Tayfun Atay
Kısacık ömrüne sığdırdığı abide çalışması The Venture of Islam ("İslam'ın Serüveni") bunca yıl sonra hâlâ düşünce ufkumuzda pırıl pırıl parlamaya devam eden, İslam'a Avrupa-merkezci ve oryantalist perspektiften uzak yaklaşabilmiş ender Batılı tarihçilerden Marshall Hodgson, zikrettiğimiz eserinin ikinci cildinde tasavvuf, tarikat, halk İslam'ı, yatır, türbe, ziyaretgâh bahsinde söz dönüp dolaşıp camiye geldiğinde hafızamdan hiç mi hiç silinmemiş şu değerlendirmeyi yapar:
"Cami, daha ziyade bir toplanma yeridir. Antik Yunan'dan bir kıyaslamayla cami, mabetten [temple] çok agoraya karşılık gelir" (M.G.S. Hodgson, The Venture of Islam: Conscience and History in a World Civilization, Vol. 2, The University of Chicago Press, s. 218).
Agora, sözlükte (TDK) Yunan klasik devrinde sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, kısacası "halk meydanı" olarak tanımlanmakta.
Marshall Hodgson (1922-1968)
* * *
Şu ara CHP'li büyükşehir belediyelerinin gündeme aldıkları Alevi cemevlerine ibadethane statüsü kazandırmaya yönelik uğraşlara dinbaz taassup erbabından körü körüne yükselen "İslam'da ibadethane camidiiir" itirazlarını yahut "Buna [tabii ki Sünni!] İslam uleması karar veriiir" heyheylenmelerini duyduğumda ben hep Hodgson'un bu çarpıcı, önemli ve elbette üzerinde durulması gereken cümlesini hatırlıyorum.
Evet, cami bir toplanma yeridir. Sözcüğün kökünü oluşturan 'cem' (cmˁ) toplama, toplanma, topluluk anlamına gelmekte ve bundan türetilen bütün sözcüklerde de kültürel ve siyasal nüanslar saklı tutulmak kaydıyla hep topluluk, birlik, bir aradalık anlamları karşımıza çıkmaktadır: Cemaat, cemiyet, camia, cemahiriye, ve elbette cumhuriyet…
Yine buradan hareketle 'Cuma', toplanılan gün… Cami de topluca bir araya gelinen, yani 'cem olunan' yer, mekân, ev demek.
Sözün özü, cami ne demekse cemevi de o demek. Cami, eşittir, cemevi yani…
* * *
Tabii şimdi böyle dedik ya, "Eh, iyi o zaman, cami eşittir cemevi ise ayrıca cemevine ne lüzum var" diyerek buradan da çıkış bulmaya çalışırlar mı çalışırlar. Hayır, dinbaz kurnazlıklara yeltenmenin mânâsı yok!..
Alevilik özgül bir inanç sistemi. Bu inanç sistemini benimseyenler, kendi toplandıkları, bir araya gelip sorunlarını, dertlerini, kederlerini, neşelerini paylaştıkları, ayrıca dayanışma ve yardımlaşma ihtiyaçlarını karşıladıkları, bu arada ibadetlerini de ifa ettikleri yere cemevi demişler.
Ne Aleviliğin bir inanç sistemi olarak İslam-içi mi yoksa İslam-dışı mı olduğunu sorgulamaya, bu yolda yargılamaya gitmeye hakkınız var ne de Aleviliği İslam'a içsel sayıp buradan hareketle "İslam'da ibadetgâh camidir" diyerek cemevlerini sıfırlamaya hakkınız var!..
Ayrıca buna İslam uleması falan da karar veremez. Ulema bir ihtiyaç odağıdır, iktidar odağı değil. Buna inancı yaşayan, deneyimleyen ve hayatına geçiren insanlar karar verir.
Cami ne kadar toplanma yeriyse cemevi de o kadar toplanma yeridir. Ve camide ne kadar ibadet varsa cemevinde de o kadar ibadet vardır.
Dolayısıyla cami ne kadar ibadetgâhsa cemevi de o kadar ibadetgâhtır.
* * *
Aslında yukarıda Hodgson'ın "Cami aslında agoradır" tespitine, belki kestirme bir bilgi yetersizliği ve keskin bir fanatizmle ateş püskürebilirlerse de işlerine geldiğinde aynı argümandan hareket etmiyorlar mı, ediyorlar.
Duymuyor musunuz sık sık, "Cami sadece namaz kılınan yer değildir; sosyalleşme, dertleşme, hoşça vakit geçirme, sorunları tartışma-çözme, kıraat etme, tefekkür eyleme mekânıdır da" dediklerini?
Dolayısıyla kendileri de söylüyor, demek ki cami ibadethane değil esasen... İbadet, caminin tabir caizse mütemmim cüzü.
Cemevi de aynen böyle.
O halde yukarıda söylediğimizi tersten de söyleyelim: Cemevi ibadetgâh değilse cami hiç değildir. Fakat, tekraren, camiler ibadethane statüsüne sahipse cemevlerinin bugüne kadar, hele hele böylesi küresel bir dünyada hâlâ bu statüye sahip olmaması çok büyük bir ayıp ve hicaptır.
* * *
Bir dinsel ritüel olarak cem törenlerinin Orta Asya'dan taşınmış Şamanik inanç motiflerinin 16'ncı yüzyıldan itibaren Şah İsmail'in (Hatayî) Anadolu'da artan etkisine bağlı olarak Şiîliğin kültik motifleriyle ('Hz. Ali', 'On İki İmam', 'Hz. Hüseyin-Kerbela') iç içe geçmesi, sarmaş dolaş olmasından içerik ve çehre kazandığı söylenebilir.
Yüzyıllarca, özellikle 1514 Çaldıran Savaşı sonrası süreçte Alevi-Kızılbaş kitlelerin Osmanlı coğrafyasında, şimdi çok revaçta tabirle söyleyecek olursak, 'kriminalleştirilmeleri' sonrasında ücra köşelerde gizli saklı gerçekleştirildi cem buluşmaları. Genellikle perşembe akşamları, köylerin bir arada toplanabilecek büyüklükteki evlerinde inanç önderi dedelerin katılımıyla… (Akt. Nimet Okan, Canların Cinsiyeti – Alevilikte Kadın, İletişim Yayınları, 2016, s. 55-60.)
Bugünün dünyasında ve Türkiye'sinde, Aleviliğin yüzyıllar boyu söz konusu içe-kapalılıktan çıkıp dışa dönük hale gelmesi ve elbette bir dizi kırılma, kıyım, yangın eşliğinde, yani hayli acılı ve sancılı şekilde de olsa kamusal alanda temsil imkanına kavuşmasıyla birlikte, artık evlerde yapılan cem buluşması ve ibadetinin 'cemevi' adı altında inşa edilen binalarda daha geniş katılımla gerçekleştirilmesi söz konusu.
Bu, Aleviliğin zamanımıza varışı, intikali.
Camide ne oluyorsa ne olması murat ediliyorsa, cemevinde o oluyor, o murat ediliyor: Dostluklar tazeleniyor, sorunlar tartışılıyor, sohbetler yapılıyor, fikir alışverişi gerçekleştiriliyor ve Alevi kültürünün, toplumsallığının, birlik-beraberlik-dayanışma duygusunun yeniden üretimi yolunda iman tazelemeye gidiliyor. Kısacası, ibadet ediliyor.
* * *
Camiye reva, yani uygun, yaraşır, yakışır gördüğünüz her şeyi, cemevine de reva göreceksiniz, ötesi yok.
'Hollywood tapınağı'nın Yıldız Savaşları (Star Wars) kurgusundan çıkış bulup artık toplumsal kabul görmüş, resmen de onaylanmış 'Jedi Dini'nin de bir parçası olduğu 'Yeni Dini Hareketler' adı altında toplanan irili ufaklı bir dolu mistik-kültik inanç formunun ortalıkta söylemiyle-pratiğiyle rahat rahat gezindiği bir dünyadayız.
Böyle bir zaman ve zeminde Orta Asya'yı, Ortadoğu'yu, Anadolu'yu tarihten bugüne "iyi-doğru-güzel" arayışında harmanlamış bir maneviyat örüntüsünün ritüel pratiğini iç rahatlığıyla hayata geçirmesini engelliyor, bunu çok görüyorsunuz öyle mi?
Ne tutunacak dalınız ne de yatacak yeriniz var!..
Çağdaş, demokratik, çoğulcu, bunlara ek olarak sosyal barış ve inanç-hakkı eşitliği anlamında laikliği savunan bir siyasi anlayışla hareket etmesi gereken CHP bünyesinden hayatımızın nabzının attığı büyük şehirlerin kendilerine emanet edildiği belediye başkanlıkları, bu çoktan gecikmiş düzenlemeyi, ne kadar çabuk hayata geçirebilirlerse o kadar iyi olur! İzmir'de önü açılan sürecin, mevcut güçlükler ve engelleyici dinbazlıklar aşılarak diğer belediyelerce de izlenmesi en büyük dileğimiz!..
Efkarlandık, Nesimî'den bir dörtlükle efkâr dağıtarak noktalayalım:
"Ey sofi sen bize Kızılbaş dersin
Bahçede açılan gül de kırmızı
Muhammed Ali'yi daim zikreden
Ağzının içinde dil de kırmızı…"
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019