Ufuk COŞKUN
Türkiye’deki mevcut milli eğitim sisteminde zorunlu olarak okutulan ders kitapları Türk Milli Eğitimi’nin amaçları dikkate alınarak yazılır. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından ders kitaplarının içeriği belirlenir ve kitaplar buna göre düzenlenir. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu Madde 10’da:” Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılâp ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır.” AyrıcaMEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, öğrencilerin uyacakları kurallar ve öğrencilerden beklenen davranışlar bölümünde; Madde 157 a) bendi: “Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı kalmaları ve bunları korumaları beklenir” der.(Bir önceki yönetmelikte bunun aksi davranışlarda bulunmamaları şeklindeydi) Ders kitaplarının önemli bir toplumsallaştırıcı araç olduğu, resmi ideolojinin aktarımında bulunmaz bir materyal teşkil ettiği, eğitimcilerin müfredat gereği zorunlu olarak bu aktarım işinde aktif rol aldıkları bir gerçektir.
Ders, ne zamandan beri okutuluyor?
Tek parti dönemimin tek etnik kimliği öne çıkaran, resmi tarih anlayışına dayanan ve çoğulculuğu tehlikeli gören bir anlayışla yazılan İnkılâp Tarihi ders kitapları Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren okutulmakta olan bir derstir. İlk olarak 1925 yılında Ankara Adliye Hukuk Mektebinde Mahmut Esat Bozkurt,”İhtilallar Tarihi” adıyla verdiği derslerde; Türk İnkılâbı’nın özellikleri anlatılmaktaydı.15 Nisan 1942′de kabul edilen 4204 sayılı kanunla Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesine bağlı kurulan “Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü”ne verilmiş ve dersin adı da “İnkılâp Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Rejimi” olarak değiştirilerek fakülte ve yüksekokullarda zorunlu ders haline getirilmiştir. 12 Eylül 1980 ihtilali sonrasında dersin adı tekrar değiştirilerek “Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi” yapılmıştır. İnkılâp Tarihi dersleri bugün üniversitelerde ve ortaöğretim kurumlarında okutulmaktadır. Hatta üniversitemizin birinde “Nutuk” zorunlu dersler arasındadır.
Dersin genel amaçları;
Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinin konuları ile öğrenci 1. sınıftan itibaren karşılaşmaktadır. 8.Sınıf Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersi programına göre dersin genel amaçlarından bazıları şunlardır;
Atatürk’ün dünya görüşünü ve düşüncelerini benimseyerek Atatürkçü düşünce sisteminin bir savunucusu olur. Türkiye’nin jeopolitik önemini bölgesel ve küresel etkileri açısından değerlendirerek iç ve dış tehditlere karşı duyarlı olur. Günümüzün ve geleceğin sorunlarına Atatürkçü bir yaklaşımla çözümler getirebilecek tutum, davranış ve beceriler kazanır.
Dersin nasıl işlenmesi gerektiği de şu ifadelerle anlatılmaktadır. Atatürk’ün kişilik özellikleri (vatanseverliği, idealistliği, yaratıcı zihniyeti, komutanlık ve devlet adamlığı, sabır ve disiplin anlayışı, ileri görüşlülüğü, açık sözlülüğü, insan ve millet sevgisi, planlı çalışması, azimli ve kararlı oluşu, mücadeleci, birleştirici ve bütünleştirici oluşu, akılcılığa ve bilime önem vermesi, mantıklı ve gerçekçi oluşu, çok yönlülüğü) ünitelerde uygun yerlerde işlenmelidir. Öğretmen, güncellik ilkesi gereği Ermeni iddialarını ele almalı, bu iddiaların tarihî gerçeklerle bağdaşmayan iddialar olduğunu açıklamalıdır. Millî ve dinî bayramlar, mahallî kurtuluş ve kutlama günleri, önemli olaylar, belirli gün ve haftalardan yararlanılarak öğrencilerin tarihsel duyarlılığı geliştirilmelidir. Öğretmen, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı, Kurtuluş Savaşı’nda bir zaferin ya da Türk İnkılâbı ile ilgili herhangi bir olayın yıl dönümü, 13 Ekim’de Ankara’nın başkent olması, 23 Aralık’ta Menemen’de Kubilay’ın şehit edilmesi gibi olayların yıl dönümlerinde Atatürk’ün kişilik özelliklerini, inkılâplarını, ilkelerini ve düşüncelerini anlatmalıdır. Öğretmen, Atatürk’ün “Türk, öğün, çalış, güven!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” gibi sözlerinden hareketle, Türklerin tarihte oynadıkları rolü; askerlik, idare, hukuk, bilim, fen ve sanat alanında insanlığa hizmetlerini göstermelidir.
Ders konularından örnekler;
Geçenlerde Kaldırım Yayınlarından çıkan “Kürdüm Doğruyum Çalışkanım” adlı Tek Parti Dönemi eğitim uygulamalarını eleştirdiğim kitabımda da yer verdiğim gibi 8.Sınıflar için okutulan İnkılâp Tarihi dersinde bazı konular şu şekilde işlenmiştir. Azınlıkların kurduğu cemiyetler dışında Türkler tarafından milli mücadeleye karşı kurulan cemiyetlerde vardı. Bunlardan Kürt Teali Cemiyeti İstanbul’da bazı müderrislerin önderliğinde İngiltere desteğiyle kuruldu. Millî Mücadele’ye karşı olan cemiyet, hilafet ve saltanatın güçlendirilmesini istiyordu. İngilizlerin de etkisiyle Anadolu’da çıkan Konya ayaklanmalarında aktif rol oynadı. Altan Tan, zararlı cemiyetler arasında gösterilen Kürt Teali Cemiyeti’ni Kürt Sorunu adlı kitabında biraz farklı anlatır; Kürt Teali Cemiyeti 1918 yılında Kürtlerin genel çıkarlarının sağlanması ve gelişmelerinin kolaylaştırılması amacıyla İstanbul’da kurulan yasal bir dernektir. 19 şube açtı ve cemiyetin başkanlığına da Seyyid Abdükadir Efendi getirilmiştir. Seyyid Abdülkadir ise tüm İslamcı Kürtler gibi Türklerin bu düşkün zamanlarında onlara darbe indirmemizin Kürtlük şiarına yakışmadığını ileri sürüyor ve şimdilik Türklere yardım etmekliğimiz lüzumunda ısrar ediyordu. Kürdistan Teali cemiyeti öylesine caziptir ki Süleyman Nazif gibi bir Türk milliyetçisi bile şair Yahya Kemal’e bu derneğe üye olmasını önerir. Bir İnkılâp Tarihi kitabında Harf İnkılâbı için şöyle bir not düşülmüş,”Gazeteler, harf inkılâbını destekleyerek eski harflerle yeni harfleri yan yana basmaya başladılar. Türk milleti bu yeni alfabeyi kısa zamanda benimsedi. Atatürk, düzenlediği yurt gezileri ile Türk alfabesini halka tanıttı. Millet Mekteplerinin uygulaması Türk basınında cehaletle savaş ve tarihin ilk bilgi kültür seferberliği olarak nitelendirildi.” Ders kitaplarında hemen tüm inkılâpların halk tarafından hemen benimsendiği ifade ediliyor. Oysa Harf inkılâbı sürecini bazı tarihçiler ciddi bir dil imhası olarak görmektedirler. İnkılâp Tarihi ders kitaplarında şapka kanunundan ise şöyle bahsedilir; “bölge halkı büyük bir içtenlikle Atatürk’ün yapmak istediği kılık kıyafet inkılâbını benimsedi. Atatürk’ün Kastamonu’da verdiği mesajı iyi değerlendiren Türk milleti kısa sürede fes, sarık ve diğer başlıkları terk ederek kendiliğinden şapka giymeye başladı. Atatürk’ü Kastamonu dönüşünde karşılayanların hepsi şapka giymişti.
Bu ders kaldırılmalıdır;
Çocuklardan Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda bir davranış geliştirmelerini beklemek, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, şapka inkılâbı, harf inkılâbı vb. inkılâplarla bağ kurmasını ve neredeyse bunların aksine bir davranış geliştirmemelerini beklemek özgürlükçü eğitim pedagojisiyle bağdaşmayan bir tutumdur. Zorunlu derslerden biri olan Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersi ve Cumhuriyetin, tek etnik kimliği öne çıkaran resmi tarih anlayışına dayanan ve çoğulculuğu tehlikeli gören bir anlayışla yazılmış olan ders kitapları içerikleri, özgürlükçü, çoğulcu ve demokratik eğitim anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Bu kitaplarda ve derslerde, Türkiye yakın tarihine ilişkin birçok olay, yanlı aktarılıyor ve resmi görüş dışındaki tüm tarihi kimlikler ve kişilikler ötekileştiriliyor. Bu da, bireylerin, tek bir ideolojiyi içselleştirmelerine neden oluyor ve çoğulcu, eleştirel ve nesnel düşünme becerileri kazanmalarına ket vuruyor.
Türkiye’deki her yurttaşın, gelişmiş demokrasilerdeki gibi, dünya ve yakın ülke tarihini özgün ve nesnel kaynaklardan okuma hakkı var. Ayrıca, özgün ve nesnel kaynaklardan okunacak olan bir dünya ve yakın ülke tarihinin, özgür bireyler olarak barışın ve insan haklarının gelişimini sağlayacak ortamın oluşmasına, ülke ve insanlık uygarlığına daha çok katkı sağlayacağı da yadsınamaz bir gerçek. Ayrıca, bu dersin içerik ve işleniş biçimi, Türkiye’nin de altına imzasını koyduğu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS), “devlet velinin inanç ve felsefi düşüncesine aykırı eğitim veremez” ilkesiyle de çelişmektedir. Bu bakımdan artık bu dersin kaldırılması ve daha nesnel tarihi kaynaklarla yeniden ele alınmasına gerek vardır.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019