Ümit Kurt
Kudüs- Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özgür Suriye Ordusu ile birlikte 20 Ocak’ta Afrin’e ve oradaki YPG güçlerine yönelik başlattığı askeri operasyonun bütün dünyada olduğu gibi İsrail’de de yansımaları sürmekte.
İsrail basınından takip edebildiğimiz kadarıyla operasyona ilişkin önemli tespitlerden veya eleştirilerden bir tanesi bu operasyonun Türkiye’yi NATO’dan uzaklaştıran bir hareket olarak değerlendirilmesi.
Bir diğer kayda değer tespit ise aslında bölgede bir hegenomik güç teşkil etmek arzusunda olan Türkiye’nin bu çerçevede ABD ile Afrin üzerinden adeta de fakto bir dolaylı savaş halinde olması.
Esasında bunun etkilerinin ABD açısından operasyonun Menbiç’e de uzanacağının Türkiye’de resmi ağızlardan duyurulmasıya başladığını iddia etmek mümkün.
İsrail’deki görsel ve yazılı medyanın Türkiye’nin aksine YPG’yi bir terörist örgüt olarak görmediğini vurgulamak gerekiyor. Zira onlara göre YPG, Suriyetli Kürt ve Araplardan müteşekkil ve ABD destekli bir milis birliği olan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) yalnızca ortağı olmakla kalmayıp aynı zamanda Suriye rejimiyle göreceli de olsa dostane ilişkilere sahip bir siyasi ve askeri yapı.
Bugün YPG’nin 30,000 civarında bir silahlı askeri kapasitesi mevcut. Aslında bu yeni bir ordu değil. Bu yapıya mensup kişilerin en azından yarısı halihazırda Suriye’nin kuzeyinde SDG’nin bir parçası olarak faaliyet göstermekte. Bu yapının iki yıldan fazla bir süre önce ABD tarafından İŞİD ile mücadele etmek saikıyla kurulduğunu belirtelim.
İsrail açısından denklem aslında çok da karmaşık değil: nihayetinde Suriye iç savaşı boyunca İŞİD ile savaşarak, onu bertaraf eden YPG yani Kürtler İŞİD’ten kurtardıkları bölgeleri idare etmek ve bunları Suriye’nin kuzeyinde meskun özerk Kürt bölgesiyle birleştirmek gayesindeler.
Türkiye açısından bu denklemin yaratacağı korku da ha keza bir o kadar sarih: Ankara güneydoğu sınırında özerk ve askeri olarak Washington tarafından desteklenen bir Kürt kantonu zinhar istemiyor. Bu nedenle Afrin ve akabinde Menbiç’deki YPG unsurlarını temizlemek için hareket geçmiş durumda.
Burada ilginç olan nokta Israil’in kendi sınırına yakın Suriye’deki İran odaklı güçleri bir güvenlik tehdidi olarak görmesi gibi Türkiye de aynı şekilde Suriyeli Kürtlerin siyaseten özerk bir yapı içinde ve belli bir askeri güçle kendi sınırlarına yakın bir yerde varolmasına karşı çıkıyor.
Ve buradaki yorumcular ve analistler tıpkı İsrail’in Suriye’de İran merkezli bir yapıya izin vermeyeceği gibi Türkiye’nin Kürtlere bu noktada engel olacağını vurguluyorlar. Tabi bu siyasi konjonktürde belirleyici iki aktör var: ABD ve Rusya.
İsrail basını, Afrin ve Menbiç’teki ABD destekli YPG’ye yönelik askeri operasyonların sonucunda, ABD’nin Türkiye’nin güvenlik kaygılarını dikkate aldığını resmi ağızlardan ifade etmesine karşın; Türkiye’nin ABD’den çok daha fazla zarar göreceği kanısında.
Buna örnek olarak ise basında Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Atilla’nın yargılanması ve sonucunda ABD’nin Halk Bankası’na birtakım yaptırımlar uygulayabileceği yazılıp çiziliyor.
Aynı şekilde Türkiye’nin ABD’nin kara listesinde bulunan bir Rus firmasından S-400 füzeleri satın alması karşısında bir yaptırımla karşı karşıya kalabileceği de gündeme getiriliyor. Ancak Türkiye’nin bütün bunlara rağmen geri adım atmamakta kararlı olduğunun altı çiziliyor.
Zira Afrin sonrası Menbiç’e dönük kuvveden fiile çıkma ihtimalı yüksek olan bir operasyonun iktidarın en yetkili ağızlarından yüksek sesle dillendirilmesi üzerine, Amerikalı askeri yetkililerden Menbiç’teki mevcut durumun son derece mutedil olduğuna dair açıklama gecikmeden geldi.
Dolayısıyla olası bir Menbiç operasyonunun ABD ile Türkiye arasında tamiri güç problemler yaratacağı İsrail’de oldukça dillendiriliyor.
Gelelim Rusya’ya: bir yandan hem Afrin hem de Menbiç’teki Kürt gruplarla iyi ilişkiler halinde olan Rusya; diğer taraftan Türkiye’nin Afrin operasyonuna “sınırlı” bir destek/izin verdi. Esasında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Rusya ziyaretinin, İsrail basınında “işgal” olarak tarif edilen söz konusu operasyon için Rusya’dan onay almak adına yapıldığı belirtildi.
Hatta İsrail basın ve medyasında bu icazet ile İsrail’in Suriye’deki Hizbullah hedeflerine saldırı düzenlemek için Rusya’dan aldığı “izin” arasında benzerlikler kuruldu.
Bir noktanın altını çizmekte fayda var: Gerek Astana gerekse Soçi’de yapılan toplantılarda Türkiye, İran ve Suriye dahil mevcut bütün aktörlerle iyi ilişkiler içersinde olan Rusya’nın Suriye’nin geleceği konusunda anahtar bir aktör olduğu İsrail basınında hakim olan düşünce.
Peki bu durum İsrail devleti açısından ne anlama geliyor? Rusya’nın bu konumu göz önünde bulundurulduğunda benzer bir senaryo, nihayetinde Türkiye’nin içinde olmadığı Golan Tepeleri ile ilgili denklemde ABD, Ürdün ve İsrail’in Rusya’ya karşı kararlığını test edecek bir şekilde ortaya çıkacak.
Bu nedenle Afrin’de olan bitenler ve bunun Suriye’nin geleceğine ilişkin etkileri İsrail açısından bölgeyi yakından ilgilendiriyor.
Şurası muhakkak ki bölgedeki güç dengelerini hesaba kattığımızda Erdoğan’ın son derece kırılgan ve kaygan bir zeminde yürüdüğünü söylemek mümkün.
Bir taraftan sonuna kadar karşı olduğu ABD ve YPG “ittifakı”; diğer tarafından pek de hazzetmediği Rusya ve İran’ın Suriye’deki iç savaş sürecindeki yakın dirsek teması ve İran’ın her geçen gün nüfuzunu yalnızca Suriye’de artırmakla kalmayıp bunu Irak’a da taşıması.
Bütün bu gelişmeler bizi sadece bir sonuca götürüyor o da Erdoğan’ın bölgedeki Sünni vizyonunun büyük ölçüde sekteye uğramış olduğu.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.02.2018
15.12.2017
15.11.2017
11.11.2017
19.10.2017
16.10.2017
22.09.2017
18.09.2017
14.09.2017
8.02.2017