Ümit KARDAŞ
Şerif Mardin’in tespitiyle 1774-1820 yılları ordunun teknik ihtiyaçları ve donanımı üzerinden Batı’nın teknolojik olarak temellük edilmesi sürecini gösterir. Osmanlı henüz Batı’nın askerî üstünlüğünün arkasındaki zihniyetle ilgili değildir. Tanzimat ile birlikte aydınlanma zihniyeti de gündeme gelecektir. Ancak Batı, sadece 18. yüzyıl düşüncesi olan aydınlamadan ibaret değildir. Batı’nın zihin geçmişi kendi karşıtını üreten süreçlerin tarihidir. Oysa Osmanlı aydını, Batılılaşmayı ya da medenileşmeyi sadece aydınlanma olarak anlamıştır.
Cumhuriyet Türkiye’si de bu anlamda Osmanlı’dan farklı değildir. Cumhuriyetin kurucuları ve aydınlarına göre de aydınlanma projesi ile modernleşme projesi aynı şeydir. Amaçlanan Batılı ile uyumlu olmak değil, Batılı gibi olmaktır. Cumhuriyet, modernliğin gerektirdiklerini altyapıda değil, yüzeyde yaptı. Bu nedenle modernlik tarihsel, iktisadi ve sosyolojik bir sürecin sonunda gelmediğinden şekil olarak kaldı. Halide Edip bunun sonuçlarını şöyle anlatır: “Türk kültürünün sürekliliği birdenbire kesintiye uğramıştır. Genç nesil okuyup yazacaktır fakat yarım asır sonra kendisini hiçbir kültüre ait hissetmeyecektir. Bir geçmiş olmadan, milli bilinçteki müterakim güzelliğin kolektif hatırası olmadan, kaçınılmaz bir kabalık ve estetik standartların düşürülmesi vukua gelecektir.” Bugün yaşadığımız budur ve Müslümanlar da bu akıbetten kurtulamamışlardır.
Halkın geri, İslam ve Arap etkisine açık kabul edilmesi, oryantalist bir bakışla ötekiyi işaret eder. Batı ve halk. Bu durumda geri olan halkın başta İslam dini olmak üzere tüm değerlerini ret etmek gerekir. Yukarıdan aşağıya olma niteliğiyle Batılılaşma, Cumhuriyet rejiminin birincil meşrulaştırma aracıdır. Cumhuriyet yönetimi, Batı teknolojisi ile yerli kültür arasındaki sentezi veya içeriden bir reformu kabul etmeyen radikal bir tavrı sergiledi. Bu sert tavra gerekçe olarak, geç kalınmış olması nedeniyle hıza olan ihtiyaç gösterildi.
Cumhuriyete damgasını vuran kadrolar İslami geçmişi ret etmek ve kendilerine yeni bir geçmiş kurgulamak suretiyle bu yükten kurtulmak istediler. Bu nedenle de Türklerin İslam’dan önce ne kadar medeni ve üstün olduklarını gösterme çabasına girdiler. Türk tarih tezi bu çabanın örneğidir. Kuşkusuz oryantalist bakış açısı otoriterliğe kayışı zorunlu kılıyordu.
Osmanlı döneminde geleneksel ile Batılı değerler arasında Batılı olandan yana artan bir ağırlıkla senteze gidilmeye çalışılmıştı. Cumhuriyet ise geleneği tamamen ret ediyordu. Bu kapsamda Kürtler de medenileştirilecekti. Nitekim Dersim’e bir kolonide yaşayan ilkellere medeniyet götürmek zihniyeti sonucu katliamlar yapılarak yaklaşıldı.
Batı’nın dışında ortaya çıkan modernleşmeci milliyetçilikler, Batı oryantalizminin bir sonucu olarak ortaya çıkarlar ama aynı zamanda kendi oryantalizmlerini de üretirler. Yerli seçkinler bunu kendi halklarını medenileştirmeye çalışmakla yaparlar. Türkiye buna örnektir ve halkın büyük çoğunluğu bu kolonyal- oryantalist zihniyet ve uygulamaların mağduru olmuştur. Bireysel hak ve özgürlükleri ve topluluk haklarını yok sayan bu anlayış devletçi, milliyetçi ve otoriterdir. Yerli oryantalizm medenileştirmeyi ve modernleştirmeyi öngörürken milliyetçiliği araçsallaştırıp otoriterliğe sarılmıştır. Rejimin paradigması Müslümanlar dâhil herkese damgasını basmıştır.
Kolonyal ilkel yapılanma Türkiye’nin siyasi ve mülki yapısında aynen kendini korumakta. Dünya çoktan terk etmişken Türkiye koyu bir merkeziyetçilikle yönetilmekte. Bölgelere merkezden tıpkı koloniye vali gönderilir gibi yönetici gönderilmekte, merkez valiye bağlı alt birimlerle bölgelerin kılcal damarlarına kadar girmekte, bölgenin ihtiyaçlarını karşılayamadığı gibi, bürokrasisiyle her türlü çabayı yavaşlatıp, gelişmeyi kilitlemekte, denetlemelerin yetersiz kalmasına neden olmakta. Bu bir demokrasiye evrilememe sorunudur. Oysa bölgeler kendi milletvekillerini ve yöneticilerini seçerek eğitim, sağlık, iç güvenlik, bayındırlık, tarım, turizm, balıkçılık politikalarını kendileri karara bağlayıp uygulamalı. Bölge halkı bölge parlamento kürsüsünde söz alıp, milletvekilleriyle bölgede yüz yüze gelip katılımda bulunduğu takdirde, yerelde demokrasiyle birlikte ancak sivil birey oluşabilecektir.
Türkiye gerçek sorunlarını tartışamıyor.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025