Ufuk COŞKUN
Eğitim meselelerine fazla kafa yorduğum doğrudur. Bu bakımdan eğitime çok taktığım ve hemen her meseleyi eğitime bağladığıma dair birtakım eleştiriler getirebilirsiniz. Ancak bunun bazı önemli nedenleri var. Ben, Türkiye’de yaşadığımız kadim sorunların kökeninde biraz da farklı dil, inanç ve kültürleri dışlayan, yasaklayan ve onları yok sayan nasyonalist bir zihniyetle kurgulanmış bir eğitim sisteminin de payı olduğunu düşünüyorum. Yıllardır korku, nefret ve tek bir anlayışı nesilden nesile aktarmaktan başka bir işe yaramayan milliyetçi eğitim sisteminin tezgâhından geçen insanlara, Türk olmayan herkesin birer tehdit unsuru olduğu bilinci aşılanmıştır. Dolayısıyla sorunlarımızı tartışırken bu sürece eğitimin de dâhil edilmesini istememin bir nedeni de budur. Bugün Kürt sorunu bana göre aynı zamanda bir Kürtçe sorunudur. Bir anadil sorunudur. Dolayısıyla bir milli eğitim sorunudur.
Yıllardır devlet okullarında zorunlu eğitime tabi tutulan Kürt çocuklarına “Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun” cümlesi zoraki ezberlettirildi. Ders kitaplarında, onlara dair hiçbir bilgiye yer verilmedi. Törenlerde, bayramlarda okunan şiirlerin hiçbirinde isimleri geçmedi. Her fırsatta dışlandılar, yok sayıldılar ve kendi dillerinde eğitim yapma hakkından mahrum bırakıldılar. Kitabıma okul hatırlarıyla katkı sunan aydınlardanİlhami Işık, “Türkçe öğrenmek için ayaklarımızdan tutup başımızı vuruyorlardı diyordu. Sorunu biraz da buralarda aramamız gerekmiyor mu? Devletin eğitim aracılığıyla farklı kesimleri dışlaması, asimilasyona tabi tutması onları diğerlerinin gözünde nefret edilmesi gereken birer düşmana dönüştürmesi kimseyi ilgilendirmiyor mu? Dönemin okullarının Diyarbakır cezaevinden farklı olmadığı bir Türkiye’de, ürettiği milliyetçi ideolojiyle eğitimin hiç mi payı bulunmamaktadır.76’da sadece Kürdüm dediği için öğretmeninden tam 280 sopa yiyen bir insanın içinde oluşan nefreti düşünebiliyor musunuz? Daha birkaç yıl içinde annesine,”Anne sakın okula beyaz tülbentle gelme, öğretmenle düzgün Türkçe konuş” diyen ya da öğretmenim ben Diyarbakırlıyım ve terörist değilim diye haykıran Kürt çocuklarının iç dünyasında yaşadıkları travmaları anlayabiliyor musunuz? Beni eğitime kafayı taktı diye eleştiren arkadaşlar, asıl devletin eğitim aracılığıyla Kürtleri kafaya taktığını neden görmek istemiyorlar?
Çözüm sürecini, barışı, aşk ve sevgi üzerinden yorumlayabilirsiniz. Meseleyi farklı açılardan bakıp farklı çözüm önerileri sunabilirsiniz.Ancak eğitimin daha en başında milliyetçi, ulus devletçi ve Türk ırkının yüceltilmesi esasına göre kurgulandığı bir ülkede bu alanı boş bırakamazsınız. Bir taraftan savaşa hayır deyip diğer taraftan savaş kışkırtıcılığına göz yumamazsınız. Elbette çok ayaklı bir çözüm sürecinin içerisindeyiz. Ancak ben, bir taraftan da çocukları yarının barış dolu Türkiye’sine hazırlamak gerektiğini düşünüyorum. Belki barışı biz sağlayacağız ancak barışı kalıcı hale getirecek ve bunu devam ettirecek olan çocuklarımızdır. Bu ülkede ne yapıyorsak onlar için yapmıyor muyuz? Huzur ve barış dolu bir ülkede yaşamayı biz beceremedik ancak onlar yaşasın istemiyor muyuz? İşte ben eğitimi bu bakımdan çok önemsiyorum.
Bakınız İngilizlerin Hindistan’ı terk etmesiyle beraber yeni Hindistan’ın inşa sürecinde ortaya atılan bir kavram var; Swaraj. Sanskritçe özün ışığı ve özyönetim anlamlarına geliyor. Bu çok eski kavram,Gandhi ve Rabingdranath Tagore ile tekrar hayat buldu. Matt Hern, Öğrenen Şehir Udaipur projesini de yer verdiği bir çalışmasında Swaraj’ı, bireyin eşsizliğini ve toplumsal çeşitliliği kabul eden yeni bir zihniyet duyarlılığı olarak tarif eder. Aynı zamanda özgürlük, kalkınma ve adalet kavramlarının da beraber tanımlanması sürecidir bu. Ben bunu biraz da bizim barış süreciyle başlayan yeni Türkiye’nin inşa sürecine benzetiyorum. Swaraj, özünde eğitim süreçlerini toplumun tüm katmanlarındaki insanların adına yeniden tanzim edilişini de ifade eder. Kısacası yeni Hindistan’ın inşası, eğitimle eş zamanlı gitmiştir.
Savaş açıkça topluma zarar vermesine rağmen der Krishnamurti, eğitimle gençlerin içinde militan bir ruh geliştiririz. Ayrıca “Milliyetçi olduğumuz için hep savaşa hazır olmak zorundayız ve milliyetçi olduğumuz için şiddet hep yaşam tarzımız olmaya devam edecektir. Dolayısıyla çocuklarımızı kendi hazlarımıza kurban etmeyelim” der. Bu bakımdan tarihinin en önemli en hassas sürecini yaşayan Türkiye’de eğitim aracılığıyla çocuklara artık milliyetçilik değil insan hak ve özgürlükleri, farklılıkların birer zenginlik olduğu bilincinin kazandırılması gerektiğini düşünüyorum. Çok şükür yapılan reformlarla eğitimde gözle görülür ciddi değişiklikler yaşandı. Anadilde eğitimin önü açıldı ve andımız kaldırıldı. Ancak eğitim bir bütün olarak hala tekçi yapısını muhafaza etmektedir. Bilinmelidir ki bu ülkede herkesimden insanla barış ve huzur içinde yaşamak gibi bir umudumuzun olması için işe önce ideolojik eğitim sisteminden, eğitimcilerine varana kadar bütün yapıyı ciddi bir reforma tabi tutmak zorundayız. Kendi korkularımız, hazlarımız ve önyargılarımız üzerinden çocuklarımıza bir yaşam anlayışı dayatmamalıyız. Çözüm süreci aynı zamanda Türkiye’nin iç ve dış politikasını kendisinin belirlemeye başladığı bir süreçtir. Bu bakımdan ciddi engelleme operasyonlarına tabi tutuluyor. Kısacası Türkiye tüm engellemelere rağmen bir taraftan iç barışını tesis ederken diğer taraftan da bu barışı kalıcı hale getirecek ciddi adımlar atmalıdır.

Bu resmi 2011 yılında bir okulun önünden geçerken tesadüfen çekmiştim... Anaokulu öğrencileri yılsonu müsamerelerine hazırlanıyor!
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019