Yusuf Kaplan
İstanbul durdu, tarih durdu; ruh çekildi dünyadan; zulüm, sömürü, yıkım tarih yapmanın, hegemonya kurmanın kuralı hâline geldi...
İstanbul’un tarihten çekilişi, sadece Müslümanlara değil, insanlığa pahalıya patladı.
TEVHİD’İ TERENNÜM EDEN İSTANBUL...
İstanbul, Mekke ile Medine’den süt emmişti.
Mekke ve Medine, dünya gözüyle gördüğümüz ve yaşadığımız şehirler değildir sadece. Mekke ve Medine, peygamberî nefesle hakikatin sesi, soluğu oldu; dünyaya adaletin, hakkaniyetin, merhametin ilkelerini ve en güzel örneklerini sundu.
Mekke ve Medine, sünnet-i seniyye demekti. Mekke ve Medine bizatihî âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz’in (sav) kendisiydi.
Medeniyetin iki kurucu sütunu, Hakikatin iki kurucu ilkesi, hem Hz. Peygamber’de tezahür etmiş hem de Sünnet-i Seniyye’de tecelli etmişti: Mekke, tenzihî boyut, aşkın olana açılma. Medine, teşbihî boyut, içkin olana aşkın olanın ruhunu nakşetme.
İkisinin toplamı bizi tevhide götürür. Mekke ve Medine’den süt emen bütün şehirler, tevhid’i terennüm ederler.
İstanbul, işte böyle ulvî bir yer.
Bu yazıya böyle giriş yapmış oldum. Allah’ın isim ve sıfatları üzerinden bir şehir felsefesi, bir medeniyet felsefesi, bir tarih felsefesi yapmak... Dolayısıyla tarihe ve hayata, kısa ama kışkırtıcı, kanatlandırıcı bir dille Allah’ın isimleri ve sıfatları üzerinden b/akmak... Pek yapılmayan bir şeyi yapmak... Burada daha önce bu tür metinler yazdım, bu da onlara ilave olsun...
TARİHE VE HAYATA, ALLAH’IN SIFATLARI VE İSİMLERİ ÜZERİNDEN B/AKMAK...
İsmail Bursevî Hazretleri, şehirleri, Allah’ın (cc) Esmâü’l-Hüsnâ’sı üzerinden okur ve muazzam bir şehirler topoğrayası yapar; şehirlerin, öncelikle “ruh fotoğrafları” üzerinden -kelimenin tam anlamıyla- bir şehir felsefesi, oradan da bir tarih felsefesi çıkarır.
Bendeniz de bu yazıda böylesi bir şehir felsefesi, dolayısıyla tarih felsefesi yapmamızı mümkün kılan temelleri sunacak Allah Teâlâ’nın Celâl ve Cemâl sıfatları ekseninde, kışkırtıcı, zihin açıcı bir tarih felsefesi için yol haritası olabilecek özlü bir çaba ortaya koymak niyetindeyim.
Allah’ın sıfatları ve isimleri insanda ve kâinatta değişik şekillerde tezahür ve tecellî eder. Ama Allah’ın hem sıfatları hem de isimleri insanda topyekûn tecellî eder; ancak insan bunu farkedemez çoğu zaman.
Allah’ın sıfatları ve isimleri meselesi, esas itibariyle akîdenin konusudur ama kelâmın, fıkhın, “felsefe”nin, fiziğin, metafiziğin, sanatın, tarihin, velhâsıl bütün ilimlerin hem konularını, hem konumlarını hem de konuşma biçimlerini belirler.
AKÎDE, SÂBİTELERİ BELİRLER, DEĞİŞKENLERE DİRİLTİCİ RUH ÜFLER...
Şunu söylemiş oluyorum: Akîde, Müslümanlar için sadece bir inanç meselesi değildir; aynı zamanda, hayatın bütün alanlarına yayılan, hayatın bütün alanlarını ve meselelerini anlamaya ve anlamlandırmaya imkân tanıyan bir biliş/ilim, oluş/irfan ve “varoluş”/hikmet meselesidir.
Akîde’nin konumu, konusu ve konuşması, bütün alanlarda/n görülür, işitilir ve hayata geçirilir.
Başka hiçbir inanç veya felsefe sisteminde akîde’nin böylesine hem enlemesine hem boylamasana hayatın her alanına nüfûz eden bir yeri yoktur.
Âkîde, sâbiteleri belirler; bütün diğer ilimler ve faaliyetler de değişkenlere sâbiteler ışığında ruh üfler... Böylelikle değişkenlerin sâbite konumuna yükseltilmesi, insanın yerini ve konumunu şaşırmaması sağlanır, her hâl ve şartta insanlığın önünün açılması mümkün hâle gelir.
Mede
İslâm, doğumundan yarım asır geçmeden Doğu’da Çin’e, Batı’da İspanya’ya kadar uzandı. Tarih felsefecileri İslâm’ın bu kadar kısa bir süre içinde dünyanın neredeyse en ücrâ köşelerine kadar ‘şimşek hızı’yla yayılmasına dikkat çekerler ve bunu izah etmekte güçlük çektiklerini açıkça itiraf ederler.
İslâm’ın kısa sürede bu kadar hızlı bir şekilde yayılmasının sırrı, öncelikle sâbitelerinin muhkem, sarsılmaz olmasında ve insanlığın varoluşsal sorunlarını, insanı sarıp sarmalayan ölçekte aynı anda hem sade hem de derûnî bir şekilde izah edebilme husûsiyeti sergilemesinde gizli.
Allah Teala’nın Celâl ve Cemâl sıfatları, insanın biliş, oluş ve varoluş yolculuğunun iki ana eksenini oluşturur.
Celâl sıfatıyla, Allah’ın ‘azamet’i tecellî eder, Cemâl sıfatıyla ‘rahmet’i.
Medeniyet, Mekke ve Medine süreçlerinin toplamıdır.
Mekke sürecinde Celâl sıfatı, Medine sürecinde de Cemâl sıfatı öne çıkmıştır. Medeniyet süreci ise Kemâl noktasına İstanbul’da ulaşmış, hakikat ve merhamet, sulh ve selâmet kâmil anlamda bütün insanlığa sunulmuştur.
İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri, İstanbul’un Allah’ın (cc) “el-cami’” ism-i şerifinin mazhargâhı olduğunu söyler. El-Cami’, yani toplayan, toparlayan, kucaklayan, kol kanat geren, koruyan kollayan...
O İstanbul, bugün sizlere ömür!
Ancak Ayasofya Camii nasıl aslına rücû ettiyse, İstanbul da bir gün kendini bilecek, kendini bulacak, kendi olacak ve kendinden geçerek bütün insanlığa adaletin, merhametin ve hakkaniyetin hükümran olacağı bir dünya sunacak inşallah bir kez daha.
Tek şartla: Biz, İstanbul’a sahip çıkarsak, İstanbul’a sahip çıkacak öncü kuşakları, yeni Sinan’ları, yeni Itrîleri, yeni Akşemsettin’leri, İstanbul’u kanatlandıracak bir ilim, irfan ve hikmet tohumlarını ekecek âlim, ârif ve hakîmler yetiştirecek Davud el-Kayserīler çıkarabilirsek...
Çıkaracağız ve gelecek yüzyıllarda geçmiştekinden daha muazzam bir medeniyet atılımı gerçekleştireceğiz inşallah.
Bir ipucu: Bütün medeniyetler, dinler fosilleştirildiler ama İslâm diri, canlı ve keşfedilmeyi bekleyen bir keşfedilmemiş kıta.
Vesselâm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020