Ufuk COŞKUN
Tahir Elçi, “Birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun' diyoruz” ifadelerinden hemen sonra oracıkta öldürüldü. Allahtan rahmet, kederli ailesine sabırlar dilerim. Güvenliği sağlamakla görevli polis memurlarımızdan Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur da şehit oldular. Allah mekânlarını cennet etsin. Herkesin başı sağ olsun. Bakanlık, olayla ilgili iki mülkiye başmüfettişi ve iki polis müfettişi görevlendirdi. İlk bulgular Tahir Elçi’yi PKK’nın katlettiği yönünde. Cumhuriyet Başsavcısı, olay yeri inceleme ekipleri ve avukatlarla birlikte olay yerinde incelemeler yapmak, delillerin kaybolmasını engellemek ve gerekli çalışmalara başlamak için yola çıktıklarında, çevre güvenliğini sağlamak üzere giden güvenlik görevlilerine beş ayrı noktadan roket atıldı ve heyete uzun namlulu silahlarla ateş edildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, bir başsavcı vekili, iki cumhuriyet savcısı ve baro yönetim kurulu üyeleriyle birlikte, olay yeri incelemesi için Tahir Elçi’nin öldürüldüğü 4 ayaklı minare civarına gittiğinde ve olay yerinde inceleme yaptığı esnada ise bu sefer otomatik silah ve roketatarla saldırı yapıldı. Yine olay yerinin güvenliğini sağlayan zırhlı kobra aracının geçişi esnasında tuzaklanmış bombanın patlatılması sonucunda zırhlı araç devrildi. Kısacası PKK olayın aydınlatılmasını engellemek için olay yerine bilinçli olarak zarar vermiştir. Bu durum aynı zamanda suikastın önceden planlanmış olduğunu da göstermektedir. Peki, Tahir Elçi neden öldürüldü? Tahir Elçi, 1000 yıllık kadim Kürt yerleşim bölgelerine hendek kazarak şehirleri harabeye döndüren silahlı terör örgütü PKK’ya tepki gösterdiği için, barış ve huzur dediği için öldürüldü. PKK, bu ülkede Türk Kürt ittifakını engellemek için oluşturulmuş yüzyılın en etkili projelerinden biridir. Temel görevi; Türkiye’de barışın ve huzurun tesis edilmesini engellemektir. Sanıldığı gibi Kürtlerin hak ve özgürlükleri için savaşan bir örgüt değildir. Kısacası PKK, Türklerle Kürtlerin İslam medeniyeti çerçevesinde oluşturacakları tarihsel birlikteliğin önünü kesmek için ortaya atılmış büyük bir projedir.
Bilirsiniz, İttihat Terakki zihniyetinin görevi yüzyıllardır ittifak ve dayanışma içerisinde yekvücut olmuş farklılıkları birbirinden uzaklaştırmaktı. Bu ülkede tüm farklılıklar çıkan bu fitneden, doğan acıdan, kıyımlardan, yasaklardan payına düşeni almıştır. Fakat en çok mağdur edilen dindar Türklerle Kürtler olmuştur. Bu iki kadim halkı bir daha asla yan yana getirmek istemiyorlardı. 60’lı yıllarda Türk solu, Kürtlerin irfan, idrak, inanç ve medeniyet ayarlarıyla oynamaya başladı. Kürtlerin içinden hem Kürtleri hem de Türkleri mağdur edecek, birbirinden uzaklaştıracak bir projenin (PKK)temelini attılar/attırıldı.
Eski Türkiye rejimi ile siyaseten ortaklık yapan PKK terör örgütü, İttihat Terakki zihniyetinden beslenen ve bir Gladyo yapımı olan Ergenekon’la da stratejik ortaklık yapmış ve yıllardır birlikte Türk Kürt katliamı yapmışlardır. Eski Türkiye rejimi, Kürtleri ötekileştirerek, temel hak ve özgürlüklerine yasak getirerek PKK’nın toplumsal destek bulmasına yardımcı olmuş, Ergenekon ise lojistik destek sağlayarak örgütün rahatlıkla eylem yapmasının önünü açmıştır. Ergenekon’un tasfiye edilmesiyle bu sefer devreye paralel yapı girmiş ve PKK’nın temel görevini icra etmesi için gerekli tüm desteği vermekten kaçınmamıştır. Bakınız bu ülkede bugüne kadar kim sahici anlamda barış, huzur, birliktelik, Türk Kürt ittifakı demişse hep hedefe konulmuştur.
Erdoğan, sahici anlamda barış, huzur, istikrar ve Türk Kürt ittifakı dediği için PKK ve HDP tarafından diktatör, katil, Saray Gladyosu ve terörist gibi ithamlara maruz bırakılmış ve seni başkan yaptırmayacağız gibi çıkışlarla da bir nefret objesine dönüştürülmüştür. Peki, neden? Erdoğan, Kürt düşmanı bir lider mi? Eğer öyle olsaydı OHAL’i kaldırır, Abdullah Öcalan’ı muhatap alır ve Kürt bölgelerine cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını yapar mıydı? Erdoğan tam da bunu yaptığı için hedef haline getirildi. Çünkü bir proje olarak var olan PKK ‘ın temel vazifesi Türk Kürt ittifakını, birlikteliğini ve barışı engellemektir.
Tahir Elçi, en kritik dönemde barış dediği için katledildi. Türkiye, eski Türkiye olmadığı için bu saldırı devlete havale edilmek istendi. Aynı Ankara patlamasında olduğu gibi… 95 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara’daki bombalı saldırıdan hemen sonra propaganda yapan HDP zihniyeti, Tahir Elçi’nin öldürülmesinden hemen sonra da propaganda yapmaktan kaçınmadı. Demirtaş, Elçi’nin kızının ve eşinin gözlerinin içine baka baka propaganda yaptı ve her zaman olduğu gibi cenaze PKK ritüelleriyle kaldırıldı. Taktik belli, önce öldür sonra suçu hükümete yık sonra halkları birbirine kışkırt ve toplumsal desteğini pekiştir.
Kısacası PKK, ülkenin başına bela edilmiş bir projedir. Eski Türkiye rejiminden beslenen güdümlü gazeteci ve aydın tayfasının desteğiyle bölgede toplumsal bir taban da oluşturdu. Ankara’daki bombalı saldırının hemen ardından çıktığım bir TV programında bundan sonra hedefte Kürt siyasetçilerinin ve kanaat önderlerinin olabileceğini ifade etmiştim. Bu uyarım hala geçerlidir. MİT’in en tedbirli olacağı kritik bir zaman dilimindeyiz. Çünkü hedefte olanlar barışın tesis edilmesini isteyen ve Türk Kürt ittifakı için samimi gayret gösteren hemen herkestir. PKK’nın amaçlarına aykırı bir tutum sergileyenler de hedeftedir. Demirtaş, bu projenin en etkili simalarından biridir. Kolay yalan söyleyebilen ve halkları birbirine kışkırtan yeteneğiyle iyi iş çıkartıyor doğrusu!
Yeni Türkiye’nin bundan böyle Kürt stratejisi inadına barış ve Türk Kürt ittifakı üzerine olmalıdır. Anadilde eğitim başta olmak üzere Kürtlerin temel insan hakları sorunları bir bir çözüme kavuşmalıdır. PKK’ya rağmen Türk-Kürt birlikteliğini tesis etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü bu istenmiyor. Kaldı ki bu örgüt Türk Kürt birlikteliğini engellemek için vardır. Bugünden tezi yok, PKK’nın gerçek maskesini düşürmek için bilhassa Türk kesimine büyük sorumluluk düşmektedir. Öncelikle biz Türkler, Kürt dostlarımızın yaralarını sarmak için kolları sıvamalıyız. Tahir Elçi, Doğan Medyasının kumpasına gelerek hedef haline getirildi. Örgüt bunu fırsat bilerek Tahir Elçi’yi katletti. Hrant Dink, Türk Ermeni dostluğu için canından oldu. Tahir Elçi ise çatışma olmasın, barış olsun dediği için. Ahmet Şık ve Hayko Bağdat gibi çapsız kullanışlı tiplere “katil TC” dedirtiyorlar. Ahmet Hakan gibi profesyonellere de algı üretmek düşüyor... Ama bizim temel görevimiz; Türk Kürt dostluğunu, ittifakını, birlikteliğini medeniyet perspektifli yeniden inşa etmek olmalıdır.
@sivildemokrat
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019