Yıldıray OĞUR
Putin’in Ukrayna’yı istilası başladığı günlerde Amerikalı aşırı sağcıların yıllık konferansı AFPAC (The America First Political Action) Florida’da başlamıştı.
Cumhuriyetçi siyasetçilerin, aşırı sağcı yorumcuların büyük çoğunluğu genç katılımcılara seslendiği konferansta 47 yaşındaki Cumhuriyetçi Parti senatörü Marge Greene, kürsüye 98 doğumlu genç neslin en ateşli ırkçı, aşırı sağcı yorumcularından Nick Fuentes’i çağırdı.
Fuentes, “Gizli sosumuz Amerika çoktan onları unutsa da beyaz Amerikan erkekleri” diyerek coşturduğu kitleye sonra şöyle seslendi:
“Bilirsiniz işte Amerika hakkında diyorlar ya “çeşitlilik bizim gücümüzdür.” Güç mü? Çin'e bakıyorum, Rusya'ya bakıyorum. Bu arada Rusya için bir alkış alabilir miyiz?”
Bu çağrı üzerine büyük bir alkışın koptuğu salondakiler “Putin, Putin” diye tempo tutmaya başladılar.
Yine Cumhuriyetçi Parti’den senato adayı olmuş başka bir genç kadın da Putin’in dindarlığını övdü, “Hristiyan değerlerine bağlılığı yüzünden kendisini Biden’dan çok Putin’e yakın hissettiğini” söyledi.
Sadece genç aşırı sağcı Amerikalılar Putin’e hayran değiller.
Trump, Ukrayna istilası için Putin’e “dahi” dedi, eski CIA Başkanı ve Dış İşleri Bakanı Pompeo, Rus kanalına çıkıp Putin’i övdü. Fox News’ın meşhur sağcı yorumcularından Tucker Carlson Rusya’nın Ukrayna işgalini meşrulaştıran konuşmalar yaptı. Aşırı sağcıları ve Trump’ın fikri önderi Steve Bannon “Ukrayna zaten hayali bir devlet” diyerek Putin apolojisi yaptı.
Amerikalı yeni nesil Cumhuriyetçilerin bir zamanlar geleneksel Cumhuriyetçilerin baş düşmanı olan Rusya’nın Rus milliyetçisi liderine bu kadar bayılması buradan bakınca tuhaf bulunabilir. Amerikalı solcu yönetmen Oliver Stone’un da Putin hayranı olduğunu hatırlayınca daha da tuhaflaşıyor.
https://twitter.com/BenLorber8/status/1497407269587206144?s=20&t=eBp6HgGaDpGat5vw8per7w
Ama seçim kampanyasının sürdüğü Fransa’daki Putin hayranlarını görünce o kadar tuhaf gelmiyor.
Le Penler zaten ailece Putinciydiler. Marienne Le Pen, Putin’in Ukrayna’ya gireceği iddialarına günlerce saçmalık dedikten sonra Putin dediğini yapınca şimdi de “Ama NATO” demeye başladı.
Ondan bile aşırı sağcı cumhurbaşkanı adayı Zemmour ise “Putin bize benzer, Fransız olabilirdi. Medya Putin’i saldırgan göstermeye çalışıyor. Putin nefsi müdafaa yapıyor. Hem o Yeltsin gibi alkolik, Gorbaçov gibi zayıf değil” diyerek savundu Putin’i.
Tam olarak bizdeki ulusalcılığın Fransa’daki karşılığı olan Melenchon da fikirdaşı TELE1 yorumcuları gibi “Asıl saldırgan ABD ve NATO’dur” dedi.
Peki nasıl oluyor da Putin’in ABD’li aşırı sağcılardan Venezüellalı, Nikaragualı komünistlere, Hristiyan değerlerine bağlılığını takdir edenlerden Fransız laik ulusalcılarına tabii Türkiye’de neredeyse hiçbir konuda anlaşamayan komünist, ulusalcı, Kemalist, İslamcı kesimlerden bu kadar seveni olabiliyor?
Putin, eski bir KGB ajanı, ölmüş imparatorluğunu yeniden ihya etmek isteyen bir Rus milliyetçisi ama bunlara baş koymuş bir dava adamı da değil.
90’lardaki ilk siyasi görevi olan St. Petersbourg Belediye Başkanlığı’ndan bu yana kurduğu yolsuzluk şebekesiyle Rusya’daki oligarkları tek tek tasfiye edip yerine kendi adamlarını geçirmiş bir çeşit mafya liderinden bahsediyoruz.
İdealist bir siyasetçi de sayılmaz. En son Navalny, Karadeniz kıyısındaki safiye şehirlerinden Gelencik’te yaptırdığı gizli sarayı ortaya çıkarmıştı.
7800 hektarlık bir alan üzerine inşa edilen 17. 692 metre kare sarayın içinde 300 hektar üzüm bağı, şarap imalathanesi, helikopter pisti, sera, istiridye çiftlikleri, liman, kilise, amfi tiyatro, çay evi, gece kulübü ve yer altında kurulmuş bir buz hokey pisti bile vardı.
Yani karşımızda para, lüks, şatafat seven bir oligark, pek çok gazetecinin, muhalif siyasetçinin öldürülmesinin, zehirlenmesinin arkasındaki bir diktatör var.
Fakat keşke mesele bu kadar basit olsa.
Putin, çok basit bir fikri çizginin dünyadaki en karizmatik lideri: Liberal demokratik değerler karşıtlığının...
Komünizmden nefret eden bu eski KGB ajanı belki komünist değil ama imparatorluğunu parçalamış, onlara diz çöktürmüş Batı’dan ve onun liberal demokrasi değerlerinden nefret ediyor.
Evet liberal değerler onun gibi yolsuz diktatörlerin iktidarını ve saltanatını bitireceği için nefret ediyor ama zamanın ruhu da onun yanında.
Çünkü liberal demokratik değerler dünyada bir krizde. Ortaya çıkan sorunlar yüzünden artık kitleleri o kadar heyecanlandırmıyor. Sadece popülist liderler iktidara gelmedi, popülist fikirler de diğer anaakım partileri değiştirdi. Woke kültür, cancel kültür gibi aşırılıklar liberal değerleri parodileştirdi, karşısındaki muhafazakar itirazları yükseltti. Mülteci meselesi gibi zor sorunları liberal değerler çözemedi, aşırı sağcı çözümler popülerleşti. Darbe yapan generallerin hemen bağıra basıldığı, gazeteci doğrayan şeyhlerin meşruiyetini kolayca kazanabildiği uluslararası düzen de liberal değerlerin yüceltildiği günlerin uzağında.
Putin, bu açığı iyi gördü, bu tersine rüzgarı arkasına aldı, Avrupa ve ABD’deki aşırı sağ ve aşırı sol popülist hareketleri destekledi, onlarla iyi ilişkiler kurdu, güvenilir kaynakların yazdığı gibi onları finanse etti, medyasıyla propagandalarını yaptı hatta istihbari operasyonlarla demokratik ülkelerin içişlerine müdahale bile etti.
Zaman zaman da yaptığı çıkışlarla liberal demokrasiye olan öfkesini dile getirdi.
En meşhuru 2019’daki G-7 toplantısı öncesi Financial Times’a verdiği röportajdı.
https://www.ft.com/content/670039ec-98f3-11e9-9573-ee5cbb98ed36
Liberalizmin kalelerinde olan İngiliz gazetesine “liberal değerlerin artık hükümsüz hale geldiğini” söyledi.
Çünkü bu değerler batı ülkelerinde yaşayan birçok kişi tarafından reddediliyordu.
Örnek olarak da Merkel'in sığınmacılara karşı liberal politikalarını gösterdi:
"Liberal düşünce hiçbir şey yapılmaması gerektiğini varsayar. Sığınmacılar istediği gibi öldürebilir, çalabilir ve tecavüz edebilir çünkü sığınmacıların hakları korunmalı. Hangi haklar bunlar? Her suçun bir cezası olmalı. şte bu yüzden liberal düşünce hükümsüz hale geldi. Halkın çoğunluğu için bir çıkar çatışması haline geldi"
Putin, homofobik olmadığını, ama "batının eşcinselliği kucaklama hevesini" 'aşırı' bulduğunu da bu listeye ekledi. Liberal çevrelerin Katolik kilisesinin problemlerini kiliseyi yok etmek için kullandığını da söyledi.
Putin’in liberal demokrasiye karşı bu açık savaşına bir süredir Çin de yüksek sesle katılıyor. Çinli siyasetçiler ve Çin medyası Batılı insan hakları değerlerini ve liberal demokrasiyi yeren, kültürel relativizm tezini savunan çıkışlar yapıyorlar
En son iki ülkenin Dışişleri Bakanları Biden’ın Demokrasi Zirvesi’ne davet edilmeyince ortak bir mektup yazdılar ve liberal demokrasi karşıtı bu fikirlerini daha büyük bir özgüvenle savundular:
“Demokrasi, birden çok şekilde uygulanabilir ve demokrasiye ilişkin hiçbir modelin her ülkeye aynı şekilde uyması beklenemez. Bir ülkenin demokrasi yolunda takip ettiği yöntemlerin işe yaraması, bunların o ülkenin gerçekleriyle örtüşmesine, zamanın gerçeklerine uygun olmasına, aynı zamanda da ekonomik alanda kalkınma, toplumsal alanda istikrar ve ilerleme ve insanlar için daha müreffeh bir yaşam sunmasına bağlıdır... Benzer şekilde, hiçbir ülkenin, dünyanın geniş ve çeşitli siyasi yapısını tek bir kıstas üzerinden yargılama hakkı yoktur. Başka ülkelere renkli devrimlerle, rejim değişiklikleriyle ve hatta güç kullanarak farklı bir siyasi sistem dayatmak uluslararası hukuka aykırıdır ve açıkça anti-demokratiktir.”
Ve son olarak Putin Ukrayna ile ilgili yaptığı konuşmalardan birinde de şöyle dedi:
“Batı kendi çıkarları için kendi yanlış değerlerini bize dayatarak bizim geleneksel değerlerimizi yok etmeye çalıştı. Bu değerler kendi ülkelerinde de dejenerasyona yol açtı. Çünkü bu değerler insan doğasına da aykırı. Ama bunu yapamayacaklar. Kimse bunu başaramayacak.”
Putin, konuşmasında Ukrayna işgalinden tarihin bir dönüm noktası olarak da bahsetti.
İşgali duyurduğu ilk konuşmasında da Rus tarihinin revizyonist bir yorumunu yapmış, emperyal heveslerini kültürel, dini, tarihsel haklılık iddialarıyla gerekçelendirmişti.
Yani karşımızda sadece ülkesinin sınırlarını genişletmek isteyen Rus milliyetçisi bir diktatörden fazlası var.
Bu söylediklerini hayata da geçiriyor.
Kendisini neredeyse ebedi başkan statüsüne kavuşturan bir anayasa değişikliğini Duma’dan geçirdi. Yabancı Ajanlık yasası denen bir yasayla muhalif herkesi ve sivil toplum örgütlerini ajan ilan etme yetkisine sahip oldu. Navalny’ye yaptıkları, Kazakistan’da halkın isyanını bastırması bu fikriyatın pratikteki son örnekleriydi.
Onun gözünde muhalefet beşinci kol faaliyeti, devrimlerin hepsi Sorosçu turuncu devrim, liberal değerler Hristiyan değerleri ortadan kaldırma çabası, İslamcılar terörist, LGBT’ler zaten dejenerliğin simgesi...
Bu fikirlerin sadece ona has olmadığını gayet iyi biliyoruz.
Dünyada büyük yaralar alan, eski ihtişamlı günlerini ve ikna ediciliğini kaybetmiş liberal demokrasi değerlerine meydan okuyan, dünyadaki aşırı sağ, aşırı sol bütün popülist hareketleri destekleyen, seçimlere müdahaleden, siber saldırılara, siber casusluk faaliyetlerinden medyayı operasyonel olarak kullanmaya kadar her yolu deneyen akıllı bir düşman var karşımızda.
Güçlü erkek, pragmatik lider, iş bitirici adam hatta sistematik yolsuz lider profili pek çok siyasetçi için rol model.
Kendisine benzeyen dünyanın her yerinde soldan sağa, sosyalistten milliyetçiye liberal değerlere karşıtlıkta birleşen müttefikleri var.
Onun karşısında ise zayıflamış bir Batı ittifakı, konfor içine gömülmüş bir Avrupa, parçalanmış, kafası karışık bir ABD, eski heyecanını kaybetmiş, popülist hareketler karşısında bocalayan, taviz veren liberal demokratik siyaset var.
Yani mesele sadece Ukrayna değil. Mesele sadece askeri bir saldırganlık da değil.
Putin’in istilacılığına gelen destekler karşımızda daha geniş bir ittifakın olduğunu gösteriyor.
Dünyadaki liberal demokratik değerlerin artık kendini saklamayan ciddi ve tehlikeli bir düşmanı var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025