Ufuk COŞKUN
Türk kültürüne ve tarihine yönelik yaptığı yayınlarla bilinen Sözcü Gazetesi’nin(!) başlattığı “Andımız Yeniden Okunsun” kampanyasına destekler devam ediyor.
Kampanyaya FETÖ’cü hesaplar başta olmak üzere, Amerikan emperyalizminin gönüllü acentesi durumundaki Türk solu, Kemalistler ve ilginçtir bazı AKP’liler de sosyal medya üzerinden desteklerini esirgemiyorlar.
1933 yılından beri ilkokul çocuklarına askeri komutlarla ezberlettirilen yemin metninin toplumu doğruluğa, çalışkanlığa sevk edeceği, varlıklarını Türk varlığına armağan etmek suretiyle de çocukların Türk tarihine ve kültürüne olan bağlılıklarının artacağı düşünülüyor.
Sanırsınız 1933’ten beri ülkede darbeleri yapan zihniyet bu metinle yetişmedi? Sanırsınız, 1933’ten beri Türk toplumunu doğru, çalışkan, vatansever yapan bu metindi.
Öyle ki bir profesörümüz “Öğrenci Andı’nı Türklük gurur ve şuurunu dile getirmesi açısından önemli buluyor ve bayraksız, vatansız ve ezansız yaşamamak için 7’den 70’e herkesin yüksek sesle Öğrenci Andını okuması ve biat etmesi gerektiğini” söylüyordu. Büyüksün Dr. Reşit!
Demek ki vatan, bayrak, ezan şuurunu bize kazandıran Dr. Reşit’in yazdığı bu yemin metniydi!
Yani, elindeki bir makineyle herkesin kafatasını ölçecek kadar psikopat, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in(a.s) Türk olduğunu söyleyecek kadar ultra ırkçı, ilk Türkçe ezan çevirisini yapacak kadar İslam’a düşman bir adamın yazdığı yemin metninin bugün vatan, bayrak ve ezan şuurunu kazandıracağı iddia ediliyor.
Vaktiyle andımız adlı ırkçı yemin metninin kaldırılması için yazarların da katılıp destek verdiği bir kampanya başlatmıştım.
Bunun nedeni; askeri esas duruşta ezberlettirilen andımızın o dönemin ulus devletçi sistemlerinin icat ettiği bir uygulama olmasından kaynaklanmaktaydı. Çünkü malum metin asla Türklerin geçmiş tarihi, kültürel, ilim, irfan birikimine hitap etmediği gibi tam tersi ırkçı kaygılarla imal edilmiş bir metindi.
Çünkü ben, vatan, bayrak, millet ve tarih şuurunun kazandırılması için evvela eğitim sisteminin yeniden kurulmasını ve tarihin objektif olarak yeniden yazılmasını düşünenlerdenim.
Şimdi asıl mevzuya gelelim. Bilindiği gibi ulus devletlerde çocuğa doğrudan çocuk olduğu için değil ileride resmi ideolojiyi özümseyen rejime sadık birer vatandaş olacakları için değer verilir.
Okul ders kitapları bilhassa tarih kitapları bu yaklaşımla hazırlanır. Okullar sadece öğretim yapan bilim ve sanat üreten mekânlar olmak yerine resmi ideolojinin sorgulanmadan, eleştirilmeden aşılandığı birer ideolojik aygıtlara dönüştürülür.
Tam da böylesi bir zamanda az evvel çalışmalarından(!) bahsettiğimiz Dr. Reşit Galip güya 23 Nisan 1933 tarihinde kendi çocuklarıyla bayramlaşırken onlara bir şeyler söylemek istemiş ve ortaya bu ant çıkmış. Sonra da Çankaya’ya çıkarak bu andı “Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı olsun” diyerek Atatürk’e sunmuş.” Burası işin magazin/hikâye kısmı. Şimdi gerçekler.
1920’li ve 30’lu yıllar bilindiği gibi dünyada faşizmin hâkim olduğu yıllardır. Bilhassa Almanya ve İtalya gibi ülkelerde hüküm süren diktatörlerin, hâkim ideolojilerini çocuklara daha küçük yaşlardan itibaren endokrine etmeye başladıklarını biliyoruz.
Örneğin Hitler, çocuklar için şu yemin metnini ezberlettiriyordu. “Führer e adanmış kanımın her damlasıyla; ben tüm enerjimi ve gücümü Adolf Hitlere ve ülkeme adayacağıma yemin ediyorum. Onun için, sahip olduklarımdan hatta hayatımdan bile vazgeçeceğime söz veriyorum ve bunun için Tanrıdan yardım diliyorum.”
İtalya’da Duçe lakaplı Mussolini’nin andı ise şuydu: “Tanrının adıyla ben liderimin bütün emirlerini yerine getireceğime, gerekirse bu uğurda kanımın son damlasına kadar mücadele edeceğime yemin ederim, yaşasın faşist devrim.”
O yıllarda, Falih Rıfkı Atay, faşizmin beden terbiyesini, gençlik örgütlenmelerini Türkiye’ye örnek gösterirken, CHP Genel Sekreteri Recep Peker ise 1937 yılında TBMM’nin üstünde faşist ülkelerdeki gibi bir konseyin kurulmasını teklif ediyordu. Kısacası 1930’lu yıllarda rejimi oturtma, devrimleri güçlendirme amacı, disiplinli yurttaş oluşturma idealiyle “Ant” Türk eğitim sistemine dâhil edildi.
Bugün bazı kesimler yeniden okunsun kampanyaları başlatıyor. “Türküm” demekten neden rahatsız oluyorsunuz şeklinde bir bahaneyle de 1930’lu yılların ırkçı zihniyetini tekrar çocukların önüne koymak için birbirleriyle yarışıyorlar. Eğer samimi iseler, bu ülkenin çocuklarını tarihlerinden koparan Batı’cı eğitim sisteminin topyekûn değiştirilmesini de isterler.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019