Ümit KARDAŞ
Türkiye normalliğin anormal, anormalliğin normal olarak yaşandığı bir ülke. Kuşkusuz normalliğin ya da anormalliğin de görece bir yanı var. Konu siyasi etik ve ilkeler olunca bir değerlendirme yapabiliyorsunuz.
Yolsuzluk, rüşvet, kayırmacılık, ideolojik, coğrafi ve çıkarlara dayalı nedenlerle ayrımcılık. Gerçek yaşamda şikâyet edilse bile sistemin, zihniyetin, ilkelere dayanmayan geleneklerin sonucu büyük bir kesim bu çerçeve içinde yaşamaya alışmış. Şairin dediği gibi bütün renkler aynı hızla kirleniyordu. Ancak bürokrasinin ve siyasetin tepesine doğru yetkiniz artarken, aynı zamanda daha nitelikli suçlar işleme ihtimaliniz ve imkânınız da güçleniyor. Özellikle sırlarla örülü bir sistemde denetlenemez yetkileriniz varken ve sürekli kışkırtılıyorken buna dayanmak zor olmaya başlıyor. Anladığınız gibi bu olaylara ve kişilere yönelik bir tespit değil. Genel ahvalimiz.
Elin Batılı siyasetçisi 300-500 euro tutarındaki hakkı olmayan bir avantajı kullanmasının açığa çıkması üzerine ânında siyasi kariyerini sonlandırırken, hesabını da veriyor. Japon şaibe altında kaldığında dayanamayıp harakiri yapıyordu, şimdi istifa ediyor. Ama biz saçı bitmedik yetim hakkı yemeyiz, çünkü elhamdülillah Müslüman ve Türk’üz.
Yapılan son operasyonların, medyaya yansıtıldığı kadarıyla (ki bu yansıtmalar şüphelilerin kişisel hakları bakımından sorunlu ve hukuka aykırı) ciddi ve ağır iddialara dayandığı anlaşılıyor. Demokrasi kültürü bize göre gelişmiş ülkelerde bu ağırlıkta bir olay açığa çıktığı anda ilgili kişi, ister bakan ister bürokrat olsun istifa eder. Hükümette görevli siyasetçi bunu hem siyasi etik icabı olarak yapar hem de soruşturmanın tarafsızlığına gölge düşürmemek için böyle davranır. Masumiyet ilkesi buna kalkan yapılmaz. Masumiyet ilkesi, kişiye kesinleşmiş hüküm ortaya çıkana kadar ne suçlu ne de suçsuz dememektir.. Kişi hüküm verilinceye kadar ne suçlu ne de suçsuzdur. Sadece itham altında bulunan şüpheli veya sanıktır. Ancak itham altında bulunan siyasetçi masumiyet karinesini kullanarak hüküm kesinleşsin, hatta AİHM’e de gideyim sonra istifayı düşüneyim diyemez. Etik ve ilkesel olarak ceza muhakemesinin maddi gerçeği bulmak amacına katkı sunmak zorundadır.
Hiçbir sorunumuzu çözemeyip, çürümeye terk etmek, arkasında da dış mihrak ve iç uzantılarını aramak bizim ezeli ve herhâlde ebedi hastalığımız. Solcular mı itiraz ediyor, dindarlar mı yakınıyor, Kürtler mi hak talebinde bulunuyor, mutlaka dış mihraklar tahrik ediyor ve bu güç içeride sorunları büyüten iç hainlerle işbirliği yapıyordur. Bu, devletin eskimeyen dilidir. Başbakan da bu dili rahatlıkla kullanmaktadır. Yaşanan son olayda da iddia yolsuzluk ve rüşvet olmasına rağmen hükümetin uyguladığı dış politika nedeniyle dış ve iç komployla karşı karşıya kalındığı savunması yapılmaktadır. Kuşkusuz dış dinamik her zaman hesaba katılmalıdır. Ama ne yaşanan olayları tamamen açıklar ne de iddiaları ortadan kaldırmaya yarar.
Siyaset kurumunun kuralları, gelenekleri ve uygulamaları antidemokratikse, siyasetin finansmanı karanlıksa, bürokratik kurumlarınız ve özellikle güvenlik kurumlarınız denetlenebilir ve hesap verebilir değilse, sır kavramı bir örtü işlevi görüyorsa, merkezdeki güç rant yaratıp dağıtıyorsa, iktidar merkezde mutlak bir güç olarak algılanıyorsa, siyaset çözüm ve uzlaşma üretmeyip hukuk ve yargı uzlaşmazlıkların ve iktidar kavgalarının aracı hâline getiriliyorsa, kötü gidişi engellemek için söz söyleyenler dahi susturuluyorsa ve bu anormallikler normalleştiriliyorsa ortaya çıkan sadece dekadans (çöküş) hâlidir.
[email protected]
www.umitkardas.com
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP)
4.06.2025 - Bir ülkeyi yaşanılır kılan adalet ve özgürlüktür!
25.05.2025 - Hukuk devletinin temeli: Adil yargılanma hakkı
11.05.2025 - Türkiye değişebilir mi?
24.04.2025 - İtaatsizliğin erdemi
2.04.2025 - “Meşruiyet"in Kaybı
28.03.2025 - “Gücü, gücü yetene!” dünyası
14.03.2025 - Gücün ve kötülüğün egemen olduğu bir dünyada yaşamak
8.03.2025 - Adaletin yitimi ve toplumsal çürüme
27.02.2025 - Barışın, özgürlüğün, adaletin önündeki engel
20.02.2025
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
Rahmi Yılmaz
Teşekkürler Akın özçer mükemmel bir analiz.