Ufuk COŞKUN
Türkiye bir taraftan global ölçekte ciddi operasyonlar geçirirken diğer taraftan meydan okurcasına atılması gereken demokratik adımlardan da geri kalmıyor. Hem içeride hem de dışarıda Türkiye’yi terörizmle bağdaştırmaya dönük algı operasyonları yapılırken Türkiye tüm bu algıları tersyüz edecek hem insani hem de özgürlükçü adımlar atıyor. Buna eğitim de dâhil. Örneğin 25 bine yakın nüfusu olan Süryaniler, 1928'de okullarının kapanmasından 86 yıl sonra okul kurma hakkı elde ettiler. Keza azınlık okullarına devlet tarafından tam 9 milyon 907 bin 500 TL yardım yapıldı. Bu desteğin 7 milyon 843 bin TL’sini Ermeni okulları, 977 bin TL’sini Musevi okulları ve 87 bin 500 TL’sini Rum okulları aldı. Bu aynı zamanda bir rekor! Bir önceki Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’in sıklıkla dillendirdiği, geçenlerde de Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın duyurduğu gibi azınlık okullarında eğitim gören öğrenciler için Hristiyan din dersleri de geliyor. Kendisi "Hazırlanan müfredat için imzayı attım. Musevi vatandaşlarımız da kendi okullarında, kendi dinlerini öğrenebilsinler diye hazırlık yapıyorlar." dedi. Buna ortaöğretimde başörtüsü serbestliği de eklersek gerçekten eğitim alanında güzel gelişmeler oluyor. Yıllardır bu tür meseleleri bıkmadan, usanmadan dillendiren, yazan ve eğitimde özgürlüğü savunan biri olarak yinede bu adımları çok yetersiz buluyor ve eğitim alanında atılması gereken daha birçok adımın olduğunu ifade ediyorum.
Elbette atılan özgürlükçü adımları takdir etmesini de bilmeliyiz. Tam da bu noktada yazmadan geçemeyeceğim bir husus var. Hiç huyum değildir ama geçenlerde bu son gelişmelerle ilgili hem bir teşekkür hem de bir soru ve bazı öneriler için bir dostuma (bürokrasiden anlamadığım için)bakanlıkta muhatap olabileceğim birinin olup olmadığını sordum. MEB’den gelen cevap; “dışarıya bilgi veremiyoruz çünkü bilhassa Hıristiyan din dersleri meselesi spekülasyonlara açık bir mesele” oldu. İlginç bir cevap doğrusu. Yıllardır azınlıkların kendi dini eğitimlerini almalarını savunan, ülkenin eğitim kalitesinin arttırılması yönünde çalışmalar yapan, yeni Türkiye’de yeni bir eğitim anlayışı ve perspektifi sunmaya gayret gösteren biri olarak acaba Hrsitiyan din derslerini nasıl çarpıtarak verebilirdim! Kendilerini arayan bir Sözcü, Cumhuriyet ya da Zaman muhabiri olsa anlardım ama doğrusu Ufuk Coşkun olarak bu cevabı bir hayli garipsedim. Neyse bu çok da önemli bir şey değil. Neticede eğitimden güzel haberler alıyoruz. Ben bu vesileyle bir kez daha tebrik etmek isterim.
Fakat beni asıl üzen, eğitime olan ilgisizlik. Bugün kim ne derse desin, eğitim sistemi 90 yıllık bir öğütme aracı olarak karşımızda dev bir sorun olarak duruyor. Ulus devletçi sistemin ruhu hala eğitim sistemini esir almış durumda. Bu yüzdendir ki bir zamanlar insanlık tarihin seyrini değiştirebilecek kadar kaliteli düşünce, bilim, sanat, edebiyat ve felsefe adamları çıkaramıyoruz. 22 Milyon öğrenciye sahip bir ülkede verilen mevcut eğitimle köklü medeniyet tasavvuruna sahip kaç birey yetiştirebiliyoruz? Eğitimi basite almamak gerekiyor. Bakınız geçenlerde bir arkadaş, büyük bir gazetenin yayın yönetmenine; yeni Türkiye’nin inşasına kaktı yapacak nitelikte ve derinlikte neden bir eğitim programına yer vermiyorsunuz diye sorduğunda aldığı cevap; izleyicisi yok, kim izleyecek eğitim programlarını” oluyor. Gerçekten talihsiz bir durum. Eğitime vakıf olamayanlar için sanıyorum eğitim denilince akla, sıra, masa, tahta öğrenciler, sınavlar, atamalar gibi meseleler geliyor. Ne yazık ki doğru eğitimin medeniyet inşasında oynadığı/oynayacağı rol, dünya barışına ve insanlığa sunacağı katkı, demokrasinin ve özgürlüğün gelişmesinde ne denli etkili bir mekanizma olduğu görmezden geliniyor.
Bugün soğuk, sevimsiz hapishaneyi andıran beton yığınlarının içine sıkıştırılmış, zillerle ve komutlarla hizaya sokulan, okul önlerinde nöbet tutan milyonlarca çocuğa verilen şeyin adı eğitim değildir. Disiplindir. Buradan medeniyeti inşa edecek düzeyde kaliteli fikir insanları yetişmez. Buradan bir Mimar Sinan çıkmaz. Buradan bir İbn-i Sina, Beyruni,Cabir bin Hayyan,Harezmi,Cezeri, Farabi, Yunus Emre,Mevlana, Hacı Bektaşi Veli çıkmaz.Resmi ideolojiye itaatkar birey çıkar o kadar.Neden anlamıyorsunuz? Eğitim bir ülkenin kendisi demek. Eğitimin kadar varsın. Eğitimin ne kadar yaralıysa demokrasinde o kadar yaralıdır. Neden mevcut tek-tipçi eğitim politikalarını sıfırlamıyorsunuz? Oysa eski ilim, kültür ve hikmet şehri Bağdat’ı yeni Türkiye’de inşa edecek kalitede ilim irfan sahibi bireylerin yetişmesine vesile olmalıdır eğitim.
Bugün Türkiye okullarında okuyan bir öğrenci önüne Ortadoğu haritasını alıp Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi o sınırları sorgulamalı ve bu bölgenin geleceğine dönük yeni farklı projeler geliştirebilmelidir.Hem ülkesinde hem de bölgesinde bir medeniyet perspektifine sahip olmalıdır. Entelektüelliğin birilerin inancına, diline, örtüsüne, görüşüne küfretmekten geçmediğini farklı kimliklerin özgürce bir arada barış içinde nasıl yaşamaları gerektiğine dair yeni sosyolojik fikirler geliştirmek olduğunu idrak ettirmelidir eğitim. İnsan ve değerleri üzerine temellendirilmelidir. Özgür bireylerin yetişmesine vesile olmalıdır. Ahlak, erdem ve vicdan sahibi fikir adamları, sanatçı, mimar, sosyolog, hukukçu, romancı, siyasetçi, doktor, kimyager, mucit insanlar yetiştirmelidir. Kısacası bugün her fırsatta CHP’nin siyasetini eleştirenler, 22 milyon öğrenciye dayattığı eğitim anlayışını eleştirmiyorlarsa bana göre samimi değillerdir.
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019