Yıldıray OĞUR
Hz. Musa asasıyla Kızıldeniz’i yarıp Firavun’un elinden İsrailoğulları’nı kurtarır. Artık kimsenin onun Tanrı tarafından seçilmiş elçi olduğuna şüphesi kalmamıştır. Bu güvenle kavmini “Tanrı’ya şirk koşmayın, putlara tapmayın” diye sıkı sıkı tembihleyip Allah’ın ayetlerini almak üzere Tur Dağı’na doğru yola çıkar. Günler geçer, geri dönmez. Artık ondan ümitler kesilmeye başlamıştır. Bu sırada kalabalık içinde eskiden ineğe tapan bir Mısırlı kavminden gelen Samiri diye bir adam ortaya çıkar.
Herkesten ziynet eşyalarını eşyalarını toplayıp altından bir buzağı heykeli yapar. Buzağının İsrailoğullarının ve Musa'nın gerçek ilahı olduğunu, Musa'nın da zaten bunu aramaya gittiği söyler. Bu zaten Mısırlıların binlerce yıllık eski dinleridir.
Kitleyi altınlarını vermeye ikna etmesi zor olmaz.
Hala Musa’nın Tanrı’nın izniyle Kızıldeniz’i nasıl yardığını unutamamış olanları ise bir rivayete göre Hz. Musa’ya atıyla yardıma gelen Cebrail’in ayak bastığı yerden aldığı toprakla başka bir rivayete göre Mısır’da yaygın büyücülük güçlerini kullanarak ya da bizzat kendisi seslendirerek altından yapılmış buzağıyı böğürterek ikna eder.
Herkes altın buzağının etrafına toplanıp ona secde etmeye başlar.
40 gün sonra Hz. Musa geri döndüğünde kavmini altın buzağıya taparken bulur.
40 günlük bir boşluk bile gözleriyle Kızıldeniz’in yarıldığını gören kavminin eski dinlerine geri dönmesine yetmiştir.
Dün Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’ın İçişleri Bakanlığı’na yürüyüşünün CHP’li, laik, Atatürkçü, milliyetçi kitlelerde yarattığı büyük heyecanı izlerken insanın aklına Kuran ve Tevrat’ta geçen bu altın buzağı kıssası geliyor.
Dün gün boyu henüz bir kez bile seçime girip test olmamış, mültecilere karşı yükselen öfke dalgası üzerinde tehlikeli bir sörf yapan Ümit Özdağ’ın tavizsiz Kemalistliği, ırkçılık sınırlarında sık sık sınır ihlali yapan milliyetçiliği, İçişleri Bakanı’nı düelloya çağıran kabadayılığı övülürken, bundan üç yıl önce CHP tarihinin son 30 yıldaki en büyük seçim başarısının altında imzaları olan üç isim ise linç edildi.
Kılıçdaroğlu’nun suçu özetle bu muhalif kitleyi Ümit Özdağ kadar kesmemesiydi.
Onun “11 yılda yapamadığını iki ayda Özdağ’ın yaptığını” yazan bir tweet on binlerce beğeni aldı.
Muhtemelen bu on binlerce insanın çok azı Ümit Özdağ’ın, kendisine bu lise çıkışına adam çağırma özgüvenini veren milletvekili dokunulmazlığını, seçilip istifa ettiği İYİ Parti’ye seçime katılma hakkını 20 milletvekillik bir jestle kazandıran Kılıçdaroğlu’na borçlu olduğunu hatırlıyordu.
Arada sadece “parlamenter sistem, Kavala bik bik” dediği için “sünepe” ilan edilen altılı masa da yumruklar yedi.
Kılıçdaroğlu’nun evinde elektriksiz oturması, muhafazakarlara fazla tavizler vermesi yerildi, Özdağ’ın iyi bildiği 27 Mayıs bildirileri gibi iktidara racon kesmesi övüldü.
Üç yıl önceki seçim başarısının mimarlarından CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun lincinin sebebi de katıldığı bir Twitter Space yayınında mültecilerle ilgili söylediği şu sözler oldu:
“21. yüzyılda 10 milyon yabancının geldiği bir ülkede ne yaparsanız yapın, evrensel hukuk kuralları çerçevesinde bu insanların tamamını gönderme gibi bir gerçek yoktur. Hepsinin gönderilebileceğini söylemek sizin içinizi rahatlatıyor ya da sizi sevindiriyor olabilir ama gerçekliği olmayan bir şeyi söyleyemem. Yapılması gereken; kalanların entegrasyonu, yeniden gelişlerin engellenmesi ve ülkesindeki koşullar oluştuğunda gidecek olanların gitmesinin sağlanması”
Oynadığı oyunlarda bile yapmaya tenezzül etmeyeceği en pis işleri, o bütün gün koltuğundan kalkmadan ekran başında muzunu yiyebilsin diye en düşük maaşla, tatilsiz yapan üç Afgan’a bayram günü ülkelerinin bayraklarıyla fotoğraf çektirdiler diye “maymun” diyen, toplumsal evrimin hep ileriye doğru olmayabileceğini düşündürten bir narsistin en klişe ırkçılığını 70 bin kişinin beğendiği bir ülkede, mültecilere “cahil, sapık” diye hakaret etmenin ırkçılık değil sosyolojik tespit muamelesi gördüğü bir ortamda cesur bir çıkıştı bu.
Kaftancıoğlu’nun bu rasyonel ve dürüst analizi, “sessiz istilaya” karşı Talat Paşa’nın izinde Suriye’ye yeni tehcir turları başlatmayı vaat edenlerin “final solution’u yanında fazla sosyal demokrat ve hümanist kaldı.
Ama kitleler bu kadar sosyal demokrasiye, bu kadar hümanizme henüz hazır değildi.
O da gün boyu Arapsever olmakla ama gerçek vatansever, CHP’li olmamakla, tabii ki bu coğrafyadaki her makul faninin bir gün tadacağı fonculukla, AB’cilikle, Sorosculukla suçlandı.
Hatta fazla muhaliflikten her an hapse girme ihtimali varken Özdağ kadar cesur muhalefet edemediği bile söylendi.
Bunlar yapılırken kimsenin gözü Kaftancıoğlu’nun üç yıl önce gerçek bir seçimdeki performansını görmedi bile.
Dün gün boyu daha farklı bir nedenden dolayı o üç yıl önceki seçim başarısının baş kahramanı İmamoğlu da benzer öfkelerin hedefindeydi.
İddiasını ortaya koymaktan çok, hırsını saklayamadığı bir Karadeniz bayramlaşma turunu izlemek üzere geziye davet ettiği gazetecilerle çektirilmiş bir kare fotoğraf nedeniyle…
Fotoğrafta iktidara yakın bir gazetecinin olması İmamoğlu’ndan ümitvar olanlarda büyük bir hayal kırıklığı yaratmış görünüyor.
Basın danışmanı Murat Ongun’un zincirleme iletişim kazası olan açıklaması, İmamoğlu’nun fazlaca Erdoğan vibe’ı veren çıkışı tepkileri artırdı.
Aslında tartışmanın özünde İmamoğlu haklı olabilirdi.
“Ben gazetecilerin siyasi tercihleri, pozisyonlarıyla fişlenip, dışlandığı bir Türkiye istemiyorum, bunu göstermek istedim” diyebilseydi.
Ama 20 yıldır bunun muhalif gazetecilere devletin sopasıyla yapılmasından haklı olarak şikayetçi olanların İmamoğlu’ndan ve gönüllerindeki Cumhurbaşkanı’ndan beklediklerinin aynısının eski iktidarı destekleyen gazetecilere yapılması olduğu ortaya çıktı.
Hatta bazıları yeni iktidarla ilgili en büyük hayalinin bu gazetecilerin itibarsızlaştırılması, sokağa bile çıkamaz hale getirilmesi olduğunu bile yazdı.
“Biz bunlar itibar görsün diye mi mücadele ettik” duygusal patlamaları yaşandı.
Henüz portakal çiçeğinde vitamin olan iktidardan beklentileri bazı gazetecilerin sokağa çıkamaz, işini yapamaz, itibarsız hale getirilmesi, gezilere de sadece onaylı, akredite gazetecilerin çağrılması olanların, demokratik bir ülkede ancak okurların yapabileceği bir yaptırımı devletten bekleyenlerin yeni bir Türkiye tahayyülü olduğuna inanmak hiç kolay değil
Halbuki Türkiye’deki bütün kesimlerin elinde gazetecileri böyle tasnifleyecek yeterince kötü hatıra mevcut. Aynı mantıkla mevcut iktidarın gazetecilere yönelik tüm akreditasyon listeleri de meşrulaştırılabilir.
Ama mesela Erdoğan iktidarının ilk 10 yılında, 28 Şubat’ın gönüllü askeri olmuş, radyolardan başörtülü kadınlara “fahişe” diye bağırmış gazetecileri bile uçağına almaktan erinmemişti.
Ama o günkü AK Parti, merkeze gelmek isteyen, farklı kesimlere açılmayı arzulayan, kabul edilme ve onaylanma isteği yüksek bir kesimin temsilcisiydi.
Bugünkü CHP ise tarihsel olarak haklı olduğunu düşünen, herkesin kendi doğrularına bir gün gelmesini bekleyecek kadar özgüven sahibi o yüzden hakikatlerine saygı duymadığı kesimlere açılmayı da onlardan onay almayı da zul sayan bir kitleyi temsil ediyor.
Bu siyasi kibrin iktidar getirmediğini gören CHP yönetimi değişmeye, merkeze açılmaya, herkesle iletişim kurmaya çalışıyor ama kitlenin gönlünde herkese atar yapacak, eyvallahsız bir Ümit Özdağ yatıyor.
Ümit Özdağ, CHP’nin merkeze açıldıkça boş bıraktığı, fazla kibar kalan Muharrem İnce’nin bile dolduramadığı bu eski arsaya gözünü dikmiş durumda.
Arap düşmanlığı, yabancıdan endişe, liberal nefreti, Kemalist acil çözümcülük gibi ailemizin ideolojisine hitap ediyor.
Sinyalci hümanizme, gereksiz rasyonaliteye, farklı kesimlere açılmaya prim vermeden düşmana karşı sansürsüz konuşuyor.
Bütün dünyada siyaseten bir boşluğu dolduran mülteci, yabancı karşıtlığı hislerini, CHP’nin öksüz bıraktığı Kemalist rövanşizmle birleştiriyor.
Çıta böyle yükselince CHP’li kavmin gözü daha üç yıl önce denizi yarıp İstanbul’u aldığını gördükleri siyasetçileri bile görmez oluyor.
Daha önce defalarca denenmiş ve kazandırmamış bu tarzın bu kez de kazandırmayacağını görenleri bile o ideolojik kararlılık, şahinlik, tavizsizlik etkiliyor, bir anda gönülleri eski dinlerine kayıyor.
Çünkü aşina oldukları o klasik tadı, tadını unuttukları iktidar olmaktan daha çok seviyorlar.
Geriye kalıyor fırsatçı bir Samiri’nin çıkıp altından bir buzağı putu yapması...
Bu arada Samiri’nin gerçek adının Musa bin Zafer olması bu hikayedeki sadece tuhaf bir tesadüften ibaret…
Yazarlar
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025