Mehmet TIRAŞ
Başbakan ve onun kurmayları muhalefetten gelen devlet kadrolarına Gülenciler yerleştiriyorlar ve bunlar devleti ele geçiriyorlar sözleri karşısında ne diyorlardı:
“Başbakan Erdoğan,Türkçe Olimpiyat toplantısında binlerce insana hitap ederek ayakta alkışlattıran sözlerini nereye koyacak, övgüler diziyordu, Gülen’e bitsin bu hasret diye ülkene dön çağrısında bulunuyordu..”
“AKP’nin parti sözcüsü Hüseyin Çelik devleti,hizmet hareketi ele geçirdi sözlerine kargalar bile güler” diye karşılık veriyordu bir televizyon kanlında..”
Eski Başbakan Yardımcısı yeni Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,milli ve dini değerlerimizi, kültürümüzü yüz ülkeden fazla yere yayan,okullar açan bir hareketi nasıl böyle suçlarsınız.”
Şimdi ne diyor Erdoğan hükümet üyeleri cemaat ve lideri için:”Ankara’da diplomatları toplayıp bu haşhaşileri,çeteleri ve paralele devlet yapılanmasında olanları,dışarıda iyi anlatın bunlar ülkemizi zehirliyorlar diyor.”
Peki ne oldu da bu hareket ve lideri birden vatan hainliği damgasını yedi,illegal örgüt olmakla suçlandı, Erdoğan ve kurmayları tarafından?
16 Aralık’a kadar her şey güllük gülistanlıktı, birden 17 Aralıkta yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla bahar havası olan mevsim iklim değişikliğine dönüştü,devletin içinde çete çıktı, yetmedi birde paralel devlet türetildi?
Bir başbakan 12 yıldır yönettiği devlete çete diyorsa, bundan sonra söylediklerinin bir inandırıcılığı olur mu?
Biz Başbakanın iftiralarını,hakaretini yaftalamalarını alışığız bunları Gezi olaylarında yaşadık ve yazmaktan yorulduk ama başbakan iddiaları belgeleme gibi bir derdi yok,seçmenine yönelik hamaset yapıyor.Başbakan bu zamana kadar hangi iddiasını teyit etti ki,cemaat için yaftalamalarını kanıtlayacak?
Camide içki içtiler,başörtülü bacıma saldırdılar sözlerinin külliyen yalan olduğu ayen beyan ortaya çıktı?
Ben bu ülkede kendimce deneyimli bir vatandaşım ve Türk siyasetini 35 yıldır yakından takip eden ve 26 yıldır da sosyal siyasal ve kültürel anlamda okuyup yazan birisiyim,seçimle ve askeri darbelerle yönetime gelen hiçbir siyasetçi de görmediğimiz bir süreci yaşamadım.
Yaşım gereği üç askeri darbeyi yaşamış birisiyim hatırladığım kadarıyla hiçbir kişi,örgüt,parti, sivil toplum kuruluşu,darbeler döneminde idam edilenler Ve PKK lideri Abdullah Öcalan dahil, Fevtullah Gülen ve Hizmet Hareketi kadar hakarete,iftiraya uğramadı, yargısız infazda yapılmadı.
Darbeciler partileri kapattılar sivil toplum kuruluşlarının kapısına kilit vurdular, 12 Eylül darbesinde DİSK yöneticilerini idamla yargıladılar,işkenceden geçirdiler ama Erdoğan’ın Gülen cemaatine söylediklerinin yüzde beşini bile yapmadılar..
Başbakan askeri darbe yaparak yönetime gelenlere rahmet okutacak kadar hukuksuz bir yola girdi,devlete darbe yaptı yargıyı bay pas yaparak.
12 Eylül darbesinde sonra yaşanılan bir olayı anlatayım ibretlik olarak;
DİSK kapatılır yöneticileri işkenceden geçirilerek tutuklanır, haklarında idam davası açılır,mal varlığı kayyuma devredilir..Askeri darbeden sonra çalışma bakanı olarak darbecilerin hükümetinde görev alan Türk-iş Genel Sekreteri Sadık Şide, “MGK’lu toplantısında söz alır; sayın Cumhurbaşkanım(Kenan Evren’e hitaben) DİSK’in önemli miktarda biriken parası var,bunları acaba sakatlar için mi kullanabiliriz,yoksa korunmaya muhtaç çocuklar için mi,diye bu kurumlara devredilmesini önerir.” Toplantıda bulunan dönemin Kara Kuvvetler komutanı orgeneral Necdet Ürüğ Şide’ye bir şekilde karşı çıkar, “mahkeme kararı olmadan olmaz efendim.Eğer bunlar kapatılacaksa,hazineye devredilirler” diye konuyu kapatır.
Görüldüğü gibi darbeciler bile bir mahkeme kararını referans gösteriyor.
Bizim Başbakanın lügatinda, hukuk ve yargı gibi kavramlar buharlaşmış görünüyor.
Eğer hukuk ve yargı diye bir kavramı içselleştirmiş olsa idi Erdoğan, bu kadar iftira atmaz,hakaret etmez suçlu olanları devlet içinde çeteleşmiş kadroları ve paralel devleti hayata geçirmeye çalışanları yargı önüne çıkartırdı.
17 Aralık’tan bu yana iki ay geçti üçüncü ayına girdi, çete üyesi ve paralel devletin adamlarından bir kişi ortaya çıkartılmış değil..Ama 6 bin polis şefinin ve amirlerin yerleri değiştirilerek görevden el çektirilmiş,200’e yakın hakim ve savcı da geri plana atılıp yerleri değiştirilerek tayinleri yapılmış..
Yargı ve emniyet bürokrasisinde yaptıklarının hiçbir hukuki dayanağını göstermemekte.
Ama Başbakan temel hak ve özgürlükleri yok sayarak, hala cemaati ve liderine hiçbir terbiye ve edep sınırını tanımadan iftiraya ve hakarete hız kesmeden üstüne daha da her gün ekleyerek devam ediyor.
Şimdi de başbakan internete getireceği yasaklarla çıkacak olan yolsuzluk,rüşvet ve Alo Fatih görüşmelerini,kaset ve telefon tapelerinin erişimini engelleyecek yolsuzluk ve rüşvetinin örtbas etmenin yolarlına girdi.
İnternet yasağına karşı çıkanları da pornoculukla suçluyor.
Son çalışması ise HSYK yapacağı antidemokratik düzenlemeyle yargıyı Adalet Bakanlığına bağlayarak,hakim ve savcıları değiştirerek,yolsuzluk ve rüşvetten tutuklananların tahliyelerine başladı.
Yargı bağımsızlığına inanmayan bir siyasetçi seçimle de gelse, demokrasilerde bunun inanırcılığı olamaz.
İşte internet yasağı,medya üzerindeki baskıları ve HSYK üzerinde yaptığı düzenlemeler yeryüzünün demokratik ülkelerinden gelen tepkiler ortada,ABD,AB’liği Ülkerlerden gelen olumsuz görüşler Türkiye ile AB müzakerelerinin her an kesilme noktasında olduğunu beyan ediyorlar.
Başbakan konuşmalarına dikkat ederseniz, ne rüşvet ve yolsuzluğu yalanlıyor ne de,iddialarını ve iftiralarını kanıtlayabiliyor!.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025