Yıldıray OĞUR
Türkiye’de her dönem cemaatler ve tarikatlar seçimler öncesi renklerini belli ettiler.
Ama bu kararlar genelde cemaatlerin içinde kaldı, kulaktan kulağa yayıldı, kamuoyuna açıklanmadı.
Her siyasi görüşten insana açık olmak iddiasındaki bir tarikat ya da cemaatin zaten aksini yapması yakışık almazdı.
Bu hassasiyet son dönemlerde terkedildi.
Herhalde talepler üzerine her seçim öncesi iktidara yazılı açıklamalarla destek verildi.
Ama bu seçime kadar tarikat ve cemaatleri bir seçim kampanyasının ortasında bayrak sallar vaziyette hiç görmemiştik.
Ayetler, hadisler, siyerden kıssalar havalarda uçuşuyor, dua zincirleri kuruluyor, fetvalar veriliyor, muhalefetten neredeyse Mekkeli müşrikler gibi bahsediliyor.
Şeyh efendiler, abiler, seydalar sanki bir daha ülkenin yarısına hiç tebliğ yapmayacaklarmış gibi rahatlar.
Birinci tur öncesi hararetli destek açıklamaları yetmemiş olacak ki, ikinci tura giderken vaazlarda şeyhler açıktan propagandaya başladı, parmaklar sallanıyor, müminler ahiretle korkutuluyor.
İsmailağa Tarikatı’nın iki numaralı ismi Salih Topçu, resmi imamlık görevini yaptığı Sultan Selim Camii’ndeki Pazar sohbetinde açıkça cemaatinden ikinci tur için Erdoğan’a oy istemiş.
Ama bunu yaparken maaşında ve içinde bulunduğu camide hakkı olan ülkenin diğer yarısı için de pek iyi şeyler söylememiş:
“Senin attığın bir adımla eğer İslam düşmanları kutlama yapıp rakı içecekse içen sarhoş, onlara kutlama yaptıranlar da içmeyen sarhoş. İçen sarhoş 3 saatte ayılır, o içmeyen sarhoş ölene kadar ayılmaz. O yüzden zaten bizi anlamıyorlar. Allah için konuşuyorum, ahiretin için konuşuyorum. Senin imanına zararı var bu işin. Müminin kafirleri öfkelendirmesi, çatlatması boynunun borcudur. Gelecek hafta muhakkak oy kullanın. Nasıl yapacağımız zaten bellidir.”
Burada “çatlatılması istenen kafir”, “kutlama yapıp rakı içecek İslam düşmanı” galiba Biden ya da Netanyahu değil.
Muhalefete oy vermek de artık ahiretimizi yakmamıza neden olacak, imanımıza zarar verecek itikadı bir mesele haline gelmiş durumda. Tekfirin bir adım gerisine kadar gelindi.
Onun dilinin varmadığını ise diğer büyük Nakşi cemaat Menzil’in Konya’daki halifesi söylemiş:
“Bir anlık bir kızgınlıkla, nefsi bir şekilde hareket ederek olmaz. Senin kişisel çıkarına ters düşebilir, müminlerin genel maslahatı nerdeyse orada bulunmak lazım. O fuhşiyatı İslam toplumu içinde yaymaya çalışacaklarını söylüyorlar. Açıkça söylüyorlar. Onlara oy verilmez, haramdır, günahtır.”
Muhalefetin adayına oy vermek haram ve günah.
Çünkü “açıkça söylüyorlar” diyen şeyh efendiye malum olsa da söylemedikleri LGBT vaatleri yüzünden.
Yani şeyh efendi sadece günah ve haram uydurmamış, bir de gerçek dışı bir iddia üzerine konuşarak iftira gibi büyük günahlardan birini de işlemiş.
Ama herhalde dinen neyin caiz olup, neyin helal olduğunu onlardan iyi bilecek değiliz.
Fakat şeyhin konuşmasının esas dikkat çekici kısmı demokratik hakkını kullanan insanlara tekfir sopasını salladığı yerler değil.
Şurası:
“Bir anlık bir kızgınlıkla, nefsi bir şekilde hareket ederek olmaz. Senin kişisel çıkarına ters düşebilir, müminlerin genel maslahatı nerdeyse orada bulunmak lazım.”
Anlaşılıyor ki aslında şeyh efendi de kızacak şeyler olduğunun farkında.
Hatta iktidara oy vermenin bazı insanların şahsi çıkarlarına ters olabileceği görüşüne bile hak veriyor.
Ama tam o noktada duruyor.
Çünkü şahsi çıkarlarımıza ters olsa da ondan daha büyük olan ümmetin çıkarları var. Ona da ümmetin maslahatı diyoruz.
Bir çeşit Jakoben genel iradecilik ümmetin maslahatı.
Halk için halka rağmen, hatta İslami Kemalizm bile denebilir.
Özetle diyor ki; iktidara oy vermek hayat pahalığının sürmesi gibi senin çıkarına aykırı olabilir, ama sen kendi çıkarını düşünmeyeceksin, ümmetin genel çıkarı için oyunu vereceksin.
Ümmetten kasıt ise biraz karışık.
Mesela seyyid olan Kemal Kılıçdaroğlu ya da beş vakit namaz kılan Meral Akşener galiba ümmetin içinde değil.
Ya Medine’de Mescidi Nebevi’de ağlayarak namaz kılan darbeci Mısır devlet başkanı Sisi? Galiba o da değil.
Suudiler, BAE’liler, İranlılar da şüpheli.
Maslahatı gözetilecek ümmetin çıkarları da pek ortak görünmüyor.
Ümmetin maslahatı diyerek Erdoğan’a destek açıklaması yapanların gösterdiği iki somut gerekçe var:
Türkiye’nin milyonlarca Müslüman mülteciye ev sahipliği yapması.
Türkiye’nin ülkelerinden kaçmak zorunda kalan İslami hareketlerin mensuplarına bir sığınak haline gelmesi.
Gerçekten de mevcut iktidarın mülteciler meselesinde muhalefetten daha insani olduğu kesin.
Her ne kadar Avrupa’yı tehdit için mültecileri sınıra sürmüş (bu kavramı kullanarak) olsa da, 2015’den 2023’e sınırlarda yüzlerce mülteci öldürülse de, milliyetçi kadrolaşmanın en yoğun olduğu göç idaresi ve emniyet üzerinden binlerce mülteci sudan bahanelerle sokaklardan alınıp sınırdışı edilse de, geri iade merkezleri kötü muamelenin merkezlerine dönmüş olsa da ve bütün bunlara genel İslami, muhafazakar çevreler iktidara zarar gelmesin diye hiç sesini çıkarmamış olsa da, bu inkar edilmeyecek bir gerçek.
Özellikle de birinci turda mültecilerle ilgili yaratıcı ve insani projeler açıklayan Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda yanlış bir taktiksel hamleyle “Suriyeliler gi-de-cek” çizgisine gelmesiyle bu fark iyice açıldı.
Halbuki Kılıçdaroğlu ve diğer siyasetçiler de biliyor olmalı.
Ekonomisini düzeltmek, dünyayla, özellikle de mülteci meselesi yüzünden Merkel gibi güçlü bir liderin bile siyasetten tasfiye edildiği Avrupa ile iyi ilişkiler kurmak isteyen bir iktidar Kılıçdaroğlu’nun vaat ettiğini yapamaz.
Mültecileri topluca otobüsle doldurup güvensiz bir ülkeye göndermenin adı tehcir olur, tarihe de bir ayıp olarak geçer.
Ama mültecilerin Türkiye’deki güvencesi de artık ne hukuk devleti ne de halkın ensarlığı.
Mültecilerin tek güvencesi Erdoğan’ın kendi partisi ve tabanına rağmen sürdürdüğü İslami iyi niyeti ve tabii Avrupa’nin Türkiye’de olan bitenlere artık çok fazla ses çıkarmamasına neden olan meşhur Geri Kabul Anlaşması.
Erdoğan’ı her şeye rağmen desteklemeye devam eden İslamcıların son tutundukları dal da mülteci meselesindeki tavır.
Ümmetin maslahatı parantezine mültecileri koyup, dinen ve ahlaken Erdoğan’ı desteklemeyi meşrulaştırabiliyorlar.
Seçimlerde insanları iktidar için oy vermeye mültecileri göstererek davet ediyorlar.
Ama uzun süredir bu ahlaki üstünlüğü, ülkedeki neredeyse bütün alanlardaki haksızlıklar, adaletsizlikler ve kötü yönetimin üzerini kapatan bir şal gibi kullanıyorlar.
Çünkü Türkiye’de ümmetin sadece Suriyeli ve Afgan evlatları yaşamıyor.
Türkiye’de bir de ümmetin 80 milyon Türkiyeli evladı yaşıyor.
İslamcılar, tarikatlar ve cemaatler unutsa da bu 80 milyon insan da ümmet. Onların da maslahatları gözetilmek zorunda.
İki yıldır dünyanın en yüksek 5’inci gıda enflasyon oranıyla sofrasından kesen milyonlar da ümmetin evlatları.
Hapishanelerde, istinaf mahkemelerinde, Yargıtay’da hukukun kırıntısını bekleyen insanlar da ümmetin bir parçası.
Yoksulluk ve hukuksuzluklar yüzünden Ağrı’dan Meksika sınırına gidip ABD’ye kaçak girmeye çalışırken yakalanan, Meriç Nehri’nden geçerken boğulan, Bulgaristan’a kaçıp Almanya’ya sığınma planları yapan, Belarus sınırından Polonya’ya geçmek için sınırda bekleyen, TUS’a hazırlanmayıp, Almanca öğrenmeye çalışan, Türkiye’deki beyaz yakalı işlerini bırakıp Kanada’da basit işler yapan insanlar da bu ümmetin bir parçası.
Bu seçimlerin sonucu ne Gazze’yi, ne Kudüs’ü ne Saraybosna’yı etkileyecek ama Erzurum’u, Mersin’i, Ağrı’yı doğrudan etkileyecek.
Satın aldıkları vatandaşlıkla Dubai’de yaşayan ve cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanan Kuveytli yeni TC vatandaşları, 75 yıllık demokrasisi olduğu için daha azıyla yetinmeyen Türkiye’deki muhalifleri eleştirmek için İngilizce makaleler yazan İslamcı Arap entelektüelleri de etkilemeyecek.
Ama bu ülkede yaşayan ve gidecek başka yeri olmayan, elinde tek güç oy hakkı kalan Türkiyeli Müslümanları etkileyecek.
Eğer ümmetin maslahatı gözetilecekse sadece Filistinlilerin, Suriyelilerin değil onların da maslahatı gözetilmeli.
Ama İslamcılar, cemaatler, tarikatlar için bunu yapmak kolay değil.
Onlar İslamcılıklarını da iktidara delege edip, rahatladılar.
İktidar düşerse Gazze düşer, Kudüs düşer demenin maliyeti sıfır.
Ama kötü yönetim böyle devam ederse bir depremde İstanbul gider, hayat pahalığı, işsizlik böyle devam ederse Erzurum’da, Diyarbakır’da genç kalmaz demek maliyetli ve zor.
Suriyelilerin haklarını herkese karşı savunmak değerli ve ahlaklı bir tutum.
Ama bunu Türkiyelilerin meselelerinin önüne perde yapmak insafsızca ve ahlaksızca…
Ayrıca bir mülteci için de en iyi Türkiye, ekonomisi iyi yönetilen, hukukun, demokrasinin, ifade hürriyetinin olduğu, dünyayla entegre bir Türkiye’dir.
Mültecileri ancak dünyanın ne dediği umurunda olmayan, içine kapanmış, insan hakları standartlarını atının terkisine atmış bir iktidar zorunlu tehcire maruz bırakabilir.
Bir hukuk devletinde ve gerçek bir demokraside bir mülteci bir gece evinden alınıp zorla otobüslere bindirilerek sınır dışı edilemez.
Edilse bile hukuken itiraz hakkı vardır, sivil toplum ayağa kalkar, özgür medya bunu ayıplar, kamuoyu sesini çıkarır.
Ama hukukun, medyanın, sivil toplumun olmadığı bir ülkede bunu yapmak bir kişinin iki dudağı arasındadır.
Yani hepimizin kaderi iç içe geçmiş durumda.
Ümmetin maslahatı Batı ile eşit ve iyi ilişkilere sahip, güçlü ekonomisi ve örnek bir demokrasisi, herkesin kendini güvende hissedebileceği bir hukuk devleti ve ifade hürriyetinin olduğu bir Türkiye’den yanadır.
Yoksa diğerinden İslam dünyasında çok oldu ve hala çok var.
Ümmetin Türkiyeli evlatlarının da Suriyeli evlatlarının da maslahatı da böyle bir Türkiye’den yanadır.
Ama ümmetin Türkiyeli evlatlarından beklenen sadece şahsi çıkarlarına aykırı olsa da ümmetin geri kalanının maslahatını gözetmeleri, şikayet etmemeleri, küsmemeleri, kırılmamaları sadece sabretmeleri ve dua etmeleri.
Belki bir gün onlara da maslahat sırasının gelmesini beklemeleri…
Güçsüz muhalefeti tekfire doğru giden şeyh efendiler, abiler, seydalar belki bir gün onların maslahatını da düşünerek iktidara bir çift söz söyleyecek cesareti toplarlar
Bunun için dua etmekten başka ne yapabiliriz…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025