Ufuk COŞKUN
Kürtler, medeniyetin oluşmasında, ilim, irfan ve kültür mirasının aktarımında öncü rol oynamış karakterli, ahlak, vicdan ve erdem sahibi kaliteli bir halktır. Tarih boyunca duruşlarından, asaletlerinden zerre taviz vermeyen bu kadim halk, Türklerle birlikte her türlü iç ve dış tehdidi de bertaraf etmesini bilmiştir.
Ben Muğlalı bir Türk olarak ilk kez Van’a gittiğimde tanışmıştım Kürtlerle.. Hayatımda bu kadar saygı ve hürmet gösterildiğim başka bir yer hatırlamıyorum. Kürtler dünyanın en misafirperver halklarından biridir. Sofraları bereketli, dilleri tatlı, sözleri söz olan esaslı insanlardır. 80 küsur yaşlarında bir dedenin genç bir delikanlının önünde saygıyla ayağa kalkmasını başka nasıl izah edebilir insan? Ben senin yaşına değil ilmine hürmet ediyorum diyen kaç asil insan tanıdınız ömrünüzde? Doğu, medeniyetin, ilmin, ahlakın ve insanlığın beşiğidir.. Kürtler de doğunun en mübarek en saygıdeğer insanlarıdır. Biz meseleye medeniyet perspektifli bakamadık bu ülkede.
İnsanın ne denli kıymetli bir değer olduğunu, onun ideolojilerden ve çizilmiş sınırlardan daha makbul olduğu gerçeğini bir türlü idrak edemedik/ettirilmedik. 80 yıldır aramıza atılan ve bir virüs gibi yayılan milliyetçilik hastalığına yakalandık. Bu öyle bir hastalık ki insanların ırkı, mezhebi ve dünya görüşü dudaklarımızdan birer küfür olarak dökülüyor. Ne hazindir ki bugün Ermeni, Kürt, Arap ve Alevi ortalama bir Türkiyeli için yeniden bir tehdit ve tehlike olarak görülmeye başlandı. Son yıllarda tam da bu eşiği aşmak üzereyken neden birbirimize düşmek için bu kadar gayret sarf eder olduk. Sebep ne?
Dünya siyasetine ve para akışına nizam veren küresel baronlar, Türkiye’nin farklılıklarıyla bir olmasını, iç barışını tesis etmesini, zenginleşmesini, özgürleşmesini en önemlisi de bölgedeki servetin sahiplerince adil paylaşılmasını istemiyor. Bu hırs yüzündendir ki yüzyıllardır bölge halklarını birbirleriyle savaştırıyorlar. Batılı güçler son 1000 yıldır Kürtlerle Türklerin önünde hiçbir gücün durmadığını, bu iki kadim halkın her şeyin üstesinden geldiğini de çok iyi biliyorlar. Daha doğrusu bu gündemlerinden hiç çıkmadı.
Türkiye, ilk kez Erdoğan önderliğinde bu küresel tuzağı boşa çıkartmak için bir girişim başlattı. Bu öylesine hesaplı ve büyük bir girişimdi ki tüm dünya güçlerini ayağa kaldırdı. Erdoğan, yıllardır bizi birbirimizden uzaklaştıran, çatıştıran, kurşun sıktıran, kan akıtan, acılara boğan bu virüsten kurtulmak için bir reçete koydu halkların önüne. Bunun adını da çözüm süreci koyduk.. Öncelikle -yazımın ilk satılarında ifade ettiğim gibi- Kürtlerle medeniyet perspektifli bir ittifakı gündemimize aldık. Barış dedik. Silahların gömülmesi gerektiğini ifade ettik. Tüm enerjimizi bir arada olmak uğruna harcamaya başladık. Heyecan ve umut verici yıllardı…
Militarizmi lügatlarından çıkaran ehl-i vicdan sahibi insanlar sivil siyasetin yolunu açmak için gerçekten büyük çaba sarf ettiler. Ancak Erdoğan Üst Akıl’ın işe aldığı personeli tasfiye etmeye başlamasıyla küresel güçler tüm hücreleri uyandırmaya ve onun üzerine salmaya başladı. Film de burada koptu zaten.
Meselenin nirengi noktası Kürtlerle Türklerin birlikteliğidir. Küresel baronlar, PKK terör örgütünü bu birlikteliğin üzerine saldırmakla başladılar işe. Yani bu girişimi, çabayı temelli bitirmek üzere bu örgütü ve siyasal kanadını devreye soktular. Biliyorsunuz son üç yıldır Türk kanadına yapılan operasyonlar bir netice vermedi. 7 Haziran’dan sonra şimdi de bizzat Kürt kanadı operasyon geçiriyor hem de PKK ve HDP eliyle! Bakınız HDP büyük insanlık ve Türkiyelileşmek kisvesi altında Kürt seçmeninden güçlü destek aldığı bölgelerin PKK tarafından abluka altına alınmasına neden oldu. Bugün bölgede Kürtler bizzat PKK’nın yol açtığı çok ciddi bir mağduriyet yaşamakta. Anlayacağınız batılı güçler PKK eliyle kadim Kürt halkından Selahaddin Eyyubi’nin intikamını alıyor. Medeniyet ve ümmet şuurundan uzaklaştırmak için Kürtlere büyük bir operasyon yapılıyor. Türklerle Kürtler ebediyen birbirlerine düşman olsunlar diye ne gerekiyorsa yapıyorlar. Medya organlarıyla, muhalefet partileriyle, sözümona yazar ve aydınlarıyla Türkiye’ye dönük ciddi bir saldırı var. Sokakları karıştırarak Türk’ü Kürd’e, Kürd’ü de Türk’e karşı düşman etme planları söz konusu.. Peki, böylesi bir ortamda biz ne yapıyoruz?
Düşünün bu ülkede yarısı Kürtçe yarısı Türkçe çıkan kaliteli bir gazetemiz bile olmadı.. Bırakın böyle bir gazeteyi koskoca gazete patronları sırf tiraj ve reklam kaygısıyla tek bir Kürde Kürtçe köşe sayfası bile açmadı bu ülkede. Ne yazık ki köşelerinde Kürtçeyi savunan yazarlarımızdan da bugüne kadar bu yönde bir talep olmadı. Elimde olsa böyle bir gazete çıkarır inadına Kürt Türk birlikteliğine dönük, barışa ve huzura dönük manşetler atardım.
Kürtlerin ve Türklerin büyük bir operasyon geçirdiği böyle bir zamanda (bir gazete hariç) iki-üç dilde manşet atmaya bile gerek görmeyen bir basın anlayışımız var. Bu çok üzücü. Oysa bu bir incelik ve anlayış meselesidir. Bölgede operasyon geçiren Kürt halkına böyle bir zamanda sahip çıkmayacağız da ne zaman çıkacağız? Ben bu ülkenin ferasetine, Kürtlerin ve Türklerin vicdanına çok güveniyorum. Emin olun bu ülke bir yol alacaksa gerçekten ülkesi uğruna samimi adım atanların gayretleriyle yol alacaktır. Etrafında çöreklenen menfaatperest sözde vatanseverler ve çıkarcılara rağmen Erdoğan’ı bu onurlu mücadelesinde yalnız bırakmayacak çok ciddi bir çekirdek kadro oluştu. Bu kesim sesini daha fazla yükseltmeli ve ne pahasına olursa olsun Kürtleri size yedirtmeyeceğiz demelidir.
@sivildemokrat
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019