Mustafa Karaalioğlu

Mustafa Karaalioğlu
Mustafa Karaalioğlu
Karar gazetesi Tüm Yazıları
Siyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru…
26.06.2025
56

Siyasette güç dengelerini ve dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı seçimini belirleyecek neredeyse bütün unsurların belirsiz olduğu apaçık görülüyor. Seçime kadar geçecek süreyi “belirsizlik dönemi” olarak tanımlamak yanlış olmaz. Belirsizliğin iktidar tarafından bir yöntem olarak benimsendiğini, siyasi rakiplerinin elinde ertesi gün dahi ne kalacağının bilinmez olduğunu söylemek ise hiç yanlış olmaz.

Örnek… CHP, bugünkü CHP yönetimin elinde kalacak mı? Ya da CHP’nin yıldız cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargılanmaları nereye doğru gidecek? Hepsi belirsiz…

İktidar, seçim kampanyasını çok erken başlattı ve muhalefetin bel bağladığı, avantajlı olduğu yahut üstünlük kurabileceği her üniteyi hedef alıyor. Bunu yaparak, CHP dahil muhalefetin oradan ilerlemesini zorlaştırıyor. Son seçimden birinci parti olarak çıkan ve anketlere göre bu sırayı hala koruyan CHP’nin birkaç gün içinde mahkemeden gelecek kararla nereye oturacağı dahi bilinemiyor. Muhalefetin emeğinin kolayca dağıtıldığı bir sürecin içindeyiz. O yüzden, sınırsız iktidar gücüne karşı her gün yeni taktik ve performans sergilemek zorundalar. CHP’nin düzenli mitingler ve kesintisiz şekilde İmamoğlu üzerinden mesaj verme çabası bunun yansımasıdır. İktidarın siyasi risk gördüğü yerden onlar da ayrılmıyor.

Daha iyi programı, daha parlak vaatleri, daha yüksek vizyonu olan değil; enerjisi, kuvveti ve siyasi zekası diri olan taraf kazanacak. Bu yüzden, benzeri görülmemiş bir siyasi mücadele ve sadece siyasi değil hata kabul etmez bir bilek güreşi dönemindeyiz. Son örneği Fatih Altaylı olan, gazetecilerin kolaylıkla hapse atıldığı bir atmosferde olduğumuzu da denkleme katalım. Sertliğin artacağını tahmin etmek artık analiz mahareti sayılmaz…

Bu tablo, seçimin iktidar mücadelesinde en önemli ünite olduğu ama tek ünite olmadığını anlatıyor. İktidar isteyen, seçime kadar yolda çıkacak bütün engelleri aşmak zorundadır. Demokrasinin değil ama Türkiye’nin gerçeği budur. Dolayısıyla, muhalefetin bel bağladığı veya avantajlı olduğu her konu, iktidarın kendisini güvende hissettiği ana kadar belirsiz olmaya devam edecektir.

Elbette muhalefet için belirsizleşen şeyler iktidar için belirlilik anlamına gelmiyor. Bir hamle yapınca hedeflenen sonuç garanti hale gelmiyor, hatta bazıları işe yaramıyor. Nitekim anketlere yansıyan seçim sonucu tahminleri ya da iktidarın özellikle hukuk ve demokrasi -elbette ayrıca ekonomi- icraatları onay alamıyor. Hamleler ne kadar siyasi üstünlük gözetse de topluma yansıması o kadar verimli olmuyor. Çünkü, seçmen olup bitenleri mantık süzgecinden geçiren dinamik bir varlık ve siyasetin, yargının veya medyanın dediğinin üzerinde söz söyleme yetkisine sahip. Paradoks şu ki, seçmenden beklenen onay gelmedikçe belirsizlik ve belirsizleştirme artıyor. Yeni denemelerin ve daha şaşırtıcı hamlelerin sebebi budur.

Seçimin ne zaman yapılacağı ve ne kadar erken olacağı sorusunun cevabı da bu belirsizliğin iktidar için belirli hale gelmesine bağlıdır.

Tarihi değil ama iktidarın kafasındaki seçime gitme ortamını tahmin edebiliyoruz.

Seçim, muhalefetin enerjisinin tükenmeye başladığı, kendi içinde bölündüğü, çok aday belirtilerinin kesinleştiği ve ekonominin de mutlaka yeniden emekli/dar gelirli kitlelere kaynat dağıtacak noktaya geldiği anda olacak. Üzerine bir de küresel belirsizliklerin sunacağı avantajlar eklenirse alâ ki ne alâ…

Yani birden fazla ve hepsi birbirinden zor faktör bir aya gelmeden erken seçim tarihi telaffuz edilemez. Bu da Türkiye’yi siyasi güç mücadelesinin seyrinde belirsiz noktaların giderek artacağı bir yola mahkum ediyor.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar