Tuncay TOP
General Başbakan gazeteciliğinde son eşik aşıldı.
Kandil’i savaş uçaklarından önce bombalayan şanlı medyanın hücum kıtalarının ele geçirmediği mevzi kalmadı.
Muzaffer mazisi kan ve yalanla yazılan Türk medyasının görülmemiş son zaferi bir Ramazan şenliği tadında kutlandı.
Harp haritalarının üzerinden kalkıp ekran ekran dolaşan yeni filozof-muhabir takımı, dünyanın en demokratik ülkesinin bile neden dağlarında dolaşan eli silahlı adamlara operasyon yapmazlık edemeyeceğini anlatıp duruyor. Altı yıldır pişirilen “barışçıl AKP savaşçı Kürtler” yemeği, bir Ramazan gecesinde iftarını açmayı bekleyen açlar ordusuna büyük hürmetle servis ediliverdi işte.
Bütün ülke cayır cayır. Her şeye rağmen şu Ramazan gecelerinin en hayırlı tarafı, tül salınımlı o okşayıcı dilin altındaki gerçek niyetin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ışıması. Kimsenin gizemli bir tarafı yoktu, ama yaldızlı demokratların ekranlardaki yüz ifadesinden, sözcükleri çiğneyişine kadar aniden birer Güntaç Aktan ve Ertürk Yöndem’e dönüştüğüne tanık olmak yine de sarsıcıydı.
Yıllardır yanlı yansız medyadan düşün cemaatine kadar, iktidar avukatlarının yürüttüğü kara propagandanın özeti şuydu; Baskıcı özünü gizledikleri AKP’nin giriştiği güç savaşını, yozlaşmış bir toplum biçimini korumak için gösterdiği çabayı, kutsal, dokunulmaz ve bütün insanî değerleri kapsayan bir savaş olarak gösterme ve herkesi buna ikna etme.
Sözü edilen iktidar savunucuları işte tam da bu yüzden yıllardır AKP’nin baskıcı özünden değil de, her ekleminden çatlamış da olsa, tasfiye ettiği eski paslanmış yapıları bile kesinlikle dışlamayan, tersine kapsayan biçimci demokratik özelliğinden bahsederler.
Dikkati iktidarın özgürlük karşıtı baskıcı özünden uzaklaştırıp, iktidarın el değişim sürecini, “demokrasi” ile “oligarşik yapı” arasındaki bir savaşmış gibi göstermeye çalışmak birinci vazifeleri oldu.
Kıyımı açılım diye sunan safsata, zihinlere çalınan kanlı mayanın demokratikleşme diye tuttuğundan emin. Gevşek muhaliflerden sivil alana, iş dünyasından emekçilere, akademik çevrelerden makul Kürtlere kadar geniş kitleleri etkisi altına alan safsata, Türk medyasını iyice çılgınlaştırdı.
Bölge’deki vahşet uygulamaları sürerken bunu kurbanların günahkârlığıyla açıklayan sol, demokrat, liberal, entelektüel camiadan yıllardır işitilen aynı terane: “AKP Türkiye’yi demokratikleştiriyor, zemin kaybeden örgüt kaosa sürüklüyor.” Eh bu durumda da demokrat hükümetimizin uçaklarıyla Kandil’de biri hamile kadın, 5’i çocuk 8 kişilik bir aileyi yakıp kül ederek giriştiği savaş da böylece dünyanın en haklı savaşı olup çıkıyor.
Ana akım medyadaki gazetelerin manşetleri savaş çığırtkanlığı yapıyor durmaksızın. Vatanseverlikle, savaş severliği birbirine karıştıran savaş tacirleri ortalığı velveleye veriyor. Çözümsüzlük ısrarıyla çatışmalara davetiye çıkarıyor. Kan ve ölüm pazarlıyor. Dürüst, barışçıl ve vicdanlı bir dil kullanmak yerine çıkarcı ve saldırgan bir dille konuşmak daha kolay geliyor onlara.
Medya, çatışmaları meşrulaştıran, kutsallaştıran ve sıradanlaştıran söylemini terk etmedi bir türlü. Barış dilini, ahlâkını ve değerlerini oluşturmada sorumluluk üstlenmedi. Sorunun tüm taraflarına ilişkin doğru, nesnel bilgi ve haber üretmedi. Bir halkın kimliğini, dilini, kültürünü yok sayma ve yok etmenin türlü politika ve baskılara rağmen mümkün olmadığını gördüğü halde çözüme ilişkin bir rol üstlenmedi. Toplum da buna bağlı olarak olayların gerçek sebeplerini anlamaya çalışmak yerine, hamasetin dümen suyunda düşmanlık ve nefret edebiyatının kurbanı oldu.
Oysa insanın kendisine sunulan hazır kalıplardan öteye giderek düşünebilmesi, görünenin ötesine geçebilmesi; önyargılardan, şablonlardan kurtulabilmesine bağlıdır. Böyle bir duruşta, çıkar ve korkulara göre olan-biteni çarpıtmama yeteneğini geliştirmek vazgeçilmez koşuldur. Bu tür bir duyarlılık hem birey olarak kendimizin hem de toplumun yararını gözeten bir yaklaşımdır. Artık bilinmelidir ki huzur ve barışın önündeki en büyük engel, kişilerin bakış açısını daraltan ve her şeye kuşku ve düşmanlıkla baktıran ırkçı ve bağnaz mantalitedir. Artık papağan gibi tekrarlayıp durduğumuz hamasi ezberleri bırakıp başımızı ellerimizin arasına alarak düşünmek zamanının geldiğini anlamamız gerekir.
Akılcılık yerine hamasi söylemlerle duyguları okşayarak yönlendirmenin zamanı geçmiştir. Zihinlerdeki olumsuz imajları olumluya, kökleşmiş saplantıları anlayışa, düşmanlıkları dostluğa çevirecek akl-ı selime ihtiyaç var. Bunun için yanlış politikalar nereden gelirse gelsin eleştirilebilmelidir. Türkiye’de demokrasi karşıtı cümle şoven, militarist ve statükocu kesimlerin üzerinde uzlaşmaya vardıkları nokta, dün olduğu gibi bugün de Kürt sorununda çözümsüzlük noktasıdır.
Ülke birliğini korumanın biricik yolu, her kişi ve görüşe hayat hakkı vermekten, yani özgürlükleri genişletmekten, özgürlüklerin esas alınıp yasakların kaldırılmasından geçer. Yoksa ülke birliği, herkesi düşman belleyerek ve herkesi aynı tip elbise giymeye zorlayıp ülkeyi yaşanmaz bir hale getirerek korunmaz. Farklı bir düşünce ya da kimliğin kendini ifade ettiğinde gösterilen o ‘ulusal öfke’nin ‘asıl bir insanın hayatı tehlikeye girdiğinde gösterilmesi gerekmez mi?
‘Barış’ sözünü kimseye kaptırmayan, ancak barış konusunda inisiyatif almak şöyle dursun, bu tür yaklaşımlara şüphe ile bakan, her türlü ırkçılığı ve şovenliği zihinlerde canlı tutmayı milliyetçilik sayanlar aslında barışın önündeki en büyük engeli oluşturanlardır.
Tarih boyunca barış ve insanın barışı algılayışı farklılıklar göstermişse de, günümüz dünyasında insanlığın savaşa karşı geliştirdiği bilinç küçümsenemez boyutlar kazanmıştır. İnsani duyarlılık, gelecek adına yaşamsal olan her şeyin korunmasını savaşa karşı barıştan yana olunmasında görür ve değerlendirir. Artık anlaşılmıştır ki barışı savunmak, geleceği; insanlığın ortak geleceğini savunmaktır.
Sözüm devlete ve devlet mantalitesine olduğu kadar Kürt Özgürlük Hareketi’nin tüm yapılarınadır da; ‘’Silahların gürültüsü barışın sesini boğar.’’
Toplum, şiddetin her türlüsünün hâkim olduğu ama her durumda buna karşı çıkılmasının gerektiği bir süreçten geçiyor. Toplumsal bir öğe olarak şiddet varlığını korudukça, bunun kitle iletişim araçları kanalıyla kışkırtılması devam ettikçe yara kanamaya devam edecektir.
Daha koyu bir faşizme doğru koşar adım gittiğimiz şu günlerde iyimser olmanın imkânını göremiyorsak da sessiz kalmak, olan bitene ortak olmak anlamına gelir.
Ölümlerin durdurulması için elinizi taşın altına koymasanız bile, şakağınıza koyup düşünmüyor ve kaygılanmıyorsanız eğer, çekilen her tetikte biraz sizin de parmak iziniz var demektir.
Sizin de suçludur, kirlidir elleriniz…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2014
12.09.2014
2.04.2014
15.11.2013
29.07.2013
19.07.2012
8.07.2012
7.06.2012
7.02.2012
19.01.2012