Celal DENİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yandan ülkeyi dizayn etmeye çalışırken, diğer yandan AKP'yi dizayn etmeye çalışıyor. Başkanlığa giden yolda engel gördüğü Davutoğlu'nu bertaraf ederek başkanlık yolunun temizlendiğini düşünüyor.
Davutoğlu'nun kongreye kadar yetkileri ellerinden alındı programları iptal edildi hatta kongreye kadar gurup toplantısında konuşması bile engellendi. Zaten Davutoğlu paçavra edilmiş kişiliği ile ne konuşabilirdi ki? Yalaka dana kesimhaneye giderken kasabın bıçağını yalarmış. Davutoğlu da gider ayak yaptığı konuşmada Erdoğan'a övğü yapmaktan geri durmadı. Erdoğan'ın farklılıklara nasıl tahammülsüz biri olduğunu söyleyemedi. Neden başbakanlıktan ayrıldığını bile söyleyemedi ve sanki kırgınlığının nedeninin MKYK üyeleri olduğunu ima etti. Oysa gerçek başkaydı.
Ancak Davutoğlu'nun ardından yandaş medyanın tutumu trajik bir hal aldı. Dün Ahmet Hoca diye övgü düzen kalemler, onun strtejik derinliğinden dem vuranlar bugün ''vurun abalıya'' durumuna düşürdüler Davutoğlu'nu. Biat kültürü onları nasıl esir almış ki ''Davutoğlu başbakanlık yapmak istedi. Ben başbakan olsam Beştepeden çıkmazdım, Davutoğlu'nu kim getirdiyse o da alıyor ne var bunda '' türü yorumlara rastlamak mümkün.
Daha sembolik olarak bile olsa Başbakanlık kurumunun başında olan birisine bu kadar abanmak ne ahlakla ne etikle bagdaştırılacak türden değil. Yandaş medyanın tetikçilerini daha iyi anlatacak bir hikayeyi hatırlamakta bilmem yarar olur mu?
Eski zamanlarda yolcunun birisi bir köye uğrar. Bakar dışarıda birisini yumurtalarla domateslerle taşlarla kovalıyorlar. Muhtarı sorar derler yeni seçildi içeride oturuyor. Adam içeriye girer bakar ki yeni muhtar baş köşeye oturmuş saygıda kusur yok kimsede. Yanındakine sorar. Dışarıda taşlanan o adamın suçu ne?. O eski muhtardı cevabını alır.
Yandaş yalaka medya da tam bu hikayede ki gibi. Eski başbakanı taşlamaya başladılar. Bakalım yeni gelene nasıl arzı endam eyleyecekler.Onuda göreceğiz. Yalakalık işte..
Davutoğlu'na yandaş medyanın takındığı tavrı görünce aklıma insanların takındığı Maske geliyor. İnsanlar gerçek yüzlerini ortaya koymaktan imtina ediyorlar. Bunun en büyük nedeni sistemin yarattığı insan tipidir. Sistem insanları güce tapınmaya yöneltiyor. İnsanlar ''güç'' karşısında biat etmeyi bir erdem olarak görüyorlar. Gelen ağam giden paşam felsefesi kişilik deformasyonuna yol açsa da, sistemin fırsatçılığı özendirmesi bu tarz düşünenlerin hiçte az olmadığını gösteriyor. Son 17 25 Aralık operasyonunda şirketlerin, kişilerin nasılda Erdoğan'a biat edip dün yere göğe sığdıramadıkları Cemaati yerden yere vurduklarının bizzat ben tanığıyım.
Gaziantep Ticaret Odasında 4 yıl Meclis üyeliği yaptım. Bugün Belediye başkanlığı yapandan, ilk büyük 500 firma içinde olan bir firmanın temsilcisine kadar birçok işadamı ile birlikte mecliste bulundum. Bu 4 yılın sonunda bize hizmet belgesi vermek istediler. Yaklaşık dört yüz kişinin katıldığı bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda Antebin farklı ve renkli bir kişiliği olan Halil Zelzele'de vardı. Ona ödülünü Antebin ve Türkiye'nin büyük bir holdinginin o zaman ki yönetim kurulu başkanı verecekti. Holding sahibi '' gel Halil amca gel sen benim babamın iyi partili arkadaşıydın'' dedi. Halil Zelzele sakınmasız dobra dobra düşündüğünü söyleyen bir kişilikti. Dedi '' He oğlum he baban iyi bir partiliydi ancak senin ne olduğun belli değil ''
Bu anekdot aslında bu ülkenin bir gerçeğidir. Ülkede maskeli balo hüküm sürüyor. Güce tapınma bir erdem olarak algılanıyor. Bükemediğin eli öpeceksin felsefesi topluma şırınga edilmeye çalışılıyor. Erdoğan % 49'luk desteği kendisinin tek adam olması yönünde kullanıyor. Yandaş medyada bu gücü pekiştirmek için her yolu mübah görüyor.
Davutoğlu'nun görevden uzaklaştırılması bir gerçeği daha açığa çıkarıyor. Başkanlık sürecinde Erdoğan böylesine bir keyfiyet ortaya koyuyorsa, başkanlıktan sonra nasıl bir hukuksuzluk ortaya çıkar bunu öngörmek zor değil. Akif Beki yazısında '' giden Davutoğlu değil Başbakanlıktır'' derken doğru yönü işaret ediyor.
Davutoğlu giderken yandaş medyanın maskelerini de indirerek gitti. Ancak Davutoğlu son basın toplantısında kendi maskesini indiremedi. Biat bu olsa gerek.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- TÜRKİYE İTTİFAKI MUHALEFET İÇİN BİR TUZAK
22.04.2019 - Tencere dibin kara, seninki benden kara
14.12.2017 - Yolsuzlukların üstüne gitmek Muhalefet görevidir
30.11.2017 - Çıplak beden üzerinden güç tahkimi
- REFERANDUMA DOĞRU..
13.09.2017 - Aday mı yoksa Asgari Program mı?
5.02.2017 - CHP'nin Devlet Refleksi
28.04.2017 - Referandum Sonucu Meşru değildir, Tanınmamalıdır
19.04.2017 - EVET İÇİN HER YALAN MÜBAH
1.02.2017 - Ne Çok Öldürüldük Mevsimsiz
24.03.2017
Yazarlar
-
Murat SevinçMarx, YouTube kanalı açacakmış, kesin bilgi… 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSuriye’nin kimlik krizi ve İslamcı hibritizm 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci bozulmaz, bozulamaz 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZİktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİCHP'siz Türkiye nasıl şahlanıyor görün 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTemeldeki sorun 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSiyasi yargı maceralarının bedelini kim ödüyor? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHayra alamet şeyler değil 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayKilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci3 yıllık OVP 3 günde bitti 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİktidar çıkış yolunu siyaset içinde bulmak zorunda 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBaba ocağına polis kordonuyla giren evlat! 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENereye gidiyoruz? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMahkemelere çağrı! Bütün seçimleri iptal edin ve bizi bu eziyetten kurtarın 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSavcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı? 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 70 yıl öncenin 6-7 Eylül komünist avı... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBeklentiler ve gerçekler… 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
Palmiye yayınları
Palmiye yayınları olarak gazeteci, yazar, şair arkadaşlarımıza bir imkân sunuyoruz. Destekli yayıncılık kapsamında yazılarınızı kitaba dönüştürebiliriz. Siz yazın biz basalım yayınlayalım. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz. İletişim bilgilerimiz: [email protected] https://www.facebook.com/palmiyeyayinlari Tel: 0555 2915061-0539 3602045