Ufuk COŞKUN
Herkesin aynı inanca, görüşe ve mezhebe inanmalarını beklemek ya da bu konuda vatandaşlara bir baskı uygulamak son derece yanlıştır. Bu bakımdan devlet, toplumdaki farklı dini organizasyonların kendi bildikleri yoldan inançlarını yaşayabilmelerinin yegâne garantisi olmalıdır. Bu yüzden toplumun farklı kesimlerinin inanç ve ibadet mekanları açılmalıdır.
Bilindiği gibi Cumhuriyet döneminde Tevhidi Tedrisat Yasası'yla birlikte devletin aynı zamanda 'dini kontrol altında tutma' yönünde bir politika geliştirdiğini görüyoruz. 429, 430 sayılı kanunların yanısıra 1925 yılında yürürlüğe sokulan 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Seddine ve Türbedarlar ile Bazı Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun da bu kapsamda değerlendirilmesi gereken bir başka kanundur. Bu aynı zamanda çok kültürlüğe ve çoğulculuğa vurulan ağır bir darbedir. Bilindiği gibi ulus devletçi sistemlerin 'hâkim ideolojisi' iktidarı elde tutmanın en önemli aracıdır. Bu bakımdan tek bir dini, tek bir okulu, tek bir dili, tek bir mezhebi ve ortak duygusu olur. Çıkardıkları kanunlarla da toplum tüm renklerinden arındırılarak tek-tipleştirilmesi ön görülmüştür.
Bakıldığında o dönem 430, 429 ve 677 sayılı kanunlarla devletin eğitimi, dini ve sosyal alanı tekeli altına alarak otoriter/ laiklik adı altında tüm sivil alanı zapturapt altına aldığını görmekteyiz. 3 Mart 1924 yılında yürürlüğe sokulan Tevhid- Tedrisat Yasası'yla eğitimde laik ve ulusal öğelere sıklıkla yer verilmeye başlandığını biliyoruz. Dolayısıyla bu dönemde yüzyıllık kurumların ve sivil örgütlenmelerin kapatıldığına şahit oluyoruz. Tekke ve zaviyeler de bunlardan biridir.
KÜLTÜR MERKEZLERİ TEKKE VE ZAVİYELER
İslam kültür ve sosyal hayatından önemli bir yere sahip olan tekke ve zaviyeler de bu dönemde kapatılarak bu yüzyıllık kültür, eğitim, tasavvuf, edebiyat, musiki ve tarih mirası ortadan kaldırılmıştır. Çünkü tekkeler bir taraftan da musiki, edebiyat, tarih ve kültür taşıyıcılarıydılar. Bilindiği gibi tekkelerin kuruluşu 8. yüzyıla kadar uzanır. Osmanlı döneminde dergâh olarak da adlandırılmışlardır. Tekkelerin küçük olanlarına da zaviye denilmektedir. Tasavvuf ehlinin şeyhlerin, pirlerin, mürşitlerin, dervişlerin ve müritlerin barındıkları, hizmet ve ibadet ettikleri tekke ve zaviyeler aynı zamanda medreselerin ulaşamadığı yerlerde de -vakıflar eliyle- eğitim işlerini üstlenmişlerdir. Misafir odaları, kütüphane, mutfak ve kiler gibi birtakım bölümlerin olduğu bu mekânlar aynı zamanda yolda kalmışlara ve yoksul insanların yemelerinin içmelerinin ve barınmalarının karşılıksız olarak sağlandığı önemli mekânlardı.
Bilindiği gibi Osmanlı devletinin kuruluşunda ahiliğin ve tarikat erbabının etkili olduğu bilinir. Bu bakımdan Osmanlı padişahları/paşaları tarikat ehline önem vermişler ve tekkelerin açılması noktasında gerekli vakıfların kurulmasında da öncülük etmişlerdir. Zaviyeler de benzer fonksiyonlara sahip mekânlardır. Buralarda da yoksul insanlara giyim ve yemek yardımı yapılıyordu. Hatta zamanla zaviye çevresinde küçük yerleşim birimlerin oluştuğunu bilinmektedir. Düşüncesi, ırkı, dini ve mezhebi ne olursa olsun herkese kapısını açan tekkeler bu yolla toplumdaki sevgi, huzur ve barışın yaygınlaşmasında da etkili olmuşlardır. 13. Yüzyıl'da tekke şiirinin en ünlü temsilcisi sayılan Yunus Emre bunun en güzel örneklerinden biridir.
KURTULUŞ SAVAŞININ GİZLİ KAHRAMANLARI
I. Dünya Savaşı sırasında tekkeler organizeli bir şekilde savaşa katılmışlardır. Tekke ve zaviyelerle ilgili bir çalışma yapan Mustafa Kara'ya göre; ülkenin işgale uğradığı dönemde de tekkeler üzerlerine düşen görevi yaptılar. Kurtuluş Savaşı'na büyük destek veren tekkeler bu mücadelenin başarıya ulaşmasında önemli bir rol oynadılar. Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi, Hatuniye Dergâhı, Taceddin Dergâhı Milli Mücadele'de önemli yeri olan belli başlı tekkelerdi. Ancak Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanmasının ardından yeni Türkiye'de bu kurumların varlığı istenmedi. Hızlı bir inkılâp sürecinin yaşandığı Türkiye'de yeni bir toplum oluşturma hedefi vardı. Oluşturulmak istenen yeni toplum modelinde ise tekke zaviyelere yer yoktu. Bundan dolayı herhangi bir ıslah çalışmasına gidilmeden diğer birçok Osmanlı kurumu gibi çıkarılan 677 sayılı kanun ile kapatıldılar. Kanunla Hacı Bektaş'taki dergah ve türbenin ayrıca Konya'daki Mevlana türbesinin de kapatıldığını görüyoruz. Kapatıldıkları gibi tekke, zaviye ve medreselerin de hem mülklerine hem de mal varlıklarına el konulmuştur.
Kuşkusuz bir devletin vatandaşları dinî konularda farklı düşünebilir. Herkesin aynı inanca, görüşe ve mezhebe inanmalarını beklemek ya da bu konuda vatandaşlara bir baskı uygulamak son dereceyanlıştır. Bu bakımdan devlet, toplumdaki farklı dini organizasyonların kendi bildikleri yoldan inançlarını yaşayabilmelerinin yegâne garantisi olmalıdır. Kısacası Türkiye 429,430 ve 677 sayılı kanunları artık gözden geçirmelidir.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN
Birey seçtiği dini aynı inanca mensup insanlarla oluşturduğu cemaatlerle (sivil toplumla) yaşama yayma ve örgütleme hakkına sahip olmalıdır. Kendi finans kaynaklarını oluşturarak kendi din adamlarını kendi bildikleri yoldan yetiştirmelerin önü açılmalı en önemlisi de inançlarını yayma ve özgürce ibadet etme haklarını elde etmelidirler. Devlet temel insan haklarına aykırı bir takım uygulamaların istismarına dönük tedbirlerini almakla sınırlı olmalıdır.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019