Hakan AKSAY
Yazıya nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Okuduklarımın, özellikle de izlediğim YouTube söyleşilerinin ve görüntülerinin etkisi altındayım.
Bir siyasi lideri defalarca ağlarken gördüm.
Zindandan yeni çıkmıştı.
Çok zayıflamıştı.
Yüz hatları, mimikleri, bakışı ve konuşma tarzı bile değişmiş gibiydi.
Onu dinlerken birkaç kez ruhunun onarılmaz yaralar alıp almadığını düşündüm. Eski halinden eser yok gibiydi. Acaba birkaç ay dinlense ve tedavi görse durumu düzelir miydi?
Düşüncelerim giderek daha keskin kulaçlarla ilerliyordu:
Hâlâ bir lider sayılır mıydı? Yoksa artık değil miydi?
O gazetecilerle zorlukla konuşurken ve ağlarken eşi yanında oturuyordu.
Ve oldukça güçlü bir kadın izlenimi veriyordu.
Kaç yıldır eşinin yerine o liderlik ediyordu.
Belki de yanlış söyledim; belki de başlangıçta “eşinin yerine lider” seçilmişti. Ama bir süre sonra gerçekten lider olmuştu.
Kadın yıllardır görmediği eşinin bu “yeni haline” bakarken acaba neler hissediyordu? İkisi de çok değişmişti geçen 5 yıl içinde. Hem fiziksel, hem psikolojik olarak, hem de siyasi bakımdan...

Kavgalı 2020 seçimleri
Belarus küçük ve sevimli bir ülke.
Orada geçirdiğim zamanlar benim için çok keyifliydi. Belki biraz eski Sovyetler’e benzemesinin yarattığı sıcak nostalji duygusundan dolayı. Ama en çok da halkının, insanlarının oldukça düzgün, mütevazı ve yumuşak başlı olmasından dolayı.
Belarus’un nüfusu 9 milyondan biraz fazla. Ekonomik olarak ciddi sorunları var. Hem ekonomisi hem de siyasi ve uluslararası duruşu, büyük ölçüde Rusya’ya bağlı olarak şekilleniyor. Özellikle de son 5 yıldır.
70 yaşındaki Aleksandr Lukaşenko 31 yıldır ülkenin başında. Bu Ocak ayında yedinci kez seçimleri kazandı.
Bazı seçimler birçok tartışma doğurdu. Özellikle de bir önceki başkanlık seçimleri (9 Ağustos 2020).
Hemen her zaman ortamı sakin olan ülke, kalabalık protesto mitingleriyle sarsıldı. Muhalefet aslında seçimleri kazanan adayın Svetlana Tihanovskaya olduğunu savunarak uzun süre direndi.
Şimdi 42 yaşında olan Svetlana’nın o dönemde siyasetle pek ilgisi yoktu. Başkan adayı olmak isteyen, muhalif siyasetçi, blogger ve iş insanı olan eşi Sergey Tihanovski idi (bugün 46 yaşında).
Seçim öncesinde muhalefetin önde gelen üç liderinden, Sergey Tihanovski ve Viktor Babariko tutuklanmıştı, Valeriy Tsepkalo yurtdışına kaçmıştı.
Kısa süre sonra muhalefet, üç kadını Lukaşenko’nun karşısına çıkardı: Sergey Tihanovski’nin eşi Svetlana Tihanovskaya (başkan adayı), Valeriy Tsepkalo’nun eşi Veronika Tsepkalo ve Viktor Babariko adına da Mariya Kolesnikova.
Tsepkalo, Tihanovskaya ve Kolesnikova
Tartışmalı seçimlerden hemen sonra Svetlana ve Veronika yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. Mariya bu seçeneği reddettiği için hapse atıldı ve hâlâ içerde.
Zamanla Svetlana Tihanovskaya yurtdışındaki Belarus muhalefetinin lideri (kimilerine göre ise “gerçek yasal başkan”) olarak birçok platformda kendini gösterdi, birçok Batılı ülke ve kurumun desteğini aldı.
5 yıl sonra gelen özgürlük
Büyük ölçüde uluslararası izolasyon altındaki Belarus’un lideri Lukaşenko zaman zaman Rusya’yla ilişkilerini bozmadan Batı ile işbirliği denemeleri yaptı, kendince tavizler verdi. Ülke hapishanelerindeki muhalifler ve Batılı isimler “önemli bir pazarlık unsuru” idi.
Örneğin, 1 Ağustos 2024’te, çoğunlukla Rus ve Amerikalı muhaliflerin değiş tokuş edildiği (toplam 7 ülkeden 26 tutuklunun takası gerçekleştirilmişti) büyük operasyonda, Belarus’ta ölüm cezasına çarptırılmış olan Almanya vatandaşı Rico Krieger de serbest bırakılmıştı.
Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg ansızın Minsk’te ortaya çıktı. Belarus yönetimiyle yapılan gizli görüşmeler sonucunda 14 kişi özgürlüğüne kavuştu. Henüz doğrulanamayan bir kaynağa göre 4 Belarus, 3 Polonya, 2 Japonya, 2 Letonya ve birer ABD, İsveç ve Estonya vatandaşı.
Bunlardan biri de Sergey Tihanovski idi. Söylentiye göre sağlığının iyice bozulması, onun özgür bırakılmasındaki faktörlerden biriydi.
Bir internet sitesine göre, kendisine af dilemesi karşılığı özgürlük vaat edildi. Reddedince bu kez “yurtdışına çıkmak üzere serbest bırakılmaya karşı olmadığı” yolunda bir belge imzalatıldı.
Tihanovski kısa sürede ülkesinden ayrılarak Litvanya’daki ailesinin yanına gitti.
Eşi Svetlana’ya, 2010 doğumlu oğlu Korney’e ve 2016 doğumlu kızı Agniya’ya kavuştu. Kızının kendisini tanımakta güçlük çekmesi Sergey’e ağır geldi.
Biraz dinlendikten sonra gazetecilerin karşısına çıktı ve hayatının 5 yıl süren son dönemiyle ilgili açıklamalar yaptı.
Zindanda olağanüstü zor koşullar
Burada yazının başına dönüyorum. Hakkında birçok şey okudum, mevcut birkaç YouTube videosunu izledim.
Galiba burada sözü Sergey Tihanovski’ye bırakmak daha iyi olacak:
“Beş yıl hücrede tek başıma tutuldum. Hiç kimseyle görüştürülmedim. Avukatımla bile.
Görüşme bir yana, telefonlaşmam ve mektuplaşmam da engellendi.
Bir televizyonum bile yoktu. Dünyada ve ülkemde neler olup bittiğini bilmiyordum.
En ufak bir “hatamda” (örneğin, günde dört kez yapmam gereken hücre temizliği gerekçe gösterilerek) beni ŞİZO’ya gönderiyorlardı. (ŞİZO: son derece küçük, karanlık ve her türlü konfordan yoksun ceza hücresi – H.A.)
Bir diş macunu ve sabun almak bile çok zordu.
Son bir ay bana iyi baktılar ve iyi beslediler, yoksa durumum çok daha kötüydü.”
Konuşmasının bir yerinde şöyle dedi:
“Trump’ın tek bir sözüyle Belarus’taki bütün muhalifler serbest kalabilir. Lütfen o sözü söylesin!”
Özgürlük hayalinin kahramanı olarak Trump’ın gösterilmesi bana kendimi kötü hissettirdi. Acaba ne karşılığında bu 14 kişiyi serbest bıraktırdı?
Sergey basın toplantısında birkaç kez gözyaşlarına hâkim olamadı. Bir seferinde yanındaki eşi de onunla birlikte ağladı.
Anlatılanları soğukkanlılıkla dinlemek kolay değildi.
Bir başka ilginç cümlesi de şuydu:
“Lider olan ben değilim, eşim Svetlana’dır; 5 yıl tek başına hücrede kalan kimse lider olamaz…”
Sergey Tihanovski özgürlüğüne kavuştu. Sağlığına kavuşmak için epeyce zamana ihtiyacı olabilir.
Geride birçok tutuklu ve hükümlü kaldı.
Belarus’ta muhtemelen bini aşkın kişi…
Ve dünyanın özgür olmayan birçok ülkesinde…
Hakları engellenen ve siyasi nedenlerle zor şartlarda yaşamaya mahkûm edilen çok sayıda muhalif…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025