Ufuk COŞKUN
Bugün, Haşim Kılıç’ın hükümeti eleştiri yağmuruna tutmasına değinmeyeceğim. Bunlarartık modası geçmiş eski Türkiye’ye ait görüntüler...TBMM’de 411oyla kabul edilmiş bir insan hakkı meselesini bile reddeden AYM, sürekli seçilmişleri eleştireceğine bir kez olsun özeleştiri yapsın. Eğer yapmayacaklarsa siyaset sahnesine buyursunlar!Bugün, Türkiye’de ahlak, erdem, vicdan sahibi insanların gayretleriyle yaşanan alışılmadık gelişmelerden bahsetmek istiyorum. Başından beri ezber bozan ve ülkenin demokratikleşmesi uğruna ciddi çabalar sarf eden Sayın Başbakan; “20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz” diyerek yine kendine yakışanı yaptı ve yüzyıllık bir tabuyu yıktı.
Bir taraftan; hak ve özgürlükleri, totaliter zihniyetli insanların ihlalinden korumak için ciddi çabalar sarf edilirken; diğer taraftan, kendilerini hala ülkenin sahibi olarak gören kesimler, mevcut eski düzeni korumak ve onu daha da güçlendirmenin yollarını aramakta.Oysa öncülüğünü AK Parti’nin yaptığı bu insan eksenli dalgalanma aslında dipten gelen bir dalgalanmadır. Öncelikle kendi güç ve nüfuzunu düşünen bir kısım çıkarcı, statükocu insandan başka kimse bu değişim dalgasına karşı değil. Bundan böyle Türkiye özgürleştikçe buna karşı sert tutum ve tavır geliştiren bu kesimler marjinalleşecektir.
Evet, bu yeni dönemde de her zaman olduğu gibi yersiz korkularını, endişelerini, özgürlük karşıtı söylemlerini hatta tehditlerini dillendirmeye devam edeceklerdir. Çünkü Renan’ında ifade ettiği gibi “Fanatikler ölümden daha çok özgürlükten korkarlar.” Ne var ki antidemokratik söylemler artık toplum tarafından kabul görmemektedir. Çünkü toplum her defasında değişimden, yenilikten ve özgürleşmekten yana tavır belirliyor. AK Parti toplumdaki bu değişime yani halkın taleplerine, ihtiyaçlarına ve geldiği düşünce olgunluğuna cevap verebildiği için başarılıdır.19. yüzyıl paradigmasıyla siyaset üreten muhalefet ise bu katı-dar, fanatik tutumuyla hala halkın gerisinden gelmektedir. İnsanlar kendilerine hangi yönetim anlayışının değer verip vermediğini özgürleştikçe daha iyi anlıyor. Şu sıralar; insan hak ve özgürlüklerinin yasalarla güvence altına alındığı, herkesin kanun önünde eşit sayıldığı, kimsenin bir diğerinin inancına,düşüncesine ve yaşam anlayışına müdahale etmediği, kınamadığı, huzurlu ve barış dolu bir ülkede yaşamak isteyenlerle buna şiddetle “hayır” diyenlerin net bir biçimde ayrıldığı bir dönemden geçmekteyiz.
Bu ülkede İttihat ve Terakki zihniyetinin ürettiği tekçi, darbeci, baskıcı, ötekileştirici ideolojinintesiriyle yıllarca kimsenin ırkına, diline, inancına ve mezhebine bakılmaksızın özgürleşmesi yani insanlaşması engellendi. Bu ülkenin Ermenilerini, Alevilerini, Müslümanlarını, Kürtlerini vs. dışlayan, yasak getiren ve yok sayan zihniyet aynı zihniyettir. Markar Esayan’ın da dediği gibi; İskilipli Atıf Hoca ile Mebus Krikor Zohrab'ı öldüren aynı zihniyettir.Hepimizi dışlayan, dilini ve inancını yok sayan, yasaklayan, bizlere yani halka basit, sıradan insan yığınları muamelesi yapan antidemokratik ve özgürlük karşıtı bir kesim vardı. Hepimiz bu zihniyet tarafından mağdur edildik. Ancak son zamanlarda özgürlükçü kesimin, inançlı, dindar ve cesur insanların gösterdiği gayretler sonucu bu antidemokratik, özgürlük karşıtı darbeci kesimin maskesi düştü. Tüm engellemelere rağmen, paralel yapının, uluslararası bağlantıların ve içerideki vicdan yoksunu seviyesiz muhalefetin operasyonlarına rağmen Türkiye her geçen gün gelişmekte, özgürleşmekte ve farklılıklarıyla birlikte huzur içinde bir yaşamın yollarını aramaktadır.
Bugün, insanlık adına tüm kavramları yerli yerine oturtuyor ve başta kendimiz olmak üzere her türlü olumsuz düşünce ve sistemle yüzleşiyoruz. Yüzleştikçe onurumuz ve şerefimiz artıyor. Kendimize olan güven artıyor. Geleceğe umutla bakıyoruz. Çocuklarımız adına seviniyor, farklı kültür, inanç, dil ve mezhepten olanlarla bir arada yaşamanın hazzını daha şimdiden tatmaya başlıyoruz. Hiçbir sistemin insanı atlayarak ve onun en temel varlık nedenlerini yok sayarak ayakta kalması mümkün değildir. Eğer bir siyasi anlayış, insana rağmen onun en temel varlık nedenlerini yok sayarak işletilmeye çalışılıyorsa bilinmelidir ki bunun hayat bulma şansı artık kalmamıştır.
Farklı renkler, inançlar, ırklar ve mezhepler ancak demokrasiyle ve hukukun üstün olduğu evrensel insani değerlerle bir arada çatışmadan huzur içinde yaşayabilirler. Bu anlamda Türkiye, önümüzdeki yıllarda daha birçok ezberin bozulacağı yeni bir döneme giriyor. Hepimizin içine kin ve nefret tohumları atan resmi tarih her geçen gün sorgulanacak ve deşifre edilecektir. Muhakkak yeni bir anayasa yapacağız, Kürt, Ermeni, Alevi ve Eğitim gibi köklü sorunlarımızda tahmin bile edemeyeceğiniz yeni gelişmeler yaşanacak. Bu bakımdan Sayın Başbakanın Devlet Başkan’ı olması elzemdir.
MİLAT
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019