Tayfun Atay
"Milenaryanizm" ya da "milenyalizm" karşılığı olarak binyılcılık, Türkçede yıllardır ısrarla kullanımda tutuldu ve tutulmaya devam ediliyor.
Ne var ki kullanıldığı yabancı dillerdeki etimolojik anlamı "binyıl" olsa da "millennium" tabirini duyan birinin zihninde ve kalbinde, belli bir zaman aralığını algılamanın çok ötesinde farklı bir reaksiyon kendini gösterir. Bir yandan huzur bir yandan kaygı, bir yandan güven bir yandan korku şeklinde çapraz düşünce ve duygularla beliren bu reaksiyonun sebebi "kıyamet"tir.
Yani dünyanın sonuna gelindiğine dair bir kanaati var edecek anlam "milenyum" sözcüğünde içkindir.
Dolayısıyla "milenaryanizm/milenyalizm"i Türkçeye binyılcılık diye çevirmek bence mesnetsiz.
Daha uygun çeviri, kıyametçiliktir.
Yahudilik ve Hristiyanlıkta Mesih
"Milenyum"u eskatolojik bir tasavvur olarak Yahudi-Hristiyan geleneğine borçluyuz.
Yahudilikte "Mesih" (Messiah), Roma tarafından fethedilmiş Kudüs topraklarında "Tanrının Krallığı"nı tekrar kurarak Kral Davut'un (Davut Peygamber) soyundan geleceğine inanılan kurtarıcının adı. Roma İmparatorluğu işgali altındaki Kudüs'te bol bol Mesih çıkmıştır Yahudiler arasından…
Bunlardan biri de Nasıralı İsa idi.
Roma, Kudüs'te ve kendi kontrolü altındaki Yahudi tapınak-devleti (Yahudiye) egemenlerinin iş birliğiyle İsa'yı çarmıha gerdikten sonra, Arami-İbrani geleneğinden uzakta Anadolu'da Greko-Romen geleneğinin katalitik etkisiyle Yahudilikten bir "spin-off" şeklinde ortaya çıkan Hristiyanlık, aslında "Mesihçilik" demektir. (Christ, eşittir, Hristos, o da eşittir Mesih.)
Dolayısıyla Hristiyanlıkta İsa-Mesih'in yeryüzüne yeniden gelip kendisine inananları selamete çıkararak bin yıl hüküm süreceği şeklinde bir beklenti, inancın direğidir. Milenyum da bu doğrultuda, Stephen Jay Gould'un ifadesiyle, "zamanın kutlu sonuna ilişkin fütüristik hayaller"den doğuş bulmuştur (S. J. Gould, Binyılı Sorgulamak, s. 30).
İncil'de kıyametten bahsedilen yerlerde, Mesih'in yeryüzüne geri dönerek bin yıl hüküm süreceği, Şeytan'ın da bin yıl boyunca bağlı tutulup dipsiz kuyuya atılacağı bildirilir. Sonra Şeytan çözülüp Yecûc-Mecüc* ve bir dolu kötü insanla birlikte Mesih'e savaş açar. Savaşı Mesih kazanır, Şeytan ve takipçileri "ateş ve kükürt gölü"ne atılır. Devamında bütün ölüler dirilir ve iyiler göğe yükselip İsa ile yaşamaya layık, kötüler ise Şeytan'ın yanına ateş gölüne reva görülür (Gould, s. 30-31).
Milenyum budur: Kıyametin kutsal senaryosu...

İsa-Mesih'in gelişi (tasvirî)
İslam'da Mehdi
İslam, bu senaryoya kayıtsız kalmadı/kalamadı ve pratikte kendi sürümünü Mehdi kutsal figürü üzerinden geliştirdi.
"Pratikte" diyoruz, çünkü Kuran, İncil'de olduğu gibi İsa'nın Mesih olarak geri döneceğine yer verse de İslami bir kurtarıcı figürü Kitap'ta "literal" olarak yer almaz. Hâl böyle olunca İslam'da Kıyametçilik (milenaryanizm) ancak çıkarsama (tefsir) yoluyla akideleşmiş olup, bu bakımdan da Şîa denince ilk akla gelen İmamiye (Oniki İmam Şiîliği) ile Ehl-i Sünnet arasında da hayli radikal bir farklılık kendini gösterir.
İmamiye Şîası'nda Mehdi, Hristiyanlıkta Mesih için olana benzer şekilde inancın merkezî bir ögesi olsa da Sünni İslam'da hayli geri plânda, ihmal edilebilir, hatta bazı ulema açısından sakıncalı bir itikat olarak değerlendirilir.
Hz. Ali'ye taraftar olanlar anlamındaki Şiîlik'te (Şîa-ı Âli) Peygamber'den sonra Ali'den başlayarak Oniki İmam'ın hilafetini esas alan, bugün sosyopolitik karşılığını (elbette etnik bir dinamik de işin içinde olarak) İran'da bulmuş İmamiye'de Mehdi, onikinci imamdır.
Onbirinci imam, Hasan'ül-Askerî'nin oğlu Mehdi, dünyanın da ahiretin de efendisi olarak doğar doğmaz, yakını bazı kişilere göründükten sonra gizlenip kayıplara karıştı ("gaybet"). Ama bu, "küçük gizleniş"tir ve Mehdi'nin doğumundan itibaren 73 yıllık dönemde onun adına dört kişi sırasıyla Şîa'ya sefirlik etmiştir. Ardından Mehdi tümden kayıplara karışmış olup, "yeryüzü cevir (eziyet) ve zulümle dolduğu vakit", zamanın sonuna doğru dünyayı tekrar adalete-selamete kavuşturmak için geri gelecektir.
Buradan, Oniki İmam Şiîliği ile Ehl-i Sünnet bünyesinde özellikle halk katmanlarının ve tarikat çevrelerinin hadisler üzerinden buluştuğu bir nokta olarak belirtmek gerekirse, Mehdi zuhur ettiğinde İsa-Mesih de yeryüzüne inecek ve Şeytan'a, Şeytan'ın temsilcisi Yalancı-Mesih (Anti-Christ) yahut Deccal'e karşı Mehdi'nin yanında, ona tâbi olacaktır.
Yani tam anlamıyla bir "Benim kıyametçiliğim ve Kıyametçim, seninkinden âlidir (yücedir-üstündür)" durumu!..

Oniki İmam ve (en solda) Kayıp İmam Mehdi
Kıyamet alâmetleri hayattan hayale, çığ gibi!
Bunları uzun uzun niye mi anlatıyoruz?.. Çünkü yaşadığımız çağın politik-ideolojik ruhunu değerlendirmek açısından böyle bir arka plân bilgisine ihtiyacımız var.
Geçtiğimiz hafta üst üste karşımıza çıkan hadiselere baksanıza!..
Türkiye Cumhurbaşkanı'nın askeri başdanışmanı SADAT (Uluslararası Savunma Danışmanlığı) kurucusu zat, uluslararası İslam birliğini sağlama yolundaki savunma stratejisinin temeline "Mehdi Hazretlerinin gelişi"ni yerleştirdi.
Bu "hayatî" gelişmeye hemen birkaç gün sonrasında "hayal"in içinden bir karşılık olarak, Netflix'te başlayan "El-Mesih" (Messiah) seyrimize düşmez mi?!.. Dizide, Samuel Huntington'ın Medeniyetler Çatışması, Francis Fukuyama'nın Tarihin Sonu adlı "kurgu-tarihsel" eserlerinden de beslenilerek Orta Doğu'nun dinler/mezhepler-arası bölünmüşlük-düşmanlık içinde kan gölüne dönmüş ortamı, ABD'deki bir doğal afet (Hortum) felaketi ile bağlantıya sokulup, "kıyamete vasıl olmuş" dünyanın imdadına bir "Mesih" yetiştiriliyor.

Messiah, Netflix
Bunun da hemen ardından önceki gün, Huntington'ın tezlerini, başlangıçta (1990'larda) ha bire dudak bükülmüş olsa da şimdi onun kitabını yeniden gözden geçirmeyi gerektirircesine geçerli saydıracak mahiyette, bizi belki tam da kıyametin eşiğine ilerletecek bir olay patladı: İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı ve IŞİD'e karşı örgütlenmiş Haşdi Şabi milisinin mimarı Kasım Süleymani, ABD operasyonuyla Bağdat'ta öldürüldü.
Hayattan hayale, kurgudan gerçeğe girişli-çıkışlı bu gelişmeleri üst üste/yan yana koyunca bende zihinsel şalterler attı, seyir frekansları birbirine karıştı!..
ABD, İsrail, İran, Suriye, Irak, Rusya, Türkiye, Ürdün, Filistin, Kudüs, Batı Şeria…
Doğu-Batı; Yahudilik-İslam; Hilâl-Salîb (Haç); Şiî-Sünni; Arap-İsrail, İsrail-İran, İran-Arap; Rus-Amerikan ilişki, zıtlık, rekabet, düşmanlık ve çatışmaları…
Bunların hepsi birbiriyle iç içe hem kesişim hem sarmaşma arz ederek hayatımızın içinde de hayallerimizin akislerinde de karşımızda.
Türkiye'de Mehdi'yi beklemeye endeksli "Kıyametçi" bir askeri savunma anlayışı. Netflix'te, maşrıktan mağribe, Hilal'den Salîb'e iblisleşmiş dünyayı selamete çıkarma vaadindeki "Mesih" fantezisiyle bizi bizden alan "Kıyametçi" bir kurgu…
Bunları tamamlar mahiyette de dünyanın sonunu getirecek bir "Armageddon" (Büyük-Son Savaş) tetikleme ihtimali bile olan suikast ve ona karşı İntikam İntikam" diye yükselen çığlıklar eşliğinde "Kıyametçi" bir tablo...

Kasım Süleymani
Demek ki kurgusal fantezisiyle de korkunç-hakiki fanatizmiyle de çağımızın hâkim ideolojik motivasyonu bu: Kıyametçilik.
Herkes adımlarını bu motivasyon doğrultusunda atmaya ve kendi bildiği, inandığı, güvendiği "Kurtarıcı"ya kapıyı en uygun şekilde açmaya artık hazırlıklı olma durumunda. Askeri stratejiden fantastik diziye kadar…
Peki, kıyamet koptuysa ne zaman koptu, neden koptu, nasıl koptu?
Şöyle garip bencileyin, bunu da netleştirmeye çalışarak tamamlayalım.
Kıyamet, kuraklıktan koptu
"Habur Çayı, Resulayn adlı Suriye şehrinden başlar ve Fırat Nehri'ne dökülür. Bu bölgedeki insanlar kuraklıktan çok çekti. Yağış ortalamaları ciddi ölçüde düştü. Habur Çayı tamamen kurudu. İç savaşın başlamasından dört yıl önce Suriye'yi vuran kuraklık, ayaklanmaların başlamasına kadar sürdü. Bu, öyle feci bir kuraklıktı ki milyonlarca Suriyelinin yaşamını değiştirdi. Dolayısıyla kuraklık sırasında yaşananları anlamadan iç savaşı anlayamazsınız."
"Bu sözü edilen kuraklığın modern Suriye tarihindeki en kötü kuraklık olduğunu ve ayaklanma öncesindeki dört yıl içerisinde meydana geldiğini öğrendim. Bir milyon insan yerlerinden olmuştu. Çok korkunç!"
"Bu kuraklık, bir eğilimin parçasıydı. Amerikan Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nde sürdürülen bir çalışmaya göre geçtiğimiz 10 yılda iklim değişikliği Akdeniz bölgesinin kurumasına ve daha uzun ve şiddetli kuraklıklara neden olmuş. Suriye, bu bölgenin tam ortasında! Ayrıca ayaklanmadan iki yıl önce Amerika'ya ait gizli bir diplomatik mesaj elime geçti. Onda bazı kasvetli tahminler yürütülüyor. Suriye'de çalışan bir Birleşmiş Milletler görevlisi, kuraklığın Suriye'yi kaosa götürebileceğini işaret etmiş; kuraklığa ‘toplumsal yıkım ve siyasi istikrarsızlık potansiyeli' diyerek…"
Bu sözler, New York Times muhabirlerinden Thomas L. Friedman ve onun görüşme yaptığı, Suriye'deki savaştan kaçıp ABD'ye iltica etmiş bir Suriyeli genç kadına ait. NatGeo Channel-Türkiye tarafından, Suriye savaşının en ateşli günlerinde 2014 Ekim başında yayınlanmış, benim için çok sarsıcı etkisi olmuş üç bölümlük "İklim Değişikliği ve Biz" adlı belgeselin ilk bölümünden aktardım onları.
Tam anlamıyla insanın iliklerini donduran bir içerikle karşımıza çıkan belgeselin, o zamana kadarki küresel iklim değişimine odaklı başka pek çok belgeselden önemli bir farkı vardı. Daha öncekilerde, yerkürenin bu doğal ama insan-işi felaketi, hep uzak ya da yakın geleceğe ilişkin bir hadise gibi algılanırken bu belgesel, "Hayır, felaket gelecekte değil, hemen-şimdi söz konusu" demekteydi.
Yani, kıyamet koptu ve biz onu yaşamaya çoktan başladık demekteydi!..

Suriye'de kuraklık
Palmiye yağı uğruna yok edilen ormanlar
Belgeselde bu iddiayı temellendirmeye yönelik ilk örnek, yukarıda aktarıldığı üzere, Suriye iç savaşının müsebbibi olarak iklim değişimine bağlı kuraklığa ilişkin oldukça güçlü verilerin önümüze konmasıydı. Bir ikincisi ise ABD Teksas'ta Plainview kasabasında yörenin geçim kaynağının temelini oluşturan kesimhanedeki üretiminin durmasına neden olacak şekilde büyükbaş hayvan sürülerini yok eden üç yıllık kuraklıktı. Sığır sayısında 2 milyondan fazla düşüşe neden olan bu kuraklık da nüfusu 22 bin civarında olan kasabada bir gün içerisinde 2300 kişinin işinden olmasına yol açarak hayatı dehşetli şekilde sekteye uğratmış.
Gerek içerik gerekse kurgu olarak en fantastik felaket/kıyamet dizileriyle yarışacak kapasitedeki belgeselin üçüncü ve son hikâyesinde ise NASA üssünden Endonezya'ya açılan bir yolculuğa çıkıldı. Ve her türden abur-cubur atıştırmalıklarda kullanılan palmiye yağı üretimi için dünyanın en büyük oksijen deposu olan Endonezya adalarındaki ormanların nasıl yok edildiğini dehşet içinde öğrendik! 86 bin hektarlık orman alanından geriye hemen hemen hiçbir şey kalmamış.
Endonezya'da o kadar çok orman yakılıyor ki dumanları uzaydan bile görülmekte!
Tabii on binlerce hektar ormanlık alanları palmiye üretimine açarken hayvanlar da yok ediliyor, koca koca filler de bol bol zehirlenip patır patır devriliyor.

Palmiye yağı üretimi sonucu orman tahribatı
Kıyamet, insan-ürünü
Söz konusu belgeselin mesajı net: Hâlâ hafife alınmaya devam edilen iklim değişikliğinin etkilerini sandığımızdan çok daha hızlı şekilde görmekteyiz. Yine belgeselde ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı tarafından belirtildiği üzere, dünyadaki çatışmaların çoğunun altında yatan baskı unsurları da esasen kuraklık, sel, besin yetersizliği, su yetersizliği gibi küresel iklim krizinin gözle görülür-elle tutulur sonuçları.
İşte size, "Mehdi'nin zuhuratı"na hazırlık yapan savunma başdanışmanlarıyla;
"El-Mesih"i kurgulayan roman ve dizi senaryo yazarlarıyla;
Ve Orta Doğu'da IŞİD katliamları, neredeyse "Armageddon" başlatacak çıldırmış ABD operasyonları, yakında da İran'dan çıkış yapması muhtemel intikam tugaylarıyla işaret edilen "Kıyamet"in altı kazıdığında çıkan has hakikat!..
Ne denilebilir ki? Kendi düşen ağlamaz ey İnsan!..
*Yecûc ve Mecüc, Kuran'da zikredilen ve Kıyamet'e yakın zamanda dünya üzerinde belirerek yeryüzünü viraneye çevirecek olan iki zararlı ve tahripkâr kavim.
Yararlanılan ve önerilen kaynaklar:
- Reza Aslan, Zelot: Nasıralı İsa'nın Hayatı ve Dönemi, Okuyan Us, 2014.
- Tayfun Atay, Batı'da Bir Nakşi Cemaati, İletişim, 1996.
- Stephen Jay Gould, Binyılı Sorgulamak, İletişim, 1999.
- Abdülbâkıy Gölpınarlı, Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik, Der Yayınları, 1979.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları





























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019