Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU
Ali BAYRAMOĞLU
Karar Tüm Yazıları
Bu çağda harita böyle değişiyor
26.06.2025
62

“Dünyanın çivisi çıktı” sözü tam da bugünlere uygun.
Yaşanan bir Ortadoğu savaşı... Daha ötesi, büyük bir siyasi eksen savaşı...

Netanyahu, Gazze’yi insansız hâle getirdi; çoluk çocuk katletti, katletmeye devam ediyor. Hamas’ın ve Hizbullah’ın belini kırdı. Suriye’yi, Lübnan’ı bombalıyor. Tehdit olarak gördüğü İran’a saldırıyor. Nükleer tesislerini yok etmek, rejimini değiştirmek, bölgedeki etkisini iyice geriletmek istiyor. Esasen, Ortadoğu dengelerini değiştirip asli güç hâline geldiğini tescil etmenin peşinde.

Bu politikayı tek başına yürütmediği de ortada.
ABD ve Avrupa’nın üç önemli ülkesi; Almanya (doğrudan), İngiltere ve Fransa (dolaylı olarak) Netanyahu’nun arkasında. Gücünün yetmediği yerde, askeri saldırı işini Trump’un ABD’si üstleniyor. Almanya Başbakanı Merz, açık açık “pis işlerimizi İsrail görüyor” diyebiliyor. Suudi Arabistan ise, radikal İslami örgütlerin ve baş düşmanı İran’ın belinin kırılmasından memnun.

Devlet şiddeti ve keyfiliğin önü alabildiğine açık. Bölgede isteyen ülke, istediği ülkeye saldırabiliyor. Savaş teknolojisi, uzak ülkeler arasındaki çatışmaları mümkün kılıyor. Bir füze ve drone cehennemi yaşanıyor.

Bu işin bir yanı. Ama vahim bir yanı. Güvensizliği artıran, milliyetçiliği ve güçlü iktidarları besleyen, güven arayışını onlara yönelten, faydayı her şeyin önüne koyan bir tablo bu.

İşin diğer tarafı ise hem dünya hem bölge siyaseti, hem de Türkiye bakımından son derece önemli.
Bu bakımdan en önemli sonuç, şüphesiz ki İran’ın 1979’dan itibaren Ortadoğu üzerinde kurduğu kısmi hegemonyanın kırılmasıdır. İran’ın; Hizbullah gibi, her biri neredeyse devlet kadar güçlü örgütlerle, Suriye’de Esad rejiminin varlığıyla, Rusya’nın desteğiyle, Irak’taki gücüyle izlediği Şii egemenlik siyaseti — yani Ortadoğu ve Körfez’i bir ahtapot gibi kuşatma hali — sona eriyor.

İsrail, Suriye ve Lübnan’daki Şii güç merkezlerini yerle bir etti. Rusya ve Esad artık yok. Suriye, şimdilik Batı’nın, Suudilerin ve Türkiye’nin kontrolünde.

Ortadoğu’da sınırların çizilmesi ve İsrail devletinin kurulmasıyla 1916’da ve 1948’de olanlar, başka bir çerçevede yeniden yaşanıyor. Sınırlar olmasa da güç eksenleri yeniden belirleniyor.

Bu durum Türkiye’yi ne kadar etkiler?

Bu gelişmelerin, Türkiye’nin askeri savunma konsepti üzerinde etkili olması; hava savunma sistemlerine yönelik yatırımları teşvik etmesi ve askeri harcamaları artırması kaçınılmaz görünüyor.
Türkiye’nin Suriye’deki konumu, bu ülkede İsrail’le karşı karşıya gelebilme ihtimali ise bir diğer güvenlik unsuru olarak öne çıkıyor. Türkiye bir NATO ülkesi. İsrail’in yayılması büyük ölçüde Trump’ın kontrolünde ilerliyor. Bunlar, Türkiye’ye bir kalkan sağlasa da, Erdoğan’ın İsrail ve Filistin politikası nedeniyle İsrail’le yeni bir sürtüşmenin yaşanması kuvvetle muhtemel.

Öcalan’la yürütülen, PKK’nın dönüşüm sürecinin önemi, mevcut koşullarda bir kez daha ortaya çıkıyor. PKK gibi, her an yeni müttefikler arayabilecek — örneğin İsrail’le ilişki kurabilecek — silahlı bir yapının siyasete evrilmesi, Kürt hareketinin Türkiye siyasetine entegre olması hem siyasi-demokratik bir mesele, hem de Türkiye ve Suriye açısından bir güvenlik konusu hâline gelmiş durumda. Türkiye bu entegrasyonun demokratik gereklerini muhtemelen sınırlı adımlarla yerine getirecektir. Yine de bunun Kürt taleplerini tamamen karşılayacağını, Kürt meselesinde radikal bir çözüme denk düşeceğini beklememek gerekir.

En nihayetinde; devlet aygıtı, güvenlik politikaları ve dış siyasetin bu denli öne çıkması, denge ve genişleme politikalarını akıllıca izleyen Erdoğan’a iç politikada destek kazandırması da şaşırtıcı olmayacaktır.

Haritalar artık böyle değişiyor

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar