Yıldıray OĞUR
Troçkizm, ana akım sosyalist damar içinde hep marjinal bir akım olarak kalmıştır. İngiliz kuramcı Tony Cliff öncülüğünde bir grup 1950’lerde SSCB’yi ‘devlet kapitalizmi” olarak nitelendirip o marjinal Troçkist gelenekten de koparak İngiltere’deki Sosyalist İşçi Partisi öncülüğünde Uluslararası Sosyalizm Akımı’nı kurar. Türkiye’de bu akımı yine sosyalist hareket içinde küçük bir grup olan Devrimci Sosyalist İşçi Partisi temsil eder. Sonra bir grup oradan da kopup Anti-kapitalist adıyla örgütlenir. Sonra bu grup önce Yeşiller Partisi’ne daha sonra onlarla birlikte kurucuları arasında oldukları HDP’ye katıldılar.
İşte Chris Stephenson Türkiye’deki bu küçük, butik Troçkist hareketin fikir babalarından biriydi. Onu Cem Uzun mahlasıyla yazdığı Kemalizm Sol Değil adlı yayınlandığında Türkiye’de kimsenin yazmaya cesaret edemediği kitabından ya da Irak İşgali sırasında İngiltere ve ABD’nin işgaline karşı yapılan eylemlerden, görev yaptığı Bilgi Üniversiteliler ise başörtüsü yasağına karşı öğrencilerin yanında duruşundan tanıyanlar çıkabilir.
Aslında bir matematikçi olan Chris Stephenson, 25 yıl önce geldiği Türkiye’de Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümü kurmuş ve bu bölümü 17 yıldır yönetmekteydi.
15 Mart 2016 günü üç akademisyenin yayınlanan bildiri yüzünden gözaltına alınmasını protesto için gittiği Çağlayan Adliyesi önünde gözaltına alındı. İlk haberlere göre “PKK”, “Newroz” ya da “HDP” bildirisi dağıttığı için. Sonra bildiri dağıtmadığı, X-rayden geçerken çantasından HDP broşürü çıktığı için gözaltına alındığı ortaya çıktı. Böyle bir eylemde, bir İngiliz’in çantasından birkaç tane HDP broşürü çıkması Türkiye’de alışıldık bir durum değil. Oturup polise, savcıya Troçkist hareketi anlatmak herhâlde daha tehlikeli olabilirdi.
Eşi Türkiye vatandaşı olan ve kızı Türkiye’de doğup büyüyen Stephenson, sınır dışı edilmek üzere serbest bırakıldı. Valilik sınır dışı kararı verdi vermedi derken yaşanan bir iletişimsizlik sonucu 25 yıldır yaşadığı Türkiye’den ayrıldı. Daha sonra kararın verilmediği ortaya çıktı ve geri döndü. Ama bütün dünyada bu sınır dışı haberi Türkiye’nin bir ayıbı olarak yer aldı.
Gözaltı ve sınır dışı Türkiye’de bazı gazeteler ve sitelerde şu başlıklarla verildi:
“İngiliz ajan yakalandı” “İngiliz Ajanın inanılmaz pişkinliği”
Şu haber örneğin fantastik komploculuk klasikleri arasına girebilirdi:
“Örgüte destek bildirisine imza attıkları için gözaltına alınan sözde akademisyenler için Çağlayan Adliyesi'nde eylem yapan ve burada HDP'nin Nevruz bildirisini dağıtırken gözaltına alınan İngiliz Christopher Stephenson'un İngiliz gizli servisi MI6'nın 25 yıllık ajanı olduğu iddia edildi.
Gezi eylemleri sonrası MI6'da ‘İstasyon Şefliği’ne terfi eden Stephenson'un HDP'yi "marjinal sol" ile birleştiren isim de olduğu istihbarat kaynaklarında yer aldı. Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapan Stephenson gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilmişti.”
Medya tek bir delil göstermeden birini İngiliz ajanı ilan edince, tabii savcılık da boş durmadı. Onlar da hakkında terör propagandasından 5 yıl dava açtılar. İddianamede savcı hukuk sınırlarını, ideolojik sınırlarına çekme denemeleri yaptı:
“Şüphelinin üzerinde ele geçmiş üzerinde PKK/KCK terör örgütünce yapılmış hukuksuz eylemlerin görüntülerini ve terör örgütünün gizli amaçlarını perdelemek için kullandığı masumane ve meşru bir talep görüntüsü verilen, öz yönetim kavramını birlikte barındıran broşürün terör örgütünün propagandasını yaptığı, bu broşüre davetiye süsü verilmesinin amaçlanan hedefi meşru kılmadığı, dolayısıyla şüphelinin bu nitelikteki broşürü terör örgütünün propagandasını yapmak için bulundurduğu…”
Ve Chris Stephenson dün mahkeme karşısına çıktı, ilk duruşmada broşürlerde suç unsuru bulunmadığı gerekçesiyle beraat etti.
Günün sonunda alenen yalan haber yapan, birine sırf yabancı olduğu için delilsiz ajan diyebilen medya, 25 yıldır ülkesindeki bir üniversitede çalışan bir akademisyeni sınır dışı eden ülke olarak dünyada haber olan Türkiye, bir broşürü taşımaktan iddianame yazıp, 5 yıl hapis isteyen hukuk sistemi kaybetti.
Ama anlaşılan kimsenin umurunda olmadı bu itibar kayıpları...
Geçen hafta biri de yaşandı çünkü.
Özgür Gündem gazetesi 1992 yılından beri çeşitli adlarla yayınını sürdürüyor. PKK ile ilişkisi bir sır değil.
27 çalışanı öldürülmüş, iki kere kapatılmış, başka adlarla yeniden yayınlanmış 24 yıllık bir gazete. 1994 yılında İstanbul’daki binası bombalanmış, bir gazete çalışanı hayatını kaybetmişti. Hakkında bu 24 yıl boyunca defalarca toplatılma kararları verildi. En son 14 Mart günkü sayısı toplatıldı. Bu köşede de zaman zaman şiddet propagandası yaptığı manşetleri, haberleri sertçe eleştirildi
(En son Diyarbakır’daki Dürümlü Katliamı’nı nasıl görmezlikten geldikleri yazılmıştı: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/591509.aspx.)
İşte bu gazeteye bir günlüğüne gönüllü Genel Yayın Yönetmenliği yapan isimlerden üçü Adli Tıpçı Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu geçen hafta tutuklandı.
Ama işin tuhafı, bu üç ismin tutuklanmalarına neden olan bir günlük sembolik Genel Yayın Yönetmenlikleriyle çıkan gazeteler hakkında çıktıkları gün basın savcılığı herhangi bir toplatma kararı verme gereği duymamıştı.
Daha da tuhafı bu üç ismin tutuklanma haberi ertesi gün yine Özgür Gündem’de manşet olarak çıktı. Gazete sembolik olmayan genel yayın yönetmeni ve çalışanları tarafından dün de bugün de yayınına devam etti, yarın da edecek.
En tuhafı ise bir günlüğüne dayanışma için sembolik yöneticilik yapmanın bile tutuklanma sebebi olduğu gazetenin her gün ülkenin en büyük iki dağıtım ağından biri tarafından Türkiye’nin her yerine dağıtılıyor, bütün gazete bayilerinden bulunabiliyor, alınıp okunabiliyor olması.
Bir günlüğüne bu gazetede yöneticilik yapmak terör propagandasına giriyorsa, bu gazeteyi 365 gün basmak, dağıtmak, satmak neye girer acaba?
Karar o kadar absürt ki eğer isterlerse ve hapishane yönetimi uygun görürse, bu üç tutuklu gönüllü GYY, bir günlüğüne bulundukları için hapse atıldıkları bu gazeteyi hapishanede her gün okuyabilirler.
Haberlere göre tutuklanma sebepleri; “Bu 3 ismin nöbetçi oldukları günlere ilişkin yayınlarda sakınca görmediklerini belirtmeleri, yayınların düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği yönünde beyanda bulunmaları…”
Yani aslında yayınların içeriği değil, o yayınlarda sakınca görmemeleri tutuklanmalarına sebep olmuş. Yani eğer mahkemede “Bir günlüğüne çıkardık bu gazeteyi ama bütün içeriğe katılmıyoruz” deselerdi muhtemelen tutuklanmayacaklardı.
Bu gazetenin yayınlarında sakınca görmemek siyaseten ve ahlaken sorunludur. HDP’nin büyük bir yıkıma, ölümlere neden olmuş özyönetimlerini savunan bir broşürle siyaset yapmak da öyle. Genel olarak Türkiye’deki solun PKK ve şiddetle olan mesafesizliği her türlü sert eleştiriyi hak etmektedir.
Ama bunların hiçbiri bir günlüğüne bir gazeteye gönüllü GYY olmuş birinin ya da çantasından bir broşür çıkmış birinin tutuklanmasını, sınır dışı edilmesini açıklayamaz, meşrulaştıramaz.
Tam aksine hukukun bu kullanımı, fikri düzemede siyaseten ve ahlaken köşeye sıkıştırılacak, sorgulanacak bu pozisyonları büyütür ve meşrulaştırır.
Fikirlerini sevmediğimiz, en sert cümlelerle eleştirdiğimiz insanlar için de hukuku savunmak zorundayız.
“Senin fikirlerini beğenmiyorum o hâlde seni tutuklamışlarsa iyi olmuş, vardır bir bildikleri, biraz burnun sürtülür” anlayışıyla Türkiye bir yere gidemez. Yıllarca gidemedi, yine gidemez.
Her türlü fikri, siyasi tartışmanın içine polisi, savcıyı sokarak o fikri, siyasi mücadeleler kazanılmaz, daha önce de denendi, kazanılamadı.
Masada tartıştığımız insanların tek tek karşımızdan alınıp hapse atılması, o masada şiddete karşı siyaseti, gayrimeşru yöntemlere karşı meşruiyet sınırlarını savunan insanları güçlü ve haklı kılmaz, sözlerinin değerini düşürür.
Teröre karşı mücadelede sınırları fikirlere, yazılara doğru genişletmek ülkeyi daha güvenli yapmaz, tam tersine böylece meşru alan ortadan kalkmaya başlar, gayrimeşru eğilimler güçlenir, şiddeti savunanların eline “Başka yol mu vardı” argümanı verilir, günün sonunda terör azalmaz, aksine artar.
77 yaşındaki hasta bir kadını terörden aylarca yatırıp sonra da tahliye ederek terörle mücadele edilmez…
Hakkımdaki iddianameyle ilgili yazmak için masaya oturmuştum ama bunları okuyunca kendi meselemi yazmaktan utandım doğrusu...
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları












































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025