Taner AKÇAM
Ermeni Soykırımı’nın sembolik tarihi 24 Nisan bir bahar yağmuru gibi, belki yağmadan geldi geçti.
Sadece bir kenara not düşmek ve bir tespitte bulunmak istiyorum:
Türkiye Ermeni Soykırımı konusunda kuruluş-fabrika ayarlarına geri dönmüştür. Ve fabrika ayarına dönen sadece devlet değildir. Daha da önemlisi muhalif olarak bilinen bir gurup aydın da öyle… Örneğin, başta T24 ve Medyascope olmak üzere ilerici olma iddiasındaki birçok sol gazete ve haber sitelerinde de benzeri bir “fabrika ayarlarına dönüş” gözlendi. Hepsinde 24 Nisan “es geçildi”, yok sayıldı.
AKP iktidarı, Ermeni Soykırımı konusunda oldukça inişli ve çıkışlı bir yolculuk yaptı. 2009 yılında Ermenistan ile hem diplomatik ilişkinlerin kurulması hem de tarihe ilişkin sorunların çözülmesi amacıyla imzalanan iki ayrı protokol bu yolculuğun tepe noktası gibidir.
Uzun yolculuktan geriye kalan, her 24 Nisan’da öldürülen Ermeniler için ayin izni ve Patrikliğe yazılan taziye mektuplarıdır.
Geldiğimiz yer itibarıyla AKP iktidarı Ergenekon limanına demirlemiş gözüküyor. Bugün hükümetin 1915 politikaları esas olarak MHP-Ergenekon ve Doğu Perinçek çizgisi tarafından belirleniyor. Meraklısı, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yeni açılmış olan 1915.gov.tr adresine bakabilir.
Yani her şey sil baştan; hem devleti hem de aydınları itibarıyla…
Bana göre, 2007’de, Hrant Dink’in öldürülmesi ile başlayan “Hrant Dink iklimi” sona erdi veya eriyor. Onun ölümü sonrası, önemli bir aydın grubu Ermeni Soykırımı konusunda konuşma, yazma arzusu, isteği içinde ve/veya manevi baskısı altındaydılar.
Galiba bu “Hrant Dink manevi baskısı” dönemi bitti. Bu 24 Nisan’da bu aydın grubu “özgürlüklerine kavuşmuş” gibiydiler. 24 Nisan, Hrant’tan önce kendileri için neyse, şimdi de öyle oldu.
İsim vermek gereksiz, ama bu konuda daha önce yazı yazmış ve hâlâ da yazabilecek olan kalemlerin hepsinin susmasının bir anlamı olmalı. Eklemek gerekir: aynı haber siteleri, gazeteler ve yazarlar 23 Nisan’ı büyük manşetlerle ele aldı ve övgü dolu yazılar yazdılar.
Hiç şaşırmadım.
Söylediklerime, ülkedeki koşullar hatırlatılarak; “Sen buraları bilmiyorsun” biçiminde karşı çıkılabilir. “Türkiye’de yaşamıyorsun ki”, uyarısını, eleştirisini hep ciddiye almışımdır. Bu nedenle, sessiz kalmayı tercih eden kalemler hakkında bir şey söylemeyi doğru bulmam.
Veya konu hakkında cesurca yayın yapan yayın organlarının var olduğunu (örneğin Gazete Duvar) emsal göstererek bir tartışma da sürdürmek istemem.
Ama sözünü ettiğim çevrelerin, kutlanması yasaklı 1 Mayıs konusunda gösterdikleri coşku ve cesareti gözleyince, meselenin “ortamın kötü olması” ve “koşulların zorunlu dayatması” ile ilgili olmadığını söylemek mümkün.
Konu basit: 23 Nisan ve 1 Mayıs beyinlerde ve kalplerde çok önemli bir yer işgal ediyor; 24 Nisan ise unutulmak, yok sayılarak tarihin karanlığına gömülmesi istenen bir gün.
Bu nedenle, ulusça fabrika ayarlarına döndüğümüzü ve “Hrant Dink ikliminin” sona erdiğini bir durum tespiti olarak bir kenara not etmek istiyorum.
Geldiğimiz yer budur. Bu gelinen yer, Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler için uğraşan insanların geldiği yeri de göstermesi bakımından önemlidir.
Galiba gelinen bu yer, benim kuşağımın büyük bölümü açısından da denizin bittiği yerdir. Yani bu kuşağın 24 Nisan hakkında bir şeyler yazıp yazmaması artık önemsiz bir teferruattan ibarettir.
Demokrasi kavgasında hasbelkader bir rol oynamış bu insanların büyük çoğunluğu için artık bir dönem kapanmıştır, diye düşünürüm.
Niçin mi? Çünkü, 23 Nisan’a övgüler düzen ve ama 24 Nisan’ı unutan, yok sayan bir geçmiş hikayesi ile Türkiye’de demokrasi kavgası veremez, insan haklarına saygı duyan bir yarın kuramazsınız.
Anlatacak yeni bir hikayeniz yoksa ve sadece Hrant Dink öncesi dönemdeki bildiklerinizi tekrar ederseniz, şu andaki tablo dışında bir şey elde etmeniz zordur.
Demokratik ve insan haklarına saygı duyan bir yarın için, sadece 24 Nisan’ı değil, yaşanmış tüm acıları parçası haline getirdiğiniz yeni bir kuruluş hikayesine ihtiyacınız vardır. Yeni bir kuruluş hikayesi yazamazsanız, yeni bir yarın da kuramazsınız.
Artık yeni kuşaklardan, yeni bir dalgayı beklemekten başka bir çare yok galiba… Gelir mi dersiniz?
*Prof. Dr. Clark Üniversites Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020