Tayfun Atay
Türkiye’nin önde gelen sanayicilerinden biri yana yakına anlatıyor; tekstil makineleri üretip dünyanın en büyük markalarına satış yapan şirketinin Ar-Ge’sinde çalışmak için açılan sınava giren, mühendislik eğitimi görmüş adaylara binaen:
“550 kişi başvurdu, aralarından Ar-Ge’de çalıştıracak hiçbir uygun aday bulamadık Hocam! Temel fizik, temel matematik kurallarını bilen bir tek kişi bile çıkmadı Hocam! İntegral, türev almayı geçtim, 2.-3. dereceden integral nedir, türev nedir, bilen yok Hocam!..”
Sonra da soruyor tabii bana, “Bu nasıl iş Hocam” diye…
Mensubiyetimiz, aidiyetimiz hâlâ “Üniversite” olduğu için…
Elbette cevaben “bir söyleyip 1000 işitmiş” oluyor benden ama sözün özü, dediğim şu:
“Çünkü üniversiteler ticarethanedir ve amaç mühendis yetiştirmek değil, para kazanmaktır.”
***
Evet, amaç mühendis, doktor, mimar, diş hekimi, ekonomist, eğitimci, sosyolog falan yetiştirmek değil, para kazanmaktır!..
Ortada öğrenci yok, “müşteri” vardır.
Ve elbette, “müşteri velinimetimizdir!”
Müşteri memnuniyeti esastır!..
O yüzden bir disiplin soruşturması sonrası okuldan uzaklaştırma cezası alan öğrenci “Yukarı”dan talimatlarla affedilecektir.
O yüzden sınavdan düşük not alan öğrencinin kâğıdını tekrar gözden geçirmesi yolunda hocasına “Ricacı” olunacaktır.
O yüzden bir türlü mezun olamayan öğrencinin velisi soluğu bu “ticari müessese”nin en üst yetkili mercilerinin yanında alacaktır.
Çünkü dedik ya, müşteri memnuniyeti esastır.
Öğrenci müşteri ise üniversitede mühendise yer yoktur.
Ama elbette bol bol "mühendislik diploması" vardır!..
Üniversitelerimiz birer diploma fabrikasıdır.
***
O yüzden ODTÜ Makine Mühendisliği çıkışlı sanayici dostum şaşkın; “temel matematik bilgisi dahi yok” diyor.
Bense hiç şaşkın değilim. Ne bu serzeniş karşısında, ne de Times Higher Education (THE) endeksinde dünyanın en iyi üniversiteleri arasında ilk 500’e zar zor 4 Türkiye üniversitesinin girmiş olması karşısında…
Ne ilk 50’de, ne 100’de, ne 200’de, ne de 300’de bir üniversitemiz var.
“En iyi derece”yi yapan Sabancı Üniversitesi 350-400 bandında listede.
Geçmişte bu tür listelerde yukarılarda göze çarpan ODTÜ kayıp. Çünkü “siyaseten” canına okudular, çanına ot tıkadılar, adeta kan kusturdular.
Boğaziçi, yine iyi, 508’inci sırada listeye girmiş! En son, dünyaca ünlü matematikçi, Avrupa Matematik Derneği yürütme kurulu üyesi ve aynı zamanda başkan yardımcısı olan Prof. Betül Tanbay’a olduğu gibi, nice hocası kürsülerinden alınıp kodese tıkılmaya çalışılırken kan ter içinde hâlâ ilk 500’e oynuyor, buna dua edelim!..
Ve sanayicimiz yakınıyor: “Mühendis olmuş, temel matematik bilgisi yok Hocam!..”
***
Hâlbuki “gerçek üniversite” ortamında, ikliminde, kültüründe öğrencinin değil, hocaların memnuniyeti esastır.
Gel gelelim Türkiye’de bugün üniversite “ekonomi-politiği”nde hocalar, zurnanın son deliği bile olmaktan çıkmıştır.
Devlette de, vakıf üniversitelerinde de çalışanların bir kısmı derdest edilip gözaltılara, tutuklamalara, mahpusluklara uğratılmaktalar.
“Vakıf” üniversitelerinde ayrıca iğdiş edilip “sözde” öğrencinin huyuna-suyuna gitmeye de mecbur bırakılmaktalar.
Ne bilişsel ne de ruhsal sistemleri adım attıkları bölümlerde öğrenim görmeye uygun olmayan, ama kesesi uygun olduğu için karşınızda olan; bilgiye, düşünceye, soru sormaya, tartışmaya talip olmayıp sadece diplomaya talip “talebe”lerle uğraşmaya mahkûm kılınmaktalar.
***
Üniversitelerimizde hocaların memnuniyeti ne kelime, devletin ve sermayenin hocalardan memnuniyeti esas!..
Zaten o yüzden, "Bize üniversite okumamış, cahil lâzım” diyen rektör yardımcınız mı var, ne mutlu size!..
Kadın adaya oy vermeyeceğini âlâyıvala ile duyuran dekanınız mı var, memnuniyet tavan!..
Türkiye’nin çok değerli insanbilimcisi, sevgili hocam Prof. Bozkurt Güvenç’in başına geldiği üzere,“Aman Hocam, öğrenci velinimetimiz; sizin maaşınızı da onların sayesinde ödüyoruz” diyen enstitü müdürünüz mü var, size karada ölüm yok!..
Tutuklanıp hapsedilenlerin, işten atılanların yerini bu “güzide akademisyenler”le doldurup geri kalanlara da bu ibretlik tabloyu takdim ederek hepsini hizaya çektikten sonra…
Tamamdır size üniversite!..
***
Aynı sanayicilerimiz samimiyetle yakına dursunlar, “Kendimizi kandırıyoruz” diye…
Zaten dünya topyekûn bir kendini-kandırma çağında…
“Aydınlanma”nın yerinde artık bu var: “Kendini-kandırma Çağı”…
Ve adını ister gerçeğin yerini “mış-gibi yapma”nın aldığı “Simülasyon” diye koyun, isterse yılın kelimesi seçilmiş “Hakikat-sonrasılık” (post-truth) diye; Türkiye işte böyle bir ligde başa güreşiyor!..
THE dünya üniversite sıralamasında diplerde miyiz, geçin bunu!..
Demirtaş için AİHM’ne ne dendiyse, aynısı THE için de geçerlidir:
“Bizi bağlamaz, karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz.”
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019