Taner AKÇAM
Ruşen Çakır çok başarılı bir gazetecilik örneği verdi. Kendisini, “Kürt Açılımı” sürecinin bir parçası olarak tanımlayan Abdurrahim Semavi ile konuştu. Semavi “çözüm süreci”ne ilişkin çok önemli açıklamalarda bulunuyor. Söylediklerine inanmayabilir, hatta Semavi’nin yalan söylediği veya palavra attığı iddialarında da bulunabilirsiniz. Bu hak bâki… Ama aksini söyleyecek olanların bizimle kendi bildiklerini paylaşma zorunluluğu var.
Bir de bilinmesi gereken bir olgu daha var: Abdurrahim Semavi, daha ortada hiç ama hiçbir şey yokken, 2023 Mayıs-Haziran aylarında, Öcalan Aralık veya Ocak’ta çağrı yapacak ve PKK’yı silah bırakmaya ve kendisini lağvetmeye çağıracak bilgisini paylaşmıştı. Ayrıca yine PKK’nın ve YPG’nin dağılarak, Irak ve Suriye’deki yapılara entegre edileceğini de açıklamıştı. Bugüne kadar yaşanan tüm gelişmeler, Semavi’nin 2023 Mayıs-Haziran aylarında yaptığı açıklamalar doğrultusunda gelişti.

Benim bu görüşmeden anladığım ve önemli bulduğum için öne çıkartmak istediğim hususlar şunlar:
- Süreç, 2023 seçimleri sonrası haziranda başlamış. Yani Hamas saldırısı ile illiyet bağlantısı yok. Amaç “Yeni Türkiye Yüzyılı”nı yaratmak! Bana göre bu çok önemli bir bilgi. Her şeyin, Hamas saldırısı sonrası değişen dengelerin ürünü olarak ortaya çıktığı gözlemi doğru değil. Ortada birbirine paralel giden farklı dinamikler söz konusu.
- Bu girişimin en önemli özelliği, 2010 sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasından ders çıkartılmış olmasıdır. Geçmişe yönelik iki temel eksiklik tespit edilmiş. Birincisi, Bahçeli’nin ikna edilmemiş olması ve ikincisi, devletin Öcalan’a istediği inisiyatifi vermemiş olması… Bu sürece bunlar giderilerek başlanmış.
- Bahçeli ile Erdoğan arasında herhangi bir fikir ayrılığı veya davranış farklılığı yoktur. Devlet bir bütün olarak hareket etmektedir. Bu bilgi, bu siyasetçilerin arasında farklar olduğunu savunan benim gibiler için önemli sayılmalı.
- Sürecin en temel unsuru, devlet ile Öcalan’ın karşılıklı tam güven ilişkisi içinde olmasıdır. Devlet, Öcalan’ın ne ayrı devlet ne de herhangi bir özel idari veya kültürel yapı istemediğine iknadır.
- PKK tüm iradesini Öcalan’a teslim ettiği için kendi kendisinin esiri olmuştur ve sürece itiraz şansı kalmamıştır. Artık iradelerini teslim ettikleri önderlerinin söylediklerini yapma dışında hiçbir alternatifleri yoktur.
- Öcalan, haziran sonunda Meclis’te konuşma yapabilir. Bunun için belki bazı yasal düzenleme gerekebilir ama 28 Haziran bu konuda verilen tarihtir.
- Türkiye dışındaki Kürtlerin de katılımıyla bir Kürt Meclisi kurulacaktır. Ayrıca, Bahçeli’nin önerdiği Meclis Komisyonu da faaliyete geçecek ve hukuki çerçeve bu komisyon üzerinden oluşturulacaktır.
- PKK önderliğinin de Türkiye’ye getirilmesi ve Öcalan’la aynı mekânlarda bulunmalarının çalışmaları yapılıyor. Görüşmeler henüz sonuçlanmamıştır.
- Ana konu, Kürt meselesinin birey hakları temelinde çözülecek olmasıdır. Suriye’de ve Türkiye’de benzeri adımlar atılacaktır. Kolektif hak (idari, kültürel özerklik vb.) değil ama birey temelli ana dil hakkı gibi hususlar çözülecektir. Valilerin seçimle gelmesi, seçenekler arasındadır.
- Mazlum Abdi, Türkiye’ye gidip gelmektedir.
Abdurrahim Semavi, başka konuşmalarında silahların nerelerde ve nasıl teslim edileceğinin de planlanmış olduğunu ve bunların gerçekleşmekte olduğunu söylemişti. Değindiği bir başka husus da Öcalan’ın 28 milyar dolar civarında bir serveti kontrol etmekte olduğu idi. Ve bu paranın Türkiye’ye getirilmesinin planlandığı idi. Paranın bir kısmının, savaşın açtığı yaraların sarılmasına harcanacağı, verdiği diğer bir bilgi idi.

Bunlar, görüşmeden benim çıkarttıklarım. Sizler başka şeyler de okuyabilir, başka hususları öne çıkartabilirsiniz! Dediğim gibi, elbette “söylenenler doğru değil” veya “Semavi Bey yalan söylüyor” vb. diyebilirsiniz. Buna elbette hakkınız var! Ama bunu diyenler de kendi kanaatlerini açıklarlar ve bizler biraz aydınlanmış oluruz.
Benim gördüğüm, ortada “süreç” olarak adlandırılsa bile, yaşanan; devlet ve Öcalan’ın tüm detaylarında anlaştığı bir planın adım adım uygulamasıdır. Her şey bir plana göre yapılıyor ve gözüken, bunu etkileyecek başka aktör veya faktör de ortada gözükmüyor.
En çarpıcı, en dikkat çeken husus; PKK çevresinin tüm iradesini devlete ve onun Öcalan ile yaptığı anlaşmaya teslim etmiş olmasıdır.
Devletin, özellikle de seçimler sırasında bunu PKK’nın yenilgisi olarak pazarlama ihtimali oldukça kuvvetli. Bu iddiaya itiraz etmek zordur; çünkü PKK “şu hakkı kazandık” diyecek bir durumda değil, çünkü taraf değil. PKK’nın ana söylemi, “Önderimize güveniyoruz, artık o devletle görüşmesinden neyi alırsa biz ona razıyız” olmaktadır. Bunu, bir “görüşme süreci” yaşanmıyor ama bir “lütuf süreci” yaşanıyor olarak tanımlayabiliriz. Her şey devletin lütfuna bırakılmış durumda. Devlet her an vazgeçebilir ve buna karşı söylenecek çok fazla bir şey de yok.

En zor durumda olanlar ise “Kürtlerin haklarını savundukları”, “bağımsız gazetecilik” yaptıklarını iddia edenler. Ortada olanları nasıl yalayıp yutacakları kendilerinin sorunu… Tıpkı Tayyip Erdoğan gazetecileri gibi onların da görevi, gelen haberleri paketleyip Kürt halkına sunmak…
Daha önce çok yazdım: Ben, silahlı mücadelenin sona ermesini ve PKK’nın kendisini lağvetmesini, Türkiye insanına verilmiş en büyük hediye olarak telakki etmekteyim. Çünkü bu, Kürt sivil toplumunun önünü açacak büyük dinamiklerin oluşmasına imkân sağlayacaktır. Kürt topluluğu, PKK içinde kuvvetli bir eğilim olmakla birlikte onun çok dışına ve ötesine taşan bir varlıktır. Onun kendisini serbestçe ifade edebilme özgürlüğüne kavuşacak olması büyük bir kazançtır.
Hatta şu tez bile ileri sürülebilir: Eğer silahlı mücadele dönemi olmasaydı, Kürt sivil toplumu bugün olduğundan çok daha ileride bir yerde olabilecekti. Onca yıla yazık oldu! Bu tez doğru olabilir mi? Sınama şansına sahip değiliz. Devlet de PKK da gelinen noktayı kendi başarıları olarak sunacaklar, bu kesin.
Ama bir şey daha kesin: Bu devlet ve bu PKK bana büyük bir özür borçlular. Konuyu kişiselleştirdim ama konunun benimle alakası çok az. Benim yaşadıklarım, Kürt insanının bu süreçte yaşadıklarının binde biri bile değil. Ama Kürt topluluklarının yaşadıklarını iliklerime kadar hissediyorum. Yaşanmış acıları konuşmadan toplumsal barış asla gerçekleşmez. Özür borcu meselesi ayrı bir yazı konusu olsun!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020