Ural ATEŞER
Olgun politikacı, demokrasilerde "asla" demeden önce çok düşünmeli... Sonradan bu büyük laf politikacının ayağına dolanır...Ne demiştik bir hatırlayalım:
"... Bu durumda, AK Parti'nin tek başına anayasa yapma, hatta referanduma götürme olanağını sağlayacak sayıda milet vekili çıkarmasının ne kadar tehlikeli olduğunu görmek için müneccim olmaya gerek yok... AK Parti düşmanı olmaya da gerek yok... Bunu engelleyecek politik denge, hiç bir yeni proje üretmeyen, yeniye dair hiç bir programı olmayan, 12 Eylül anayasasına sarılan CHP değildir... Eşbaşkanı'ından bileşenlerine kadar bana hiç güven vermese de HDP'nin barajı aşması ve AK Parti'yi en azından anayasa konusunda "uzlaşmaya" zorlayacak sayıda milletvekiline sahip olması gerekiyor... Seçme kriteri budur..." (13 Nisan 2015, "Uzlaşma Anayasası")
Bu eksende başka yazılar da yazdım... Seçim kampanyaları sırasında bir yandan Tayyip Erdoğan, öte yandan HDP Eşbaşkanı Demirtaş iki partiyi bir daha tamir edilemeyecek kadar birbirinden uzaklaştırdı... Türkiye'de uzlaşma temelinde toplumun çoğunluğunu kucaklayacak bir anayasa yapmanın iki dinamiği neredeyse seçim kampanyalarında temel iki düşman gibi davrandılar... O kadar ki bu iki partinin uzlaşmasını tek yol olarak görmeme rağmen, beni de umutsuzluğa ittiler...
Hatırlayalım:
"... Bugüne kadar adına 'barış süreci' dedikleri süreci sanki AKP ile değil de, uzaylılarla sürdürmüşler gibi, sanki AKP sayesinde Ada'dan Kandil'e heyetler gönderip devletle pazarlıklar yapmamışlar gibi bir AKP düşmanlığı içine giriyorlar ki, değme at cambazı böyle göz boyayamaz... Yahu benimle mi pazarlık yürüttünüz de bu güne kadar, bugün AKP tu-kaka oldu...
AKP cenahında ise, PKK'nin hapiste tutulan önderiyle yıllardır pazarlıklar yürüten, devlet temsilcilerinin bu pazarlıkları yürütmesinden dolayı sorumlu tutulmamalarını sağlayan yasayı çıkaran, heyetleri Ada'ya, Kandil'e gönderen sanki kendileri değil de uzaylılar partisiymiş gibi, siyasi iktidarın sahipleri olarak meydanlarda 'terör örgütü' türküsü çığırıyorlar... Olumlu barış çabalarından dolayı hem Kürt hareketinin siyasal hareketi olarak HDP, hem de bunun siyasi sorumluluğunu alıp tarihi doğru işlere imza atan AKP kendi yaptıklarını inkar düzeyindeler... Velhasıl at izi it izine karışmış durumda ülkede...
...
'Tencere dibin kara, seninki benden kara'... Yahu bu ülkede birileri barajı aşsa noolur, aşmasa noolur... Birileri tek başına iktidara devam etse noolur, etmese noolur... Midem bulanıyor vallahi... Çek kuyruğunu gitsin... Böyle söyleyince de ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamıyoruz... İlla birine kuyruğu kaptırmak gerekiyor sanki... Ben irademi hiç bir partiye, örgüte, gruba ya da kişiye ipotek etmemeyi öğreneli çok seneler geçti... Böyle düşünmediğim dönemleri inkar etmem ya da pişmanlık duymam... Ama geçen geçti iyisiyle ve kötüsüyle... Üstelik iyisine de kötüsüne de sorumluluğumu taşırım... Desteklemeye değer bulduğum şeyler olunca, hangi parti olursa olsun desteklerim... Alkışlarım... Oy da veririm... Değilse eleştiririm. ..." (25 Mayıs 2015, "Tencere Dibin Kara...")
Şimdi seçimler yapıldı, ortalık yavaş yavaş sakinleşiyor, sis dağılıyor ve herkesin aklı başına geliyor gibi... "Gibi" dememin sebebi, henüz demokratik uzlaşma kültüründen mahrum siyaset sahnesine olan güvensizliğim... Gelen haberler, çekingen de olsa beni mahcup eder gibi... Ben mahcup olmaya razıyım... Hatta kimsenin "tükürdüğü" büyük laflardan da söz etmemeye hazırım... Yeter ki siyasi aktörler devlet adamlığı ciddiyetiyle davransınlar... Karşılıklı hakarete varan suçlamaları bıraksınlar... Türkiye demokrasi tarihinde "uzlaşma kültürünün" tohumlarını ekebilsinler...
Hadi bakalım... Rast gele...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- HAYAT TRAMVAYI
2.02.2020 - DEPREMDE KAÇ KİŞİ ÖLMÜŞ!
27.01.2020 - BİRİKEN YILLAR...
1.02.2020 - GÖZ BOYAMA...
29.12.2019 - UNUTMAK…
27.11.2019 - Demokrat yokluğunda demokrasi...
12.10.2019 - HALKIN DEMOKRATİK REFLEKSLERİ...
5.06.2019 - BAYRAM...
3.06.2019 - HAYAT TRAMVAYI...
1.06.2019 - İNKAR YA DA WILLY BRAND
24.04.2019
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Hrac Madooglu
"Evlenmeyi dusundukleri kizlara evlenirlerse baslarini acip acamayacagini soran erkekler"...Kusura bakmayin ama basortulu bir es istememe hakki var bir erkegin. Bunu yanlis bir seymis gibi yazmaniza bir anlam veremedim.