Halil BERKTAY
11 Ekim Salı akşamı Kanal A’da, Mehmet Baransu ile Bedrettin Uğur’un Siyaset Masası programına çıktım. Bir ara lâf Aysel Tuğluk’un Radikal İki’de ortaya attığı, Taraf’ın da derhal önemsediği, tekrarlayıp altını çizdiği öneriye geldi : ilk ağızda, Öcalan’a ev hapsi ve PKK’nın kuvvetlerini sınır dışına çekmesi; ardından, kapsamlı bir af ve PKK’nın silâh bırakması.
Seçim öncesinden beri, Kürt hareketinin siyasî insicamsızlığını; bir fikirden diğerine geçmesi ve kâh iki dillilik, kâh sivil itaatsizlik, kâh demokratik özerklik kampanyası başlatıp bırakmasını; en önemlisi,barışın koşullarıyla Kürt meselesine sağlam ve kalıcı bir çözümün koşulları arasında bir ayırım gütmemesini çok eleştirmiştim. Ama nihayet, dedim, farklı bir ses. Bu ayırımı hem de çok iyi gözetiyor. Önce barışı hedefliyor. Sırf barış için bayraklı, “öz savunma”lı (adı konmamış bir bağımsızlık gibi) bir “demokratik özerklik” talep etmiyor. Belki de bu veya benzeri, doğru veya yanlış ama mutlaka daha ileri hedefleri, silâhlar sustuktan sonra daha rahat verilecek bir sivil, barışçı siyasî mücadelenin konusu olarak görüyor.
Eğer öyleyse, fevkalâde. Ama Aysel Tuğluk öyle anlamıyor olsa bile, ben öyle anlıyorum; öyle olacağını umuyor ve destekliyorum. AKP Türk devletinin bünyesine yerleşmiş askerî vesayetten kurtulmayı başardı. Barış BDP’nin de başka bir silâhlı otoritenin gölgesinden sıyrılması ve çok daha rahat siyaset yapması anlamına gelecek. Fakat kolay mı Öcalan’ı İmralı’dan alıp ev hapsine geçirmek ? Bunun teknik ve hukukî formülü ne olabilir ? Vallahi bilemem, lâkin işte tam da bunu hükümet düşünsün ve bulsun. AKP, CHP ve MHP’nin kaçınılmaz milliyetçi şantajı karşısında böyle adımlar atmayı göze alabilir mi ? Haziran’da yüzde 50’yle kazanmışken ve bir sonraki genel seçime çok varken, artık daha hangi korkuya sığınabilir ki ? Bir de başarır(lar)sa, üç dört yıl sonra seçmen, savaşı bitirmenin mi hesabını soracak ?
Boş versenize. Son dönemde bırakmıştım, hele PKK ve BDP’yi hiç eleştir(e)meyen soyut barış bildirilerine imza atmayı. Ama Tuğluk’un önerisi etrafında bir metin kaleme alınsa ve hemen şu anda önüme getirseler, tereddütsüz imzalarım. Şunun için de önemli : ne zamandır vurguladığım bağımsız aydın eleştirelliğinin bir başka adımı, başarısı olur. Dün (Çarşamba, 12 Ekim) Emre Uslu Aysel Tuğluk’un çağrısını asıl PKK’nın benimsemesi gerektiğini vurgulamış. Bugün ise (Perşembe) Orhan Miroğlu, KCK ve DTK’nın bu konuda neden sustuğunu sormuş; hattâ BDP eşbaşkanı Selâhattin Demirtaş’ın bile, Tuğluk’un önerisinin Öcalan’a ev hapsi bölümünü tekrarlayıp Kandil’in silâhlı güçlerini geri çekmesi kısmına değinmemesine bir mim koymuş. Başında Karayılan’ın olduğu KCK’nın da, Tuğluk’un yazısından hemen bir gün sonra toplanıp, “mücadeleye kuvvetle sarılmanın zamanıdır” diye bir bildiri yayınladığına dikkat çekmiş.
İyi ya. O zaman daha da önemli, geçmişin “yetmez ama evet”çilerinin, sol demokratların, Nabi Yağcı’nın “demokratik kamuoyu” dediği kesimin Aysel Tuğluk’a sahip çıkması; uzattığı eli boşlukta bırakmaması. Katılıklar biraz böyle delinecek; ara zeminde alternatif ağırlıklar biraz böyle oluşacak. Bütün büyük anlatıların çöktüğü, tarihin belirli bir yöne (sosyalizme) doğru aktığı varsayımına göre mevzilenişlerin sona erdiği, her şeyin çok daha karmaşık ve bulanık bir hal aldığı, ak ve karaların grileştiği (hattâ yer değiştirdiği) bir çağda, hem en çok olanak, hem en çok ihtiyaç –tam zamanı, belirli “çizgi”lerin dışına çıkarak düşünebilen bağımsız eleştirel aydınların.
Tabii, cesur olmak, elâlemin veya “bizim mahalle”nin ne diyeceğine pek aldırmamak koşuluyla. Çünkü her türlü vülgerlik, sekterlik, dogmatizm ve pürist teori salaklığından saldırı gelmesi kaçınılmaz. Çünkü liberalizm gibi, ya da saf demokratlık gibi, Türkiye’de olmayan ve olmaması gereken bir şey, ütopyasız ve “nihaî hedef”siz eleştirel bağımsızlık. Öyle tek tük değil, genel bir yadırgamanın konusu. “Ortaya” gelenler hemen “çeper”de mevzilenmiş her çeşit muhafazakârlığın militanlarınca topa tutulmaya başlıyor. Atatürkçülük, ulusalcılık, belirli bir tür “sol”culuk, radikal Kürt milliyetçi hareketi, AKP –bunların hepsi kendi “çizgi” ve muhafazakârlıklarının esiri. O “çizgi”yi yüzde yüz desteklemedikçe, hattâ yerine göre bayağı eleştirdikçe, seni beğenmeleri olanaksız. Ergenekon karşıtlığın AKP açısından; AKP’ye mesafe ve muhalefetin CHP açısından; devlete eleştirin PKK açısından; namuslu tarihçiliğin (Ayşe Hür’ün Kuran yazılarında olduğu gibi) Müslümanlar açısından, hep yetersiz kalacak. Şu gazete dört yılda “diktatörlüğün manevî evreni”ni darmadağın etti, Türkiye’nin kaderini değiştirdi, demokrasiyi kurtardı; ama Ahmet Altan Hrant Dink Ödülünü aldı diye bazı solcu ve/ya feministler öfkeden çıldıracak. Kimi de Murat Belge’nin para için fikirlerini sattığını iddia edecek. “Devrimci teori” sahipleri, eti ne budu ne, hayatta reel olarak ne yapmış, 500 kişiyi aşabilmiş mi, toplumun maddesini kendi başına zerrece değiştirebilmiş mi, bunları hiç düşünmeksizin, çok yukarılardan beğenen (patronizing) bir tavırla, “liberal ama iyi liberal” diye sana üstünlük taslayacak.
Kürt hareketinin kutsallığını kendi içinden biraz olsun eleştirmeye kalkanlar da (Feridun Yazar, Murat Bozlak, Osman Baydemir, Ahmet Türk gibi) bir daha ağzını açamayacak.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024