Yıldız Ramazanoğlu
Bazı şehirler insana içi içine sığmayacak bir sevinç veriyor. Dublin ve Belfast öyle benim için. Avrupa’dan ayrı tutulması gereken yanları var İrlanda halkının. Yaşadıkları ayrımcılık acıları onları her türlü acıya ve başka olanın ahvaline aşina ve duyarlı hale getirmiş. Deneyimli katılımcılarla çatışma çözümlerini konuşmak üzere yaptığımız bir ziyarette yolda yanımda Abdullah Harmancı’nın Melek Kayıtları kitabı vardı. Yazarın hikayelerini ilk kitabı Muhteris’in yayınlanmasından beri takip ediyorum. Yolda biraz okuyor sonra arasına kurumuş manolya yaprağından bir ayraç koyup dışarıdaki akışı seyrediyordum. Her yol, bir kaderle çantaya atılmış kitaplara okuma hikayeleri ekler. Arasına konmuş uzak diyarların çiçekleri, yaprakları, müze ve metro biletleri, içine düşülen notlar, altı çizili satırlar.
***
Şimdilerde son kitabı Behçet Bey Neden Gülümsedi? Gündemde olsa da benim anılarım 2016’da yayınlanan Melek Kayıtları’yla ilgili. Yazar dili zengin bir kelime-deyim yelpazesi açarak kullanabiliyor ve farklı biçim arayışlarını sahiciliğine ket vurmadan sürdürebiliyor. Algılanan dünyanın ötesine geçen, algılanamayanları da nazara veren bilinçaltı ağırlıklı bir hikaye evreni var.
Kitaptaki Ritm Bozukluğu hikayesi misal. Ortalama bir Müslümanın yenilgiler içinden kanatlanma arzusuna, sürekli yeniden başlamanın mahcubiyeti içinden yükselen iç alemimize işarete diyor. “Kendi içimde kaybolup gideyim. Çantamda pusulalı bir seccadem olsun. Elimde bir meali şerif. Günahlarım unutulmuş. Yağmurlu bir havada bilmediğim şehirlere doğru yolculuklara çıkayım.”
Bu arada toplantılardan arta kalan serbest zamanımızda Dublin’i gezmek üzere dağılıyoruz, genelde ilkin tarihi bir şatoya yöneliyor arkadaşlarımız fakat bir de büyük şair William Butler Yeats’in sergisi var parlamento binasının bitişiğinde. Parlamentonun önünde Arakanlı kardeşlerimiz yaşadıkları mezalime dikkat çekmek için gösteri yapıyor. Hemen tutuyorum pankartların ucundan gösteri o kadar hayati ki, Yeats bekleyebilir. Bir şair için hazırlanmış daha güzel bir sergi görmedim. Fotoğraf, resim, kaligrafi, enstalasyon, video, müzik ve bütün sanatlar iç içe olağanüstü bir özen ve incelikle bir kurgu içinde kullanılmış. Eşikten adımını atan kişi şairin halesinin, yaşadığı dönemin, insanlığın ve şiirin evrenine öyle dalıyor ki bütün gün kalamamak büyük ukte. Çıkışta bir kafede vazo kadar büyük bir fincanda gelen kahveyi içerken Harmancı’nın Ritm hikayesi şiirlenerek devam ediyor. “Yapılması gerekenler. Yapılmaması gerekenler. Verilecek sadakalar. Hepsi için cetveller hazırladım. Teheccüt cetveli. Hadis ezberleme cetveli. Ayet tefsir fıkıh cetveli. Selam cetveli. Yardımlaşma cetveli. Sosyal medya kullanım süresi cetveli. Kurallar koydum. Kararlar aldım. Yeminler ettim. Bütün kıyamlarım. Bütün cetvellerim. Bütün planlarım tavsadı. Olmadı. Yapamadım. Hayatım boyunca aldığım bütün kararları bozdum. Bütün kuralları çiğnedim. Sonra yeniden sıvadım kollarımı. Her bahar doğruldum.”
Belfast’a doğru yola çıktığımızda kitabın içinden ilkokula başlayan küçük bir çocuğun yazdığı ilk hikaye çıktı. Atıvermişim en emniyetli yere, sayfaların arasına. Dinozor çok yalnızdı ondan önce kimse yoktu, çok sıkıldı öldü diyen kıpkısa bir hikaye. Melek Kayıtları güzel bir kitap ismi, sağ ve sol omuz sakinleri, biraz sevinç, biraz endişe, çokça hüzün imliyor. İnsanlığın ağır bir imtihandan geçtiği şimdide kurtuluş iddialarının bütün sahipleri tutarsızlıklar içinde. Bu dünyada derdi meselesi olan bir yazarın çıkıp sanat ve estetikten hiç geri adım atmadan elini taşın altına koyması değerli.
***
Kitap kapanıp çantaya atılıyor tekrar. Çok kısa bir süre sonra Bingöl uçağında yine dizlerimin üstünde. Şehir karlarla kaplı. Elazığ havaalanına inip meşakkatle şehre doğru yola çıkıyoruz. Gece yatmadan dışarıdaki diz boyu karın içinde yürümeye çalışanlara, kara batmış arabalara ve karşıdaki dağlara bakarak Melek Kayıtları hikayesini okudum. Dünyanın başka ülkelerini, şehirlerini, kasabalarını, kıyılarını özlemeyen bir öğretmen vardı. Özlediği başka bir iklim, alem, şehir, ada ve belki de bu dünyada olmayan bir rüya. Sonra yazar gelecek hikayelerinin teminatı olan, yıllar önce yazılmış kısacık hikayelerini son bölümde toplamış, Kanatsız Kapılar bölümünde. Pim hikayesi bütün kısaların açıklaması olabilir. “Size bir şey diyeceğim. Bütün hücrelerimden geçerek. Merdivenlerden, asansörlerden, çocuklardan, minarelerden yükselecek. Size bir kelime. Bir büyü. Bir vird. Bir küfür. Bir dua. Bir numara. Bir okus. Bir pokus yuvarlayacağım. “ Kitaba yazma isteği. Formadan kalan son iki boş sayfaya karalamaya başlıyorum. Şehirde herkes evine çekilip yollar boşalırken, siluetler belirsizleşip canlılığını kaybederken, Bingöl’de bir evin iç odasında unutulup gidecekken belirginleşiyor o. Kitaplarının arasında hareket yeteneğini bütünüyle kaybetmiş biri olarak. Meleklerin kaydı altında bir hikayeyi başlatıyor Harmancı.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020