Ufuk COŞKUN
Pınar Kür; Robert Koleji mezunu, ardından Queens College, ardından Boğaziçi Üniversitesi ardından Sorbonne Üniversitesi..Anadolu tabiriyle merkep yükü kitaplar vs.. Sonuç: Başını örtenle Playboy’a soyunan aynı! Başörtüsünü gericilik olarak görüyorum! Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü örneğin başörtülü üniversite öğrencilerinin fotoğraflarını çekip fişlerken yakalanmıştı. Prof.Dr. Nur Serter’i bilmeyenimiz yoktur. Bir bilim adamı olarak bulduğu tek icat “ikna odalar” idi. Prof. Celal Şengör ise bir alem, o da Robert Kolej'i bitirdi ve State University of New York at Albany’den mezun oldu. Bir yığın ödül almış..Sonuç: Ben Atatürk milliyetçisiyim" Darbeler çok iyidir zorunlu ameliyat gibidir vs..Fazıl Say, Cengiz Çandar, Ertuğrul Özkök, Şahin Alpay,Mümtazer Türköne,Hasan Cemal,Yılmaz Özdil ve adını sayamadığımız niceleri(siz eklersiniz) iyi eğitim almış profesörler, aydınlar, yazarlar,sanatçılar..
En iyi bildikleri şey; halkın inanç değerlerini aşağılamak, başörtülüleri hakaret etmek..Kimi darbeye darbe diyemez, hatta darbecilerin gönüllü acentesi gibi çalışır, kimi ikbal peşinde, kimi de ne zaman fırsat bulsa halkı hakir görür vs. Baksanız iyi eğitim almış insanlar gibi gözüküyorlar... Ama hiçbirinde derinlik yok..Aldıkları eğitim onlarda insana doğru giden bir yol açamıyor.. Bir insanın aldığı eğitim onda kişi onurunun kıymetini idrak ettirmiyorsa dahası merhametin, hoşgörünün, vicdanın, erdemin, ahlakın ve saygınlığın kapısını aralamıyorsa başka bir deyişle yüreğinde insana dair bir yer açmıyorsa o eğitimin de o eğitimi alanın da hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.Ama örneğin Sartre’de böyle bir şey göremiyorsunuz..1964 yılında kendisine verilen Nobel ödülünü tarihte çok az yazara ve düşünce adamına nasip olabilecek yüksek bir erdemlilikle tereddütsüz reddetmişti Sartre. Gerekçesi bu erdemliğine yakışır bir vaziyette idi. Fransa’nın sadece Cezayirliyim demelerinden ötürü milyonlarca Cezayirliyi kıyımdan geçirmesiydi gerçek neden. Cezayirlilerin Fransa’ya karşı yürüttükleri bağımsızlık savaşına bir Fransız olarak yürekten destek veriyordu.”Ben insanlık adına eserlerimi oluştururken ve bu uğurda mücadelemi verirken inanın çok büyük ödüller aldım. Nobel’in şimdilik buna sağlayacağı bir katkısı olmayacaktır. Hem bunu evimde koyacak yer bile yok.” Derken asil bir duruş sergilemiş oluyordu. Çok azı hariç bu asilliği bizim aydınlarda neden göremiyoruz?
Örneğin Sivas’ta barış sürecine dönük yapılan bir ankette barış sürecinden kaygı duyanların yüksek tahsilli olması beni şaşırtmadı. Daha evvel de ifade ettiğim(yazdığım) bir nedene bağlı bu.. Türkiye’deki aydınların her şeyi akıl ve bilimin öncülüğünde çözebileceklerine dair sarsılmaz inançları neden oluyor buna.. Aldıkları eğitim türü pozitivist temelli tekçi, Kemalist, ilerici, laik, aydınlamacı bir eğitim. Atilla Yayla’nın da ifadesiyle; ”Aydınların akıllarını daha iyi kullanmaları onlarda bir özgüven duygusunun gelişmesine yol açar. Bu özgüven aydını, akılla her şeyin açıklanabileceği akılla açıklanmayan her şeyin reddedilmesi gerektiği ve sırf akla dayanarak ideal bir toplumun temellendirilebileceği noktasına sürükler.” Evet, böyle bir bakış açısı hem bireyin doğuştan getirdiği insani vasıflarının, haklarının ve özgürlüğünün yok sayılmasına hem de aklın, bilimin ve rasyonalizmin dışında olanların değersiz, işe yaramaz olarak görülmelerine neden olmaktadır.. Onlara göre bu cahil kitlelerin mutlaka bilimsel, çağdaş, ilerici ve aklın öncelendiği bir eğitime gereksinimleri duyulacaktır. Daha evvel katıldığım bir TV programında ünlü profesör benim savunduğum “evde eğitim” modeline şiddetle karşı çıkmış. Hayır, buradaki halk cahildir vs demeye getirmişti..
Aydınlanmacı, bilimci, akılcı ve rasyonalist aydınlar kendilerini doğuştan haklı ve yanılmaz, kendisi gibi olmayanları ise gerici, hastalıklı, cahil ve işe yaramaz yığınlar olarak görürler.. Örneğin bugün başörtülüleri gördüklerinde kendilerinin ne kadar da doğru bir istikamette yol aldıklarını sanmalarının altında bu hastalıklı duygu yatmaktadır. Kısacası bu yüksek eğitimliler yüzünden bireyin insan olarak düşünme, inanma, konuşma, yaşama vs gibi en temel vasıfları bilim, akıl ve ilericilik adına yok sayılmakta hatta tehlikeli bulunmaktadır. Bugün Türkiye’de son zamanlarda duyduğumuz o tiksinti verici açıklamaların altında yatan budur. Etyen Mahçupyan bunu şöyle ifade eder; ”Çelişkilerin temelinde Kemalizm’in çağdaşlık ve ilericilik anlayışı yatmakta. Bu pozitivist yaklaşıma göre laikler kimlik olarak dindarlıktan daha ileri bir insanlık aşamasında bulunuyor. Dolayısıyla daha bilgili ve daha açık fikirliler. Bu varsayımdan hareket edildiğinde laik aydınlar dindarların fikir ayrışması yaşadığı her noktada laik kesimin kendini doğal olarak haklı görmesi gibi bir garabetle karşılaşıyoruz.”
Oysa bir kadının başını örtmek konusunda kendi kendine aldığı karar, zannedildiği gibi basit/sıradan bir olay değildir. Bazen günlerce, hatta aylarca süren bir süreçtir bu. Karar verme sürecinde yoğun gelgitler yaşar, kimi zaman fırtınalar kopar iç dünyasında. Neticede duygularını, inancını, aklını, hayatını, ahlakını, vicdanını önüne koyarak/yoğurarak bir karar verir. Bu, dışarıdan başörtüsünü hakaret edenler için bir anlam ifade etmeyebilir. Bir insanın düşünmesi, karar alması, duygularını harekete geçirmesi, acı çekmesi, sabretmesi, inanması ve inancı uğruna mücadele etmesi, hayatına dair kararları kendisinin alması, iç dünyasıyla hesaplaşması vs az şey değildir.. Aylarca iç dünyasında yaşadığı gelgitler sonucunda oturup inancı gereği örtünme kararı alan bir insanın geçirdiği süreç dikkate bile alınmadan sarf edilen bu edep dışı ifadeler ne yazık ki ancak yüksek eğitimlilerin yapabileceği bir seviyesizliktir..Kısacası bize böyle bilimci, akılcı seviyesiz insanlar değil ilim irfan, vicdan ve erdem sahibi gerçek düşünürler lazım..Biz onları bilir onları dikkate alırız..Allah bu ülkeyi yüksek eğitimlilerin elinden kurtarsın..
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019