Roni MARGULIES
İnsan bazen ne kadar şanslı olduğuna inanamıyor!
Yetmiş milyon Türkiye vatandaşı da herhalde kendini böyle hissediyor olsa gerek. Tek tek sormadım, ama her sabah uyandığında “Vay be, şansa bak!” demeyenlerimizin çok az
olduğunu tahmin ediyorum.
Tek tük vardır tabii. Her toplumda müzmin mutsuzlar, psikopatolojik memnunsuzlar olur, bizde de vardır muhakkak.
Ama geri kalanımız, on yıldır bu kadar insansever ve adil, bu kadar aydın ve barışsever bir hükümet tarafından yönetiliyor olduğumuz için şansına inanamıyor, yatıp kalkıp dua ediyor.
Eski yılı geride bırakırken, ne kadar şanslı olduğumuzu unutmayalım diye, kader iki küçük hatırlatma sundu hepimize.
Bir kere, AK Parti hükümet olmasaydı, aramızda İdris Naim Şahin gibi bir adamın yaşıyor olduğunu bilmeyecektik. Dahası, adam hak ettiği yere gelemeyecek, İçişleri Bakanı olamayacaktı. Düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
“Terör örgütünü, yaptığı resmin tuvaline, yazdığı makalesine, fıkra ve şiirlerine, sanatına yansıtarak destek verenler de var. Terörü besleyen arka bahçe var, propaganda var. Birileri bildiği halde saptırma yaparak, kendine göre gerekçeler göstererek, makulleştirerek destek veriyor. Makalesine, fıkrasına, şiirlerine yansıtıyor. Resim yaparak tuvaline yansıtıyor. Hızını alamıyor. Görev alan askeri, polisi doğrudan çalışmasına, sanatına konu yaparak demoralize ediyor.”
“Maydanozla pırasalar birbirine karışıyor. Bir kısmı zehirli, bir kısmı faydalıdır. Ancak bunu yiyince anlıyorsunuz. Bazıları hepsini yeşil görüyor. Arka tarafını ayırt etmekte zorlanıyoruz. Terör, bu zorluktan faydalanarak ‘ben faydalıyım, iyi işler yapıyorum’ diyerek, demokrasinin bütün nimetlerinden faydalanarak her tarafa uzanmış durumda.”
Resim sanatıyla alakam yok, ama “makale, fıkra, şiir” aktif ilgi alanlarım. Dörtte üç.
Dolayısıyla, İdris Naim Şahin’in sözlerini özel dikkatle okudum.
İyi ki okumuşum!
Yoksa, Allah muhafaza, maydanozla pırasayı birbirine karıştıracaktım.
Zehirlenip gidecektim belki de. Türkiye basın dünyası açısından çok elîm bir kayıp olmayabilirdi, ama taktir edersiniz ki benim için önemi az değil.
Müteşekkirim. İçişleri Bakanı dediğin böyle olur.
Ne kadar şanslı olduğumuzun ikinci hatırlatması AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’ten geldi.
Şöyle demiş:
“Şırnak Valiliği’nden ilk aldığımız bilgilere göre bu insanların sigara kaçakçılığı ile uğraşan insanlar olduğu tespiti vardır. Ama bu insanların kimliği ve orada bulunma amaçları ile ilgili olarak kesin ve net bilgilere yapılan idarî ve adlî soruşturmalar sonucunda ulaşacağız. Dolayısıyla bu aşamada ileri ifadeler kullanılması doğru olmayacaktır.
Ama altını tekrar çizmek istiyorum bu insanların ilk gelen bilgilere göre terörist olmadıkları kaçakçılık yaptıkları tespit edilmiştir.
Olay üzücü bir olaydır. Ama nihaî sözü söylemek için buradaki adlî ve idarî soruşturmanın bitmesini beklemek en akılcı olur. Acul davranmamak gerektiğini düşünüyorum. Ama ilk etapta partimiz adına üzüntülerimizi ifade ediyoruz. Altını çizerek tekrar etmek istiyorum; bir hata, bir kusur, bir yanlış ve bir eksiklik varsa asla örtbas edilmeyecektir. Hukuk devleti mantığı içinde gereken neyse yapılacaktır. Burada kasıt söz konusu değildir. Terörle mücadele devam edecektir ve temenni ederim ki bir daha böyle bir hadise ile karşı karşıya kalmayız.”
Nasıl da içi rahatlıyor insanın!
Tekrar okuyalım:
“Türkiye bir hukuk devletidir. Eğer yapılan bir hata, bir yanlış ve bir kusur varsa hukuk devleti mantığı içerisinde bu tespit edilecektir ve şüphesiz ki bunun gereği neyse yapılacaktır.”
Ve böylece Türkiye’de her şeyin hukuk devleti mantığı içinde tıkır tıkır işlediğini tekrar hatırlamış oluyoruz.
Susurluk, Mehmet Ağar ve Tansu-Özer Çiller, faili meçhul cinayetler, Ergenekoncular, JİTEM, Deniz Feneri ve şike davaları, Hrant Dink’in katilleri ve o katilleri yönetenler, her şey ve hepsi hukuk devleti mantığı içerisinde tesbit edildi ve gereği yapıldı. Değil mi?
Bir tuğla çekersek duvar yıkılır diye düşünmeden, ucu kime dokunur diye çekinmeden, hepsi bulundu, hep gereği yapıldı. Değil mi?
Böyle olunca, Hüseyin Çelik’in sözleri ne kadar güven telkin ediyor, insanı ne kadar rahatlatıyor, değil mi?
Bir millet bu kadar mı şanslı olur?
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023