Yetvart DANZİKYAN
7 Eylül Cuma günü yapılan seçimle Cumhuriyet Vakfı’nda yönetimin değişmesi sonucu, Cumhuriyet gazetesinin yönetici kadrosu da görevden alındı. Genel yayın yönetmenliği görevine getirildikten 2 ay sonra tutuklanan ve 17 aylık tutukluluğunun ardından geçtiğimiz Mart ayında tahliye edilen Murat Sabuncu’nun yerine Aykut Küçükkaya’nın göreve getirilmesi sonrasında yeni görevden almalar, kimi köşe yazarlarının yazılarının yayınlanmaması ve istifalar birbirini izledi. Alev Coşkun başkanlığındaki yeni Cumhuriyet Vakfı yönetiminin 8 Eylül günü Cumhuriyet’te yayınlanan bildirisindeki şu cümle dikkat çekici idi: “Bir süredir eksikliğini gördüğümüz Atatürk ve onun temel ilkeleri Cumhuriyet gazetesine kesin olarak geri dönmüş bulunuyor”
Basitçe tarif edecek olursak iktidarın Cumhuriyet’e yönelik operasyonu –ne yazık ki- şimdilik başarılı olmuş görünüyor. Cumhuriyet, AKP ve Erdoğan’ın bilhassa 2013 sonrasındaki totaliterleşme çizgisinin karşısına dönem koşullarına uygun bir çizgi ile karşı çıkmakla kalmamış, iyi gazetecilik/habercilik örnekleri de vermişti. Mesele de esasen buydu. AKP ve Erdoğan, karşısında Kılıçdaroğlu CHP’si gibi bir basın istiyordu. (Bu cümlemle Muharrem İnce’yi makbul bulduğum sonucu çıkarılmasın)
Ancak kanımca AKP ve Erdoğan’ı asıl Cumhuriyet’in Kürt meselesindeki çizgisi rahatsız ediyordu. Dikkat edilecek olursa Erdoğan kliğinin ve onun çizgisindeki yargının Cumhuriyet ile uğraşması, HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın ve yeni kadronun ülkenin Batısına da seslenen çizgisinin seçmende karşılık bulması ve Cumhuriyet’in de bu yeni ve umut vadeden sese ilgisiz kalmaması ile başlar. Bu süreçte HDP bilindiği gibi yüzde 13’lük bir oya ulaşmış, bu seviyeyi daha da ileriye taşıyacağı konusunda güçlü ipuçları vermiş, 7 Haziran 2015 seçiminde AKP’yi tek parti iktidarından indirmişti.
Erdoğan ve kliğinin çözüm masasını devirmesi ile Cumhuriyet operasyonuna girişmesi üç aşağı beş yukarı aynı tarihlere rastlar. İktidar kendi hegemonyası için en büyük tehdit olarak gördüğü –Batı’da da güçlü bir zemin bulmaya başlamış- Kürt muhalefetini susturma operasyonuna girişirken Cumhuriyet Vakfı seçimlerine de bulaşacak bir imkan bulmuş, kendi çizgisindeki yargı enstrümanları ile de bu imkanı sonuna kadar kullanma yoluna gitmişti.
Sonuçta aralarında Ahmet Şık ve iki aylık genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu’nun da bulunduğu çok sayıda Cumhuriyet yöneticisi, yazarı ve çalışanı hapse atıldı. Yargı sürecinde gazetenin yayın politikası, manşetleri iddianameye konu edildi ve gazete alenen yayın politikasını “değiştirmek”le suçladı. Bu arada eski çizginin kimi isimleri utanç verici tanıklıklar yaptılar bu mahkemelerde.
Aynı dönemde HDP yöneticileri, vekilleri ve belediye başkanlarının üzerinde de ağır bir baskı politikası yürütülüyor, eş başkan Selahattin Demirtaş’ın yanısıra çok sayıda HDP’li gayet göstermelik suçlamalarla hapse atılıyordu. (Demirtaş’a yönelik ilk hükmün de Cumhuriyet Vakfı seçimi ile aynı gün verilmesi, tatsız ama anlamlı bir tesadüf)
Ancak şunun altını çizmem gerekir: Gayet uydurma gerekçelerle hapse atılan Cumhuriyet yöneticilerinin tek vasfı bu değildi şüphesiz. Yazının girişinde de özetlemeye çalıştığım gibi Erdoğan rejiminin totaliter karakteri karşısında mümkün mertebe yeni ve kapsayıcı bir muhalefet, dil ve habercilik ağını da kurmaya gayret etmekte idiler. Bu güzergahta epey de yol almışlardı. Bilhassa ekonomi alanında olup bitenleri hiçbir gazete sorgulamaz, mesele etmezken Çiğdem Toker’in başarılı gazeteciliği oradaki perdeyi de aralıyordu. Gazetenin bu vasfı da Erdoğan rejimini belli ki –nasıl diyelim- üzüyordu.
Ve yine iktidarın Ortadoğu politikasında –Kürt meselesi ile bağlantılı bu politikaya itirazı olmayan hatta alkışlayan Sözcü’nün aksine- yine mesafeli bir çizgi izliyordu Cumhuriyet. (Tüm bu alanlarda kayda değer bir yayıncılık yapan diğer muhalif gazeteleri yani Evrensel ve Birgün’ü de not düşmeli tabii) Gazetenin bu çizgisi de yine Erdoğan rejimini belli ki üzmekteydi. Hal böyle iken Cumhuriyet Vakfı’nın yeni yönetiminin bu kez 9 Eylül günü gazetenin birinci sayfasında yayınlanan bildirisinde “Eleştirel akıl yeniden gazetenin politikasına egemen olacaktır” ifadesine ne demeli bilemedim.
Velhasıl Alev Coşkun ve yeni yönetim bir iktidar operasyonu ile Cumhuriyet’i devralmış durumdadırlar. Zaten yargı süreci boyunca da yönetime talip olduklarını belli etmişlerdi. Bahsettiğimiz çizgideki yargı kararları sayesinde istediklerini aldılar. İktidar cephesinin kimi ideologlarının attıkları sevinç naraları, yaptıkları işin vasfını gösterir mahiyettedir.
Giden ve gitmek zorunda kalan Cumhuriyet çalışanları bu ağır dönemden alınlarının akıyla çıktılar. Hepsine teşekkür ederiz. Yeni dönemde gazetecilik yapmaya çalışarak kalanlar da olacaktır elbette. Onların da emeklerine saygı göstermek boynumuzun borcu.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.04.2021
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020