Vedat Bilgin

Devrimci!
27.12.2017
851

 Devrim nedir, devrimci kimdir veya kime neden devrimci denir? Bu tür nitelendirmelerin doğru dürüst anlaşılamaması, ortaya çıkan her olayın ‘devrim’beğenilen her adamın da devrimci diye sıfatlandırılması zaten işin içinde bir problemin varlığına işaret etmektedir.

Devrim kavramı gündelik dilimizde sıkça keyfi olarak kullanılmaktadır. Zaman zaman tamamen birbirine zıt anlamlarda kullanıldığına dahi rastlanmaktadır. Kavramının böyle bir belirsizliğe maruz kalması, kaçınılmaz olarak kimin ‘devrimci’ olduğu veya devrimci olarak nitelendirilmesi gerektiği hususunda da karışıklığına yol açmaktadır.

Meseleyi tartışmalı hale getiren husus; elbette işin politik bir tarafının olması ve devrim yapan adamların bu eylemlerinin yüceltilmesi veya eleştirilmesiyle de ilgilidir. Politik bir meselenin tartışmalara sebep olması anlaşılabilir bir şeydir fakat politik sorunların da anlaşılır hale getirilmesi için objektif kriterler gerekmektedir.

DEĞİŞİM VE DEVRİM

İster politik ister başka bir konuyla ilgili olsun, her kavramın dayandığı objektif şartların olması bir zorunluluktur. Esasen kavramların vuzuhsuzlaşması, keyfi olarak kullanılmasının yaygınlık kazanması, dil açısından olduğundan çok düşüncenin gelişmesi bakımından da sorunlar oluşturur. Gündelik hayatta böyle bir durumla karşılaşılması ise her şeyden önce anlaşma imkânının zayıflamasına, çok söylendiği şekliyle ‘kavram kargaşasına’ yol açacaktır. Bu sebeple önce kavramı analiz etmek bir gerekliliktir.

Bilindiği gibi, devrim kavramı toplumsal siyasal ve ekonomide yaşanan büyük çaplı ya da köklü, radikal değişmeleri ifade etmek için kullanılmaktadır. “Toplumsal bilimlerin kabul ettiği şekliyle sosyal hayatın olağan akışı içinde farklı ritimlerde değişmeden bahsedilebilir fakat değişimin hızlandığı toplumun bütün kurumlarına sirayet ettiği, oradan yapıya yükseldiği köklü değişim dalgalarının yaşandığı dönemlere rastlamak sık olmasa da mümkündür.”

Bir toplumun kendi dinamikleriyle, yaşadığı yapısal değişimlere toplumsal devrim demek mümkündür ve bu tür devrimlerin içinde toplumsal kurumlar, toplumsal fikirler/inançlar, buluşlar/icatlar, teknolojik gelişmeler gibi birçok faktörün rolünden bahsedilebilir.

DEVRİM YAPMAK!

O halde yaşanan devrimlerin öncelikle hangi düzeyde ortaya çıktığına bakmak gerekir. Bir toplumsal sistemde yapının, değişmesi yani tarımsal/köylü bir toplumun endüstriyel kentli bir topluma dönüşmesi, ilişkilerin bu yönde değişmesi toplumsal devrimdir. Üretim yapısının zanaattan sanayiye dönüşmesi, emek ve sermaye esaslı bir iktisadi ilişkiler düzeninin gelişmesi ise ekonomik devrimdir.

Değişim siyasal alanda yaşanıyorsa o zaman siyasal devrimlerden bahsetmek gerekir. İmparatorluktan Cumhuriyete geçişin bu konuda bilinen en ünlü örneği Fransız devrimidir ki, Cumhuriyet devriminin de bu çerçevede değerlendirildiği bilinmektedir.

Siyasal devrimleri yapanların devrimci olarak nitelendirilmesi normal olanıdır, bu bakımdan Fransız devrimcileri de, Mustafa Kemal Paşa da siyasal rejimi monarşiden cumhuriyete geçiren devrimcilerdir. Burada sadece monarşiden cumhuriyete geçişin değil, Rusya’da olduğu gibi monarşiden otoriter anti-demokratik bir siyasal rejime (Sovyetler) geçişin de, anti-demokratik rejimlerden demokrasiye geçilmesinin de ‘siyasal devrim’ olarak nitelendirmek, yapanları da devrimci olarak tanımlamak doğru olacaktır.

“Kısaca devrim, ülkesinin demokratikleşme çabalarına karşı bugün artık NATO karargâhından GLADYO yapılanmasına bağlı cuntacı askerlerle tezgâhlandığı bilinen, darbelere gerekçe hazırlamak üzere eylemler yapan gençlerin işi değildir; onlar ‘devrimci orduyu’ iktidara çağırırken bizzat cellatlarının işbaşına geldiğini bile fark etmemişlerdir. Cuntacı askerlerin devrimci olarak görülmesi ise bir başka büyük sorundur…”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar