Roni MARGULIES
Babası 1920’lerde Sibirya’ya sürgüne gönderildiğinde, bizimki küçücük bir çocukmuş henüz. Duygusalmış, içine kapanıkmış biraz.
Birkaç yıl sonra şiir yazmaya başlamış. Büyük bir şair olmayı hayal etmiş.
Bugün 92 yaşında. Gerçekten de altı şiir kitabı yayımlamış. Ama çok da büyük bir şair olduğu söylenemez.
Biz de zaten onu şiirleriyle değil, başka bir eseriyle tanıyoruz.
Korgeneral Mikhail Timofeyeviç Kalaşnikov’un ölümsüz eseri, Avtomat Kalaşnikova 1947 otomatik tüfek. AK-47.
Tam 64 yıldır milyonlarca askerin, gerillanın, özgürlük savaşçısının ve gangsterin elinde görmeye alıştığımız silah.
Görmesek de, tutmasak da, hepimizin duyduğu, bildiği, tanıdığı, Rusların adeta sevgi dolu bir ifadeyle “Kalaş”, bizimse “Keleş” dediğimiz silah.
Bir ülkenin bayrağını süsleyen tek silah. (Hangi ülke olduğunu da siz bulun artık!)
Kalaşnikov hafiftir, kolay taşınır. Temizlemesi ve bakımı basittir. Üretimi ucuz, fiyatı ehvendir. Hareketli parçaları arasındaki geniş mesafe, içine pislik dolduğu zaman bile rahat çalışmasını sağlar. Tropikal sıcaklardan kutup soğuklarına, bataklıklardan çöllere en zorlu koşullarda bile tıkır tıkır çalışır, hiç tutukluk yapmaz.
Bir iddiaya göre, “Slav okul çocukları tarafından bile 30 saniyeden kısa sürede sökülüp tekrar biraraya getirilebilir”.
Kalaşnikov’un tek sorunu, pek hassas bir silah olmaması. Ama o kadarı kadı kızında da olur. Dakikada 600 mermi atan bir tüfek hassas olmasa kaç yazar!
Basit bir piyade askerini etkili bir ölüm makinesine dönüştürme hülyası çok eski.
Kovboy filmlerinden biliriz: Trenin yük vagonunun kapısı açılır, vagonun loşluğunda ya bir Gatling ya da bir Maxim görünür, çok gözlü kalın namlu takır takır dönmeye başlar, dakikada 400 kurşun kusar ve yüzlerce Meksikalı asker veya haydut birkaç dakikada atalarına kavuşur. Tek bir asker, yarım ordunun hakkından gelmiştir.
İlk olarak Amerikan İç Savaşı’nda kullanılan Gatling makineli tüfeğin mucidi Dr. Richard J. Gatling’in yaratıcılığına bayılıyorum. Teknik yaratıcılığına değil, hayal gücüne. Pişman olup olmadığı sorulduğunda, “Yüz askerin öldürdüğü insanı tek bir asker öldürebildiğinde, geri kalan 99 asker evine dönüp barış içinde yaşayabilir” demiş!
Gatling ve Maxim gibi, ihtiyar Kalaşnikov’un da içi rahat: “Silah üreticisi olmamın nedeni, İkinci Dünya Savaşı’nda Rusya’ya saldıran Almanlar. Milyonların ölümüne yol açan bir silahın mucidi olarak geceleri nasıl uyuyabildiğimi soran olursa, hiç uyku sorunum yok derim. Ülkemi korumak için silah ürettim.. Bu silahı öncelikle anavatan savunması için yarattım.”
Övünmeden de edemiyor: “Elinde Kalaşnikov’uyla Bin Laden’in fotoğrafını gördüğümde rahatsız oluyorum elbet. Ama ne yapabilirim ki? Teröristler aptal değil ya, en güvenilir silahı seçiyorlar elbet. İcadımla gurur duyuyorum, ama teröristler tarafından kullanılması beni üzüyor.”
Gatling ve Maxim, icatları sayesinde milyarder olmuş.
Kalaşnikov ise korgeneralliğe kadar yükselmiş ve iki kez ‘Sosyalist Emek Kahramanı’ payesiyle ödüllendirilmiş.
Milyarderliği anladık da, silah icat etmekle “Sosyalist” ve “Emek” kavramları arasındaki ilişkiyi merak etmiş olabilirsiniz.
“Sosyalist” kavramının içi boşaltıldığında kolayca kurulur bu ilişki. Bir zamanlar Moskova’da kurulmuş olduğu gibi.
Benim Marx’tan öğrendiğim sosyalizmin ise silahla hiç alakası yok.
Örnek mi?
Çok uzağa gitmeye gerek yok.
İşte Tunus. İşte Mısır. İşte Libya.
Diktatörlerin tankına, topuna, tüfeğine karşı tek bir silah kullanıldı mı?
Tahrir Meydanı’nda tek bir Kalaşnikov var mıydı?
Gerek yoktu ki.
Milyonlarca emekçinin gücü, milyonlarca olmaktan gelir.
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023