Melih ALTINOK
Devlet yetkilileri ve PKK yöneticileri arasındaki görüşme kayıtlarının MOSSAD’ın ya da MİT içerisindeki bir kanadın Ak Parti’yi milliyetçi kamuoyu önünde zora sokmak için yayınlandığı söyleniyor. Ancak bu görüşü destekleyenler koca koca istihbarat birimlerinin niçin etkisi sınırlı yayın organlarını seçtiklerini açıklayamıyorlar. Öyle ya, eğer birilerinin niyeti Ak Parti’ye milliyetçi kamuoyunda itibar kaybettirmekse bu ses kayıtlarının üzerine para verecek zibilyon tane büyük yayın kuruluşu var. Hack’lemeye, zora girmeye falan gerek yok yani.
Ayrıca barış iradesi adına içeriğinin ayakta alkışlanması gereken bu görüşmelere katıldıkları halde ağızlarındaki “inkâr ve imha” sakızını tükürmeyen ve savaşı 90’ların konseptine yükselten hareketin en kritik dönemlerde devletle müzakere yaptıklarına dair açıklamalar da şurada duruyor. Yeni bir durum söz konusu değil.
Tarafların “barışa yeşil ışık yakıldı” diyerek sonlandırdıkları görüşmenin yapıldığı 2010 yılı, Cemil Bayık ve Duran Kalkan gibi PKK’nin üst düzey komutanlarının artık devletle müzakerelerin birinci öncelikleri olmadığı yönünde açıklamalarının yoğunlaştığı bir dönemdi. Görüşmelerin dolaylı olarak ifşasını, Murat karayılan 12 Eylül referandumunun hemen öncesinde yaptığı “6 madde açıklamasıyla” da kamuoyunda kuşkuya yer bırakmayacak şekilde somutlaştırmıştı. Hatta PKK’nin diğer önemli isimlerinden Mustafa Karasu da, Öcalan’ın devletle yaptığı görüşmelerin “artık tasfiye sürecine hizmet eder bir niteliğe büründüğü” yönündeki mesajlarını açık açık vermeye başlamıştı.
Başbakan Erdoğan’ın CHP ve MHP ile polemiğe girerek Öcalan’la görüşmelerin kendi iktidarları öncesinde de yapıldığını söylemesi ve savunma pozisyonuna geçmesi de yine Aysel Tuğluk’un “sürecin diyalogdan müzakere noktasına vardığını” açıklamasıyla olmuştu.
Kuşkusuz örnekler bunlardan ibaret değil. Hükümetin büyük risk alarak organize ettiği Habur’dan girişlerin sonrasında Hatip Dicle’nin Baykal’ın konuyu Meclis gündemine getirmesine ve hatta MHP’nin referandumdaki Hayır kampanyasını “ihanet” teması üzerine kurmasına neden olan “jurnalciliği” de hepimizin hafızalarında.
İşte, yalnızca polisiye bir konu gibi duran, görüşmelerin içeriğinin kim tarafından kamuoyuna duyurulduğu noktasının da, görüşmelerin niçin sonuca ulaşamadığı ve bugünkü noktaya nasıl gelindiği konusunda bize ipuçları sunduğu için önemli.
Farklı yorumlar yapanlar gibi benim de elimde henüz somut bir delil yok. Ancak ben yukarıdaki örnekler ışığında, ses kaydının yayınlanmasında amacın, görüşme kayıtlarını okuyan herkesin rahatça görebileceği gibi, çözüm iradesinin eşi benzeri görülmemiş şekilde belirdiği bir dönemde bile, Ak Parti yıkılmalıdır şiarına odaklana PKK çevresinin bir gövde gösterisi olduğunu düşünüyorum. Elbette taşın vurduğu iki kuşun da Ak Parti’nin “zayıflatılması” olduğunu söylememize gerek yok.
Eski politik reflekslerinden kurtulamayan PKK’nin ses kayıtlarını, hükümetin samimi çözüm iradesine rağmen savaşta ısrar eden taraf olduğunu açık edeceği ve müzakerelere katılan üçüncü tarafların güvenini sarsacağını düşünerek apar topar geri çektiğini düşünüyorum. Ses kayıtlarının ertesi günü çıkan Özgür Gündem’in ilk sayfasında bu önemli olaya tek bir satır bile yer verilmemesi de üzerinde düşünülmesi gereken bir nokta.
Dolaysıyla Cengiz Çandar’ın dünkü yazısında belirttiği, ses kayıtlarının yayınlanmasıyla Mustafa Karasu gibi radikallerin müzakere istemediği tezlerinin çürüdüğü türünden iddiaların hiçbir dayanağı olmadığını düşünüyorum. Hatta bence kaset, Çandar’ın söylediğinin tam tersinin kanıtı niteliğindedir.
Kürt kamuoyu çözüm iradesinin bu denli geliştiği bir dönemde savaşa bahane devşirenlerin kimler olduğunu net bir şekilde göreceği bu ses kayıtlarını çok iyi değerlendirmeli. Onların barışa destekleri hayati.
Hükümet de paniğe kapılmamalı. Yukarıda da belirttiğim gibi, PKK çevresinin referandum öncesi müzakerelere dair provokatif açıklamalarının nasıl ters teptiğini, “Evet” diyen yüzde elli sekizin “görüşmelere” de onay verdiğini gördük. Haziran seçimlerin sonuçları da bunun tesciliydi. E milliyetçi, ulusalcı cenaha ağızlarıyla kuş tutsalar yaranamayacakları da ortada.
O halde barış isteyen Kürt ve Türk kamuoyunun “Söz konusu çözümse müzakere teferruattır” diye haykırmasının tam zamanıdır.
Ancak o zaman savaşçılar da kaset yayınlamak türünden ayak oyunlarını bırakıp el mecbur otururlar o masaya ve hakkını savundukları iddiasında oldukları halkları için barışa şerh düşmeyi bırakırlar.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019