Yaşar YAKIŞ
Covid-19 salgını hayatımızın hemen hemen her alanına hâkim başladı, bu yüzden pek çok makalede bunun farklı bir yönünü ele almak doğal hale geldi.
Türkiye'nin salgının tıbbi yönünü yönetme konusunda, dünyadaki pek çok ülkeden daha başarılı olduğu görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün istatistikleri de bunu kanıtlıyor.
Bununla birlikte Türkiye’nin salgının sosyal yönüne ilişkin politikası tartışmaya açık. Hükümetin muhalefet partilerinin belediyeleri tarafından başlattığı kampanyaları engelleme çabaları hızla devam ediyor. Bu tıkanıklıkların gelecekteki seçimlerin sonucunu nasıl etkileyeceğini söylemek kolay değil.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyük kentlerdeki yoksul insanlara yakın durmak konusunda önemli bir şöhrete sahipti, tabii onların oylarına güvenme konusunda da. 1994'te İstanbul seçimlerini ve 2002’de genel seçimleri onların destekleriyle kazandı. Bu yöntemi, banliyö insanlarına yardım etmeye odaklanan Mısır'daki Müslüman Kardeşler hareketinden ödünç alınmıştı.
Başbakan olduktan sonraki ilk yıllarda; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak edindiği tecrübeye dayanarak, belediye başkanlarının yetkinliklerini artırmak için her şeyi yaptı. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) siyasi arenadaki konumunu pekiştirmesinden sonra ise, yoksul halktan yüz çevirdi. Bunun yerine, partinin iktidardaki konumunu daha da pekiştirmeye yardımcı olabilecek zengin müteahhitlere odaklandı. Bu politika beklenen sonucu vermedi ve parti son belediye seçimlerinde ağır bir kayıp yaşadı. Erdoğan, "İstanbul'da seçimleri kaybetmek, tüm Türkiye'yi kaybetmek demektir" demişti. Geçen yılki seçimlerde AKP, sadece İstanbul'da değil, neredeyse bütün büyük metropollerde belediye seçimlerini kaybetti. Hala bu başarısızlığı sindirmekte güçlükler yaşıyor.
AKP, Covid-19 salgınını eski imajını düzeltmek için kullanabilirdi, ancak bunun tam tersini yaptı. Belediyelerin başlattığı kampanyaları engelledi. Bu kampanyaların amacı salgından etkilenen insanların durumunu hafifletmek olduğu için, yardımların engellenmesi büyük olasılıkla hak sahiplerini iktidar partisinden daha da uzaklaştıracak.
Belediyeler tanım olarak, insanlara merkezi hükümetten daha yakındır. Onlar şehir sakinleriyle daha doğrudan temas halindedirler. Bu nedenle, kimin neye ihtiyacı olduğunu daha iyi bilirler.
Pek çok belediye tarafından başlatılan kampanyalar AKP'yi rahatsız etti ve hükümet, önümüzdeki seçimlerde oylara dönüştürülebileceklerini öngördüğü için onlara engel koymaya başladı.
Hükümet, geçen hafta İstanbul ve Eskişehir'de uygulanan engellere ek olarak, diğer illerdeki kampanyaları engellemeyi de sürdürdü.
Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından Covid-19 hastaları için kurulan bir sahra hastanesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tür hastaneleri belediyelerin değil, hükümetin kurabildiğini söylemesiyle sert bir dille eleştirildi.
Mersin'de yoksullara bedava ekmek dağıtımı hükümet tarafından yasaklandı.
İzmit'te bir tıp doktoru, belediyeye koruyucu maskeler sağladığı için teşekkür mesajı gönderdi. Hükümet, muhalefet partisinin bir belediye başkanına teşekkür eden tıp doktoruna yasal soruşturma başlatmak için derhal harekete geçti.
Ankara Büyükşehir Belediyesi bu tıkanıklıktan kurtulmada daha yaratıcıydı. Türkiye'de, büyük şehirlerin yoksul mahallelerinde ve kırsal kesimde yaygın bir uygulama vardır. İnsanlar alışverişlerini hemen para ödemeden yerel marketlerde yaparlar. Bakkal bir deftere alışverişin maliyetini yazar ve alıcı parayı bulduğunda öder. Ankara Büyükşehir Belediyesi zenginleri bakkaliyeleri ziyaret etmeye ve fakirlerin borcunu ödemeye davet etti. Hükümet karşıtı televizyon kanalları, borçları ödenen yoksul insanların bu kampanyayı düzenleyen belediyeye şükranlarını ifade ettikleri görüntüler yayınladı.
Hükümet, bu tür kampanyaların merkezi olarak düzenlenmesi gerektiğini ve belediyelerin sadece kampanyaya katkı sağlaması gerektiğini, böylece kampanyanın kredisinin sadece iktidar partisine gitmesi gerektiğini iddia ediyor.
Yoksul Türkiyeli seçmenlerin hükümetin bu politikasından memnun olması pek olası değil. Görünüşe göre hükümet kendi ayağına sıkıyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci milletin hakemliğinde yürür mü? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİIŞİD tehdidi SDG'yi kıymete bindirir mi? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYastık altında 705 milyar dolar 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDindar nesil hikayemiz ya da sosyolojinin yeni haritaları 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciGelir bozukluğunda görülmeyen iki ayrıntı 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı’nı Savunmak, Barışı Savunmaktır... 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBizi esas ilgilendiren çarpık ilişkiler… 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKİsrail ve Kürtler: Mümkün mü? 24.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020