Yetvart DANZİKYAN
Gazeteci Fehim Taştekin’in 2016 yılında İletişim Yayınları’ndan çıkan “Rojava: Kürtlerin Zamanı” başlıklı kitabı Adıyaman Kahta Sulh Ceza Hakimliği tarafından “Terör Örgütü Niteliği Taşıyan Kitap” sayılarak hakkında toplatma kararı verildi Mahkeme Taştekin’in yanısıra Faysal Dağlı’nın Birakuji (Kürtlerin İç Savaşı) ve Aytekin Gezici’nin “Kürt Tarihi” kitapları için de aynı kararı verdi. Böylece demokrasi tarihimizde herhalde ilk defa bir kitap için “Terör Örgütü” tanımlaması yapıldı. Ancak burada herhalde kritik olan tekrar kitap toplatma dönemlerine dönmüş olmamızdır.12 Eylül sonrası dönemi hatırlayanlar için hiç de yabancısı olmadığımız bir durum.
Bu karar elbette bilhassa son iki yıldır yaşadığımız süreçten bağımsız değil. HDP Eş Genel Başkanı Selahatin Demirtaş ve HDP’li vekillerin aylardır hapiste olduğu ve mahkemeye çıkarılmadığı bir dönemeyiz. Bu elbette her türlü baskıcı uygulamayı normal karşılamayı gerektirmiyor, tam tersine bu uygulamalara ses çıkarmak gerekiyor. Devletin Kürt meselesinde seçtiği yolun sonuçları bunlar ne yazık ki.
Peki ne yazıyordu kitabında Fehim Taştekin? Karar üzerine Evrensel gazetesine verdiği demeçte şunları söylüyor Taştekin:
“Esasen Suriye’de çok suç işlendi. Bunlar insanlığa karşı suçlar, savaş suçları, yağmacılık suçları, terör örgütlerine destek suçları kapsamına giriyor. Ben üç kitabımda da Suriye’deki kirli ilişkileri anlattım. Bu iktidarın Türkiye’yi sürüklediği tehlikelere değindim. Bu yüzden de iktidar çevreleri tarafından hedef yapıldım. Fakat yaptığım özü itibariyle gazeteciliktir. Kitaplarım tanıklık ve tarihsel süreçler üzerine kurulu. Olabildiğince objektif olmaya çalıştım. Ama iktidarı rahatsız eden de burası. Kifayetsiz muhterislerin ihtişamına, heveslerine, kaprislerine gölge düşürdük. Suçumuz bu.”
Bir yanıyla bunlar var elbette. Bir yanıyla da devletin Kuzey Suriye’de, ya da Kürtlerin deyimiyle Batı Kürdistan’da (Rojava) Kürtlerin statü sahibi olmalarını her ne olursa olsun engelleme politikası. Bu politika Kuzey Irak Kürdistanı’ndaki referandum ve sonrasında devletin gösterdiği tepkiyle birleşince tablo daha net ortaya çıkıyor. Ne içerde, ne Suriye’de, ne de Irak’ta Kürtler statü sahibi olmamalıydılar. Bu hiç şüphesiz devletin geleneksel politikasıyla büyük bir uyum demek. Son 70-80 yıl zaten böyle geçmedi mi Türkiye’de?
Zaten bu yüzdendir ki iktidarın Kürt politikası hem ulusalcı hem de “eski rejim” yanlısı çevrelerce alkışlanıyor, benimseniyor. Barzani konusunda Sözcü gazetesinin yayınları herhalde buna bir örnektir. Aydınlık çevresinin mutluluktan havalara uçması da.
Bu sanıyorum Türkiye’de sağıyla, merkez soluyla siyasetin nerede konumlandığının en bariz örneği. Mesele Kürtler olunca herkes bir hizaya dizilebiliyor. AKP 2000’ler boyunca mücadele eder göründüğü eski rejim’le hemen işbirliğine girebiliyor. Buna 90’ların derin devlet unsurları ile işbirliği de dahil. Bu yönde çok sayıda haber ve yorum yer almakta gazetelerde. Hatta kimi AKP’lilerin bundan rahatsız olduğu da.
Peki çok değil daha birkaç yıl önce Barzani ile Diyarbakır’da kolkola sahneye çıkan Erdoğan’ı nereye koymalı bu tabloda? Şu söylenebilir: Siyasal İslamcılık hiçbir zaman Kürt meselesinde köklü bir hamleden yana olmadı. İstediği her zaman devletin, geleneksel rejimin yörüngesinde bir Kürt hareketi idi. İçerde kendisine oy getirdiği, Irak’ta ise enerji ve inşaat sahası açtığı sürece Kürtlerle masaya oturabilirdi. Ancak iş statü sahibi olmaya gelince denklem değişiyor geleneksel politikalar devreye giriyordu.
Şu söylemler artık naif kaçıyor farkındayım: Oysa Türkiye Ortadoğu’da, Kürtler ile barışarak da pozisyon alabilir, halkların taleplerini bastırarak değil, bu taleplere özgürlük alanları açarak daha sağlıklı bir politika izleyebilirdi.
Taştekin’in kitabından çıktık nerelere geldik. Kitaba dönelim. Ne diyor kitabının giriş bölümünde Fehim Taştekin?
“Nihayetinde devletin ‘Kürt yoktur’ deklarasyonundan Kürtçenin okulda müfredata girdiği ve Kürtçe TV kanalının yayın yaptığı günlere gelindi. Bunu lütfeden irade ‘O dönem kendi anadilinde ağıt yakamayanlar vardı’ diyordu. Lakin Kürdün anasına Kürtçe ağıt yaktıran devletin ne yüzü değişti ne de ameli. Kürt açılımına imza atanlar da Rojava’daki gelişmelerden panikleyip kendi Kürtleriyle barış sürecini çöpe atıp savaşı derinleştirerek seleflerinden farklı olmadıklarını ispatladılar. Kısacası o meşum ıslah fermanı bir türlü hükümsüz olmadığı için de Suriye’nin kuzeyinde ‘Rojava’ diye anılan bölgede inisiyatifi ele alan Kürtlere karşı doğrudan savaş ilan edildi.” (s.15)
Manzara böyle. Tam yazının sonuna gelmiştim ki konumuzla hiç de ilgisiz olmayan şöyle bir haberle karşılaştım: “Selahattin Demirtaş’ın yazdığı ‘Seher’ isimli kitap, 'şifreli ve kontrolsüz haberleşmeye yol açabileceği' gerekçesiyle Diyarbakır Cezaevi'ne alınmadı.”
Öyle bir dönemdeyiz ki, bırakın bilgiyi, analizi, Kürt bir siyasetçinin yazdığı hikaye kitabına bile tahammülü yok iktidarın. Her zamanki gibi bitirelim. Umudu kaybetmeden. Ya da en iyisi sözü Demirtaş’a bırakalım. Şöyle diyordu Demirtaş Cumhuriyet’ten Nazan Özcan ile cezaevinden mektupla gerçekleştirdiği söyleşide:
“Seher, karanlıktan aydınlığa çıkışın ilk anlarıdır. Umuttur ve seher her gün yeniden var eder kendini. Karanlık kendini sonsuz zannederken, aydınlığı yok ettiğini düşünürken, ilk darbeyi seherden alır. O anda bitiverir karanlık, aydınlık başlar seherle.”
Belki de bu yüzden tedirgin olmuştur cezaevi yönetimi.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020
13.04.2020