Mehmet TIRAŞ
Akp’nin son on yıldır biz bize yeteriz, iç ve dış düşman türeterek, yerli ve milliyetçi dış politikası sonucu başta komşularımız ve uluslararası arenada izole olması; değerli yalnızlığın geldiği sonuç küresel hasıladan pay alamadığımızı rakamlar ortaya koyuyor.
Bizde bu konuyu evrensel ölçekte işlemeye çalışacağız.
Kovid-19 virüsünün 11 mart tarihinden sonra uygulanan politikalardan birisi de doğal olarak işyerlerinin kapalı tutulması, haliyle burada çalışan sayıları on binlerle ifade edilen insanların iş yerlerini ve işini kaybetmesi durumu.
İş yerimi ve işimi kaybederim korkusu insanlarda ölüm korkusunun önüne geçmiş durumda.
Böyle bir durum ortaya çıkınca ekonomi ülkenin değişmez gündemi oluyor.
Ülke ekonomisinin gidişatı hakkında kadim dostum iktisat profesörü Mehmet Altan ile kendisinden bilgi alıyordum bir telefon görüşmemizde..
Altan, sana Türkiye ve dünya ekonomisinin tomografisini çeken bir rapor geçeyim oku dedi.
Ben de on gündür Mehmet Altan’ın bana e- mail yoluyla gönderdiği, Ege Bölgesi Sanayi Odası(EBSO) nın hazırladığı..
“2019 yılında Dünya Ve Türkiye Ekonomisi & 2020 Yılından Beklentiler” Başlıklı, çok kapsamlı 145 sayfadan olan raporu okumaya çalıştım ve önemli gördüğüm konularda notlar çıkarttım.
Başta şunu belirteyim çok önemsediğim bir rapor ve ekonomiyi evrensel ölçekte çok boyutlu ele almışlar.
Raporda eksik gördüklerimden başlayım.
Önemli bir rapor ama raporda gelir dağılımı adaletsizliği üzerinde ciddi olarak durmamışlar, sadece ima etmişler.
Yine AB konusunda da dişe dokunur bir şey yok.
Bir başka eksik gördüğüm ülkenin savunma giderlerine yer vermemişler.
Ülkenin demokratikleşme bölümünde bilerek olsa gerek, Kürt sorununa hiç değinmemişler.
Demokratikleşmeden söz ediyorlar ama bireyin özgürlük, azınlık hakları, temel hak ve özgürlükler ve çoğulculuk kavramını da es geçmişler.
YÖK, Yargı bağımsızlığı, düşünce ve basın özgürlüğü gibi hayati konular rapor da hiç mi hiç geçmiyor.
Bu eksiklerin yanında gelelim raporun ana konusu olan Ekonomi tablosuna.
2019 Yılında Küresel hasıla 86.6 Trilyon dolara ulaşırken, son 40 yılda Küresel hasıla 75.5 Trilyon dolar artmış .
Üç yüz yılda miadını tamamlayan sanayi döneminde insanlığın toplam ürettiği katma değer rapora göre,10.5 Trilyon dolar.
Küreselleşme deyim yerindeyse dünyayı kanatlandırarak ekonomik anlamda uçurmuş.
Türkiye’nin 2019 yılı aralık ayından geçerli olmak üzere 86.6 Trilyon olan küresel hasılada ki payı, 744 Milyar dolar.2013 yılında Türkiye’nin Milli Geliri 950 Milyar dolar iken son 7 yılda 266 milyar dolar kaybetmiş. Nereden nereye.
Ben bu raporu okurken Marmara Yerel Haber sitesinde Ekonomist Mahfi Eğilmez 29 Nisan 2020 Tarihli “Türkiye İçin 2020 Tahminleri” başlıklı yazısında, 744 Milyar doların 2020 yılında 684 milyar dolara gerileyeceğini, son iki yılda TL’nin dolar karşısında yüzde 25 değer kaybettiğini rakamlarla ortaya koyuyordu.
Bunları belirttikten sonra biz Küresel hasılanın aslan payını elinde bulunduran ve katma değer yaratan ülkelere bir gözatalım.
1.ABD 21.4 Trilyon dolarla birinciliği elinde bulundururken
2.Çin 14.1 Trilyon dolar,
3. Japonya 5.1 Trilyon dolar.
4. Almanya 3.8 Trilyon dolar,
5. Hindistan 2.9 Trilyon dolar,
6.İngiltere 2.7 Trilyon dolar,
7.Fransa 2.46 Trilyon dolar,
8.İtalya 2 Trilyon dolar,
9.Rusya 1.8 Trilyon dolar.
Dünyada dolaşan 86.6 Trilyon doların 56.2 Trilyon doları yukarıda ismini saydığımız dokuz ülke tarafından üretilirken.
Küresel hasıla olan 86.6 Trilyon doların, yüzde 86’sını G20 ülkeleri tarafından üretiliyor.
Raporda yer verilmemiş ama böylesi zenginlik dünya nüfusuna yetip te artacak kadar var ama paylaşıma gelince tam bir uçurum;2019 yılı ekonomi verilerine göre dünyanın en zengin 2 Bin 153 Kişinin serveti, en yoksul 4 milyar 600 milyon kişinin toplam servetini geçmiş.
Raporda Nüfus ve istihdam üzerine tespitler:
-Teknolojik gelişmelere bağlı olarak insanın üretimdeki rolünü azaltırken, Pazar yaratma boyutunda ki önemi de artıyor.
-Üretim artarken işsiz sayısı da artıyor.
-Kapitalist düzenin en büyük yakıtının tüketim olması, ancak üretime paralel artmayan talep, gelir dağılımındaki adaletsizliği yaratıyor.
-Gelişmiş ülkelerde nüfus yaşlanırken talep artışı da zayıflamakta.
-Ama gelişmekte olan ülkelerde de tüketim talebi yüksek ancak gelir düşük.
Böyle olunca dünyada gelir ve tüketim dengesizliği yaşanıyor.
Dünyada Nüfus artışı ve işsizlik rakamlarına baktığımızda en yüksek nüfus artışı Güney Afrika’da yüzde 22.9 olurken, işsizlik bu ülke de yüzde 27.9,enflasyon yüzde 4.4.
Türkiye nüfus artışında dünyada Endonezya ile ikinci sırada yer alıyor yüzde 20.6 ile. Türkiye’de işsizlik 2005 yılın da yüzde 9.5 iken, 2020 yılında yüzde 13.8,enflasyon 2005 yılında yüzde 8.2 iken 2019 yılında yüzde 15.7’ye çıkmış durumda. Türkiye’de kayıt dışı istihdamın yüzde 35 olduğu bunun da 9.5 milyon kişiye tekabül ettiği. Sık çıkartılan vergi afları toplumu kayıt dışı ekonomiye yöneltiyor adeta teşvik ediyor, nasıl etmesin vergisini ödeyen bir yerde, kendisi enayi yerine konuluyor.
2019 yılı Türkiye’nin 588 milyar dolar dış borcu var,247 milyar dolar da alacağı. Özet olarak dünya Türkiye’den 347 milyar dolar alacaklı.
2019 yılı sonu itibarı ile Türkiye’de tüketicilerin bankalara 580 milyar TL borcu var.
2019 yılı hukukun üstünlüğü verilerine göre Türkiye 126 ülke sıralamasında 109’cu sırada yer aldığını raporda yer verilmesi; ülkenin demokratikleşmeye ihtiyacının ekonomi kadar acil olduğunu da ortaya koymuş oluyor.
Türkiye’nin Bilgi ekonomisi ve Bilgi teknolojisine yabancı olmasının getirdiği sıkıntılar.
-Türkiye teknoloji yoğunluğu düşük mallar üretirken, teknoloji yoğunluğu yüksek te mallar tüketmektedir. Çok yerinde bir tespit. Çağın teknolojisi olan bilgisayar çipini hala üretememiş olmamız bu tezi teyit etmiyor mu?
-Bilgi çağının ürünlerini üretemediğimiz gibi aşırı derecede bilgi teknolojisi tüketiyoruz. Bu da cari açık ve dış borçları artırırken, beton ekonomisine ağırlık verilmesi kalıcı büyümenin de, önünde engel oluyor.
Eğitm ve demokratikleşme konusunda ülkeyi yönetenlerin dikkatine sunulan öneriler:
-Türkiye’nin geleceğini etki altına alan eğitim sisteminin yarınları hedef almaması.
-Demokrasi-Hukuk konusunda ortak akıl ve konsensüsün oluşmaması, ülkeyi istikrarsızlaştırıyor bu da ekonomiye yansıyor.
-Hukuk sistemindeki eksiklikler bir an önce giderilmeli.
-Eğitim ve öğretmen yetiştirme sistemi yenilenmeli, işsizlik için mezun veren lise ve üniversite bölümleri kapatılmalı, geleceğin mesleklerine yönelik bölümler açılmalıdır. Kamu da işe alımlarında Liyakat ve performans temel referans alınmalı.
-Günümüzde ülkelerin en büyük gücü; vatandaşlarının ve gençlerinin hayal gücünü geliştirmeye ağırlık vermeleri.
-Bunun içinde gençlerimize Türkçe, İngilizce, Matematik, Fizik ve Yazılım olmak üzere 5 dili çok iyi öğretmeliyiz. Yazılımın bir ders olduğunu ülkeyi yönetenlerin anlamadığını görüyoruz.
-Ortalama 200 kelime ile konuşan bir insanın hayal kurması, yeterli İngilizce bilmeyenlerin dünya ile entegre olması, mümkün değildir.
-Bilimsel gelişme ve yeniliklerin gerisinde ise büyük ölçü de Matematik ve Fizik bulunuyor.
-En geniş yenilik zeminlerinin başında ise yazılım geliyor.
-Bu alanlarda nitelikli eğitim, özgür ve eleştirel akıl ile beslendiğinde, gelecek Türkiye için çok daha parlak olacak.
-Türkiye de üretim kültürünün yeniden geliştirilmesine, Yenilik-Kalite-Verimlilik konularında yeni bir ivmeye ihtiyaç bulunuyor. Bunun için de kolay-Fırsatçı kazanımların değil, alın teri ve akıl teri ile kazanımlar daha önemli.
Raporda, ülke ekonomisinin istikrarlı bir şekilde büyümesi ve yeryüzü ile rekabet etmesi için Küresel hasıladan pay almasının yolu; eğitim ve demokratikleşmeye ağırlık verilmesinin kaçınılmaz olduğunu; eğer bunlar yapılmazsa ülkeyi gelecekte daha da karanlık günlerin beklediğini gösteriyor.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025