Ufuk COŞKUN
Mısır’da dünyanın gözü önünde yüzlerce insana idam kararı verildi. Zulmün, hukuksuzluğun ardı arkası kesilmiyor. İsrail, yıllardır çocuk öldürüyor, Suriye’deki diktatör ise halkına dünyayı dar ediyor. Ortadoğu’da yaşanan bunca zulüm ve insansızlık karşısında bizim ciğerimiz yanarken batı, Türkiye’den twitterin hesabını soruyor! İsrail terör kamplarını bombaladı diyenler de bunu ayakta alkışlıyor! Mısır’da, Filistin’de, Suriye’de ve başka ülkelerde başından beri mazlumlardan, ezilmişlerden ve halklardan yana en insani, en vicdani tepkiyi gösteren Türkiye oldu. Bu anlamda Türkiye’nin izlediği dış politikayı gerçekten takdire şayan bir politika olarak değerlendiriyorum.
Uzun zamandır Türkiye’nin de bir Mısır, Suriye ya da Ukrayna gibi olması, burada da darbe mahkemelerin kurulması ve bir iç çatışmanın çıkması için ardı ardına operasyonların yapıldığını biliyoruz. Gerçi bizler Gezi olayları başlamadan yirmi gün kadar önce BBC ve CNN gibi TV Kanallarının canlı yayın için araç kiraladıkları bir süreçtemeselenin ağaç olmadığını biliyorduk.Bir taraftan sözüm ona masumane talepleri olan çevreci bir gençlik sonra onlara zalim sultana karşı cihada çağıran bir imam, diğer taraftan bol küfürlü “Diktatör Tayyip!” sloganları, BCC ve CNN başta olmak üzere bir kısım dünya basınında Tayyip Erdoğan’ın diktatör olduğunun işlenmesi, Türkiye Psikiyatri Derneği’nin (TPD) çıkardığı bir dergide bunun “söz konusu olan bir ayaklanma veya başkaldırı olduğunun” altının çizilmesi hatta “padişahı kulağından tutup aşağı indirmiş bir halkın genç aydınlarına ecnebilerin duyduğu hayranlığı dile getirir” türünden yazıların yer aldığı kısacası yazarların, sanatçıların, siyasetçilerin hükümeti devirme eylemine karıştığı önceden kurgulanmış bir operasyonda elbette hedefin başlı başına Türkiye olduğunu biliyorduk.
Aynı şekilde Barzani’nin Türkiye’ye geldiğinde ortaya çıkan o güzel tablonun oluştuğu, Kürt sorununda neredeyse sona gelindiği, Irak'tan gelecek petrol parasının Halk Bankası'nda tutulacak olması gibi hadiselerin yaşandığı dolayısıyla hem kendi içinde ciddi büyüme gösteren hem de Ortadoğu’da Kürtlerle birlikte etkili bir rol oynayacak vizyon sahibi bir Türkiye’nin varlığından endişe duyan ülkeler ve içimizdeki paralel yapı ardı ardına operasyonlar başlattığında da bunun dershane ya da yolsuzluk meselesi olmadığını biliyorduk. Yüz binlerce kişinin dinlendiği, yardım tırlarının önünün kesildiği, ulusal güvenliği ilgilendiren bilgilerin servis edildiği, Başbakan’ın terörist olarak gösterildiği, AYM, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı gibi en önemli kurumların dinlendiği, bunca ahlaksızca işleyen ve kurgulanan operasyonlar karşısında asıl meselenin elbette başlı başına Türkiye olduğunun bilincindeydik. Bunları bildiğimiz için Sayın Başbakan’a sahip çıktık. O da “beyaz kefen giydik öyle yola çıktık” derken başından beri içinde bulunduğu durumun ciddiyetinin farkındaydı.
Oysa ne kadar da ince planlar yapmışlardı! Başbakan’ı devirecek olmalarından, Türkiye’yi hepimize zindan edeceklerinden öylesine emindiler ki! Birçok yazarı, siyasetçiyi o kadar çok inandırdılar ki buna!Ama olmadı. Çünkü bu planlamacılar bir şeyi hesaba katmıyorlar. O da; halkın iradesi. Halk, tüm planlarını boşa çıkartıyor. Ne yapsalar artık yeni Türkiye’nin önünü kesemezler.Türkiye, tüm operasyonlara rağmen son yıllarda darbecilerin deşifre edildiği, maskelerinin düştüğü, barış sürecine girildiği, en önemlisi de hakları-hukukları gasp edilenlerin birbirleriyle yüzleşmeye başladığı sağlıklı bir döneme girdi. Bir kesimin halk aleyhine, bu kurulu düzenden nemalandığı yapı ciddi manada sarsıldı. Bu durum kuşkusuz ciddi rahatsızlık uyandırmakta. Darbe planları, Gezi Olayları, dershaneler ve yolsuzluklar meselesi ayrıca çözüm sürecine sabote ederek savaşın devamın istenmesi çabaları hep bu yüzden. Sorun bir bütün olarak AK Parti değil, bilhassa barıştan yana tavır koyan, bununla ilgili ciddi riskler alabilen ve büyük düşünen cesur başkanında.
Ancak bu sefer durum farklı. Çünkü Tayyip Erdoğan, Gülay Göktürk’ün de ifadesiyle; ülkelerin tarihinde ancak birkaç defa gelen büyük liderlerden biridir. Dönüştürücü, mevcut paradigma içinde kalmayı reddeden, risk almaktan da, düşman sahibi olmaktan da korkmayan, cesaret sahibi bir liderdir. Bu yüzden istenmeyen, yolsuzluklara bulaşan, devrilmesi gereken bir diktatör olarak takdim edilmek isteniyor. Ne var ki Türkiye artık bu tür bayağı, basit manipülasyonlarla, gazete manşetleriyle sarsılacak bir ülke olmaktan çıktı. Türkçe bilmeyen birinden bu memlekete hayır gelmez denilerek idam kararlarının verildiği bir Türkiye artık geçmişte kaldı. Bugün,“Irkın, kimliğin, dinin, mezhebin ne olursa olsun, artık korkmayacaksın” diyen bir başbakanın olduğu ülkedir Türkiye. Kimse heveslenmesin, artık buradan geri dönüş yok! Bir taraftan pisliklerden arınırken diğer taraftan inadına özgürlükçü adımlar atacağız.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019