-2 milyon Ermeni, Rum, Yahudi koysaydınız, şimdi mallara mülklerine çöker, bu krizi de atlatırdınız. Ama işte insan geleceği göremiyor, altın yumurtlayan tavuğu kesiyor.”
Muhalefetin Cumhurbaşkanına itirazları bana Ohannes’in tweetini hatırlattı.
*Prof. Dr. Clark Üniversites Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2025
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020