Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Dış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda?
24.06.2025
95
Dışarda coğrafyamızın kaderi belirlenirken, içerde güç ve iktidar oyunlarının, hukuku olmayan bir iç cephe hayalinin ve ikbal hesaplarının her şeyin üzerini örttüğü, memleketin ciddi meselelerine yoğunlaşmayı imkânsız hale getirdiği bir hengameyi yaşıyoruz.

Ayrıntılardan çıkartılmış bir fotoğraf karesi gibi düşünün: İsrail füzeleri Tahran’a bomba yağdırırken bir polis, geçen otomobili çevirip, arabayı kullanan kadına, başörtüsünü tesettüre uygun bağlamasını ihtar ediyor. Bu fotoğrafın bizdeki karşılığı pek ayrıntı değil. Eleştiren ama hep yelpazenin merkezinde duran, ana akım gazetecilerden Fatih Altaylı, İç Cephe’yi tahkim nutukları arasında cezaevine gönderiliyor.

Dışarda coğrafyamızın kaderi belirlenirken, içerde güç ve iktidar oyunlarının, hukuku olmayan bir iç cephe hayalinin ve ikbal hesaplarının her şeyin üzerini örttüğü, memleketin ciddi meselelerine yoğunlaşmayı imkânsız hale getirdiği bir hengameyi yaşıyoruz.

Dünyadan kopmuş, hırsla çelik çomak oyununa odaklanmış çocuklar gibiyiz.

Savaş dibimizde:

Önce İsrail’in, sonra ABD’nin İran’a dengesiz saldırıları, belli ki kararlaştırılmış bir planın ilk uygulama adımlarından biri. İran gerçekte ne İsrail’in ne de ABD’nin düşmanı. ABD’nin bölgeye yönelik planları için basit bir sebep rolünü oynuyor, evire çevire dövecekleri düşman ihtiyacını karşılıyor.

Olanları yan yana getirip sebep-sonuç ilişkileri kurarak, olacaklar hakkında öngörülerde bulunabilirsiniz.

Sykes-Picot’dan bir asır sonra, bölge Büyük Güçler marifetiyle yeniden düzenleniyor. Birkaç yıl içinde Orta Doğu haritası boydan boya değişecek. Hissemize düşecek olan, bugün ve şimdi bizim vereceğimiz kararlara ve atacağımız adımlara bağlı.

Sykes-Picot sadece bir harita değil, bir yöntem ve mantıktır. Bu yöntemle ülkelerin, halkların kaderi büyük güçlerin masa başında aldıkları kararlarla belirlenir.

Suriye’de Esad rejiminin sona ermesi ilk adımdı. İkinci adım, İran’ın parçalanması ve rejim değişikliği. Bu plan küresel düzeyde Çin-ABD rekabetine bağlanarak, bir sonuca ulaşacaktır.

Bu ateşin doğrudan veya dolaylı şekilde Türkiye’ye sıçramaması imkânsız.

Anadolu mutfağı tarifleri

Belli ki Türkiye’ye tane tane anlatılmış. Ancak yine de emin olmayın. Netanyahu Hükümeti, bu planda Türkiye’ye biçilen rol ve statüden belli ki pek memnun değil.

Kürt sorunu olarak İç Cephe:

“İç Cephe” lafının, çözüm menziline giren Kürt sorunu için icat edildiği belli. Bu tabir aynı zamanda ABD-İran savaşından önce dışarının ateş çemberine döneceği bilgisini de içermiş olmalı.

Türkiye, büyük güçlerin planlarına göre süratle karar vermesi gereken bir ikilemle karşılaşmış. Ya Kürtlerle savaşacak ya da barışacak. Kürtlerin bu ikilemi doğru okuması lâzım. Savaş veya barış kararı Kürtlerin gücünü ve iradesini aşıyor. Türkiye bir karara zorlanıyor.

Bölgemizde başlayan yangın, yanıp enkaza dönmüş yerlerde bağımsız Kürt devletlerinin kurulmasına fırsat verebilir. Tekrarlıyorum, karar Kürtlere ait değil. ABD’nin İran hakkındaki planı, İran’da federal veya bağımsız bir Kürt devletinin vücut bulmasına kapı arayabilir. Nitekim bu fırsata işaret eden tartışmalar Kürtler arasında sürüyor. Yeni sınırlar tarih boyunca hep savaşlardan sonra çizilmiştir. İran’da başlayan yangın büyürse her şey olabilir.

İsrail’in müttefiki ve uzantısı, ABD’nin vekili olacak Kürt devletlerinden bahsediliyor.

Kürt siyasetinin kotarıldığı medya organlarında bu mesele enine boyuna tartışılıyor. PKK’dan uzak duran Kürt ulusalcıları bu işe teşne görünüyor.

Öcalan’ın İsrail karşıtlığı:

Öcalan Kürt devleti fikrine şiddetle karşı çıkarken, İsrail’e karşı da çok sert bir tutum takınıyor.

Hem Kürt devleti hem de İsrail karşıtlığı, Öcalan’ın Orta Doğu’da ABD’nin uyguladığı planın farkında olduğunu veya bu konuda kendisine bilgi verildiğini gösteriyor.

Önümüzde bir kopuş senaryosu duruyor: Türkiye ya Kürtlerle uzlaşacak ya da savaşacak.

Devlet Bahçeli’nin bütün tabuları yıkarak önümüzde açtığı yol, devlete beka sorunu olarak yansıyan bu ikilemin eseri olmalı.

Anadolu mutfağı tarifleri

Öcalan bu savaş-barış ikileminde açıkça barıştan yana tavır aldı.

Sözü esirgemenin bir anlamı yok. Kürt ulusalcıları bağımsız devletlerine kavuşup, Sykes-Picot’nun yerine yerleşen planla en az bir yüz yıl Büyük Güçlerin vekili olarak bölgede istikrarsızlık ve anlaşmazlık kaynağı olacaklar. Ya da Kürtler Türkiye ile uzlaşıp, bölgenin de bir barış, istikrar ve refah adası olmasını sağlayacaklar.

Diyeceksiniz ki, madem Büyük Güçler planlarını yapmışlar, bu senaryo nasıl engellenecek?

Büyük Güçler kendi çıkarları sabit olmak kaydıyla, esnek planları uygulamaya koyuyorlar. ABD, dünyanın en çetrefil sorun merkezi olan Orta-Doğu üzerinden Küresel stratejisini kurguluyor. Kürt-Türk Savaşı da Kürt-Türk barışı da onlar için getirip-götüreceklerine ve imkânlara göre kararlaştırılacak esnek bir konu olarak önlerinde duruyor..

Türkiye’nin yağıp-gürlemesine rağmen, ABD’nin İran’a saldırının resmen kınamaması, Büyük Güçlerle uyumunun ve mutabakatının bir göstergesi olarak görülebilir. ABD’nin aynı zamanda Suriye uzmanı olan Ankara Büyükelçiliği Sykes-Picot’yu kınayarak, Kürt-Türk barışından yana olduklarını vurguluyor.

Ancak bu coğrafyada hiçbir şeyin garantisi yok. İsrail’de Netanyahu kanadı, Kürtleri bir vekalet savaşına zorluyor. Elbette Kürtler de aptal değiller.

Bizim asıl sorunumuz şu:

Ateş çemberinin ortasında, ateş de çember de gündelik siyasî çıkar hesaplarının malzemesi olarak tüketiliyor. Bu hengamede Kürtlerle birlikte kuracağımız İç Cephe, halk desteği zayıflayan iktidarın payandası olarak devreye sokuluyor. Kürtlerle Türkleri güven içinde aynı çatı altında tutacak hukuk ve demokrasi olmadan, yüzümüz yalayan bu ateşe nasıl dayanabiliriz?

19 Mart operasyonu, İnfaz yasası, Kayyum meselesi, mahkeme kararlarına uyulmaması ve son olarak Fatih Altaylı gibi bir gazetecinin cezaevine gönderilmesi İç Cephe’de peş peşe patlayan el bombaları değil mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar