Ümit KARDAŞ
Dersim bölgesinde hukukun, vicdanın ve ahlakın dışında ağır bir rejim uygulanmaya başlanır. Kürtler asimilasyon politikalarından, anadilini konuşanlara eziyet edilmesinden, Kürtçe gazete ve yayınların yasaklanmasından, göçe zorlanarak yollarda telef olmaktan şikâyetçidirler. Nihayet 21 Mart 1937’de başlayan Dersim harekâtında hava bombardımanı dâhil yangın bombaları ve boğucu gazlar kullanılır. 15 Temmuz 1938’de Mareşal Fevzi Çakmak’ın emriyle Dersim’e ikinci harekât başlatılır. Mağaralarda saklananları dışarı çıkarmak için zehirli gaz ve dinamit kullanılması sivil halkın özellikle de kadın ve çocukların çok kayıp vermesine neden olur. İkinci harekâtta öldürülen isyancıların sayısı verilirken, silahsız sivil halkın kayıpları “ağır zayiat verdirildi” ifadesiyle geçiştirilir.
10 Ağustos’ta üçüncü harekât başlar. Uçakların bombaladığı Aliboğazı mevkiinde ne kadar insan öldüğü konusunda bilgi verilmez. Harekât kıyım, imha ve tenkil hareketi olarak devam eder. Sözkonusu harekâtlar kamuoyuna manevra olarak açıklanmakta, hakikat gizlenmektedir. Harekâtları bizzat yöneten Mareşal Çakmak, Atatürk’e çektiği telgrafta manevranın sonuçlarını bildirmekte, Atatürk de cevabi telgrafta manevranın çok faydalı safhalar göstererek bitmiş olmasından dolayı kalbinin orduya karşı takdir ve şükran duygularıyla dolu olduğunu belirtmektedir.
Tüm bu yaşananlardan çıkan ortak sonuç olarak denebilir ki, 1921-1938 dönemini en iyi özetleyen ifade “Türkleştirme”dir. Yukarıda belirttiğimiz tüm düzenlemeler ve uygulamalar 1921-1938 döneminin bu anlayış ve pratiğini ortaya koymakta. Bunu bazı kesimlerin öne sürdüğü gibi entegrasyon diye sunmak ne hakikate uyar ne vicdana sığar. Homojen kaynaşmış kitlenin temelinde Türklük yatmakta, tek mezhepli Müslümanlık bu etnik kimliği destekleyen bir unsur olarak öne çıkmaktadır.
Devletin 1920’lerden başlayan modernleşme ve asimilasyon politikaları değişmeden devam etti. 1946’dan sonra çok partili sisteme geçişin ve eğitimin yaygınlaşmasının sonuçları kendini daha sonraki yıllarda gösterecekti. Rejimin baskıcı uygulamalarına karşı muhalif bir söylemin varoluş koşulları giderek olgunlaşıyordu. Kürtler arasında eğitimin yaygınlaşması da, Kürt kültürel ve siyasal hareketinde öncü bir rol üstlenecek aktivist entelektüeller grubunun doğmasına yol açtı. Bu süre zarfında Cengiz Güneş’inAntonio Gramsci’den uyarladığı nitelemeyle “Kürt organik entelektüellerinin” (kırsalla bağını sürdüren, geleneksel geçmişten gelen entelektüeller) sayısı İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde bulunan üniversitelerdeki Kürt öğrenci sayısının artması sonucu çoğaldı. Suriye, İran ve Irak’tan gelen Kürt öğrencilerle etkileşim sonucu ise, ortak Kürt kimliği konusundaki farkındalık arttı. 1941’de Kürt aktivistler tarafından kurulan Dicle Talebe Yurdu ve 1943’te kurulan Fırat Talebe Yurdu gibi öğrenci yurtlarındaki ortam bu süreci hızlandırdı. Musa Anter, 1940’ların ortalarında kuruluşunda yer aldığı Kürtleri Kurtarma Cemiyeti’nin amacını, Kürt öğrencilerin ulusal bilincini ve dilleri, kültürleri ve Türkiye’deki durumları hakkındaki farkındalığını artırmak şeklinde tanımlamaktaydı.
Devletin tüm olumsuz yaklaşımına rağmen Kürt toplumu, 1960’lı yıllar boyunca “Kürt organik entelektüellerinin” yayımladıkları dergilerle kendini anlama ve kendi üzerinde düşünme fırsatı elde etti. Kürt hareketindeki bu yeni dinamik, Avrupa’daki ve Irak Kürdistan’ındaki Kürt hareketinin canlanmasıyla da örtüşüyordu. 1967’ye gelindiğinde artık Kürt siyasal hareketi, pek çok kasaba ve kentte düzenlenen “Doğu Mitingleri” sırasında siyasal ve ekonomik taleplerini ifade etmeye başlamıştı. Elbette Kürtlerin bu talepleri hükümetler tarafından gözardı edildi; Kürt entelektüellerinin başlattığı tartışma baskılandı. Benzeri tüm taleplerin bölücülük olarak değerlendirilmesi ve yasal kısıtlamalar nedeniyle “Kürt”, “Kürtçe” ya da “Kürdistan” kelimeleri yasaklı kalmaya devam etti. Bunların yerine mesela “Doğu”, “Doğulu” gibi kelimeler tedavüldeydi.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP)
4.06.2025 - Bir ülkeyi yaşanılır kılan adalet ve özgürlüktür!
25.05.2025 - Hukuk devletinin temeli: Adil yargılanma hakkı
11.05.2025 - Türkiye değişebilir mi?
24.04.2025 - İtaatsizliğin erdemi
2.04.2025 - “Meşruiyet"in Kaybı
28.03.2025 - “Gücü, gücü yetene!” dünyası
14.03.2025 - Gücün ve kötülüğün egemen olduğu bir dünyada yaşamak
8.03.2025 - Adaletin yitimi ve toplumsal çürüme
27.02.2025 - Barışın, özgürlüğün, adaletin önündeki engel
20.02.2025
Yazarlar
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
coşkun tecavüzcüoğlu
bu memleketin üzerinden 8 posta haçlı ordusu geçti. ne türkü? ne ırkı? kafa bulmasın benle köse mihal... aka nihal atsız dönmesi
Onur Dinçer
Bir şeye izahat getireyim. "Soyundan gelenler Türk oluyordu" derken Batılıların gözünde Türk olmayı kastettim (Batılıların gözünde anadil olarak Türkçe konuşan Müslümana Türk deniyordu), yoksa Türk etnisinin doğuşu tabii ki Türk milliyetçiliğinin Jön Türkler eliyle doğuşundan sonradır. Türk milliyetçilği aslında Batı terminolojisinin benimsenmesidir. Zaten milliyetçilik kavramının kendisi de Batıdan ithaldir.
Turan Oğuztürkü
Rumlar,Ermeniler,Kürtler,Çerkezler,Abazalar,Boşnaklar,Arnavutlar,Pomaklar, Lazlar,Lezgiler,Gürcüler,Romanlar,Yahudiler, Araplar,Sırplar, Yörükler, orta asyalı göçmenler (yavuz seferde öldürdü erkeklerini), bu memleketin asıl sahipleridir. insanlık düşmanı nihal atsız gibi faşist sahtekar gaddar dönmeler , osmanlıyı türk gibi göstermek isteyen faşistler ve bunlardan korkan, bunlarla faşistlikte yarışan kimliksiz zavallıların bu memlekette 1 şeye hakları vardır : insanlığa geri dönme hakkı!
Turan Oğuztürkü
En büyük türk atatürk... Evet doğru. Sahte türk tarihinin, sahte türk milletinin, uyduruk türkçenin, yalan türkiye cumhuriyetinin en önemli kanıtı atatürktür. Eğer türk ırkı olsaydı atatürk kızıl saçlı mavi gözlü olmazdı. Eğer türkçe (atatürkün kankisi bulgar ermenisi hagop martayan icad etti uydurdu) diye bir şey olsaydı atatürk osmanlıca değil türkçe konuşabilirdi. alman tarafından ingiliz tarafına dönüp 7. 8. orduyu ingilize verip anatolia nın başına çöreklendirilmezdi atatürk
Turan Oğuztürkü
sayın dinçer "... ve soyundan gelenler Türk oluyordu ..." yanlış. müslüman oluyordu ! türk kelimesini avrupalılar icad etti... osmanlı tebasına türk demeye başladılar. osmanlı tebası müslümanları kendilerine islam diyordu türk falan demiyordu... balkan dönmeleri artık döndükleri milletten haraç kesemeyeceklerini anladıktan sonra (başta selanik dönmeleri) jön türk örgütü kurdular. eskiden osmanlı da hakaret kabul edilen türk kelimesini benimsediler.sahte türk tarihini icad ettiler faşist dönmeler
Onur Dinçer
Selçuklu, beylikler ve Osmanlı devirlerinde bir Rum, Ermeni, Bulgar ya da Yahudi Müslümanlığa geçtiğinde eski kimliğini yitiriyordu ve soyundan gelenler Türk oluyordu ve zamanla dönme kökeni unutuluyordu. Anadolu ve Balkan Türklerinin soyu böyle dönmelerle doludur. Orta Asyalılara benzemememiz de bundandır. Bunda gocunacak bir şey yok, aksi takdirde kendimizi kandırmış oluruz.
Onur Dinçer
Dönme Türkçede bir dinden diğerine geçenler için kullanılan bir tabirdir, yaygın olarak diğer dinlerden İslama geçenler için kullanılır. Bir etnik gruptan diğerine geçenler için kullanılmaz, zaten milliyetçilik öncesinde insanlar kendilerini etnik grupla değil dinle, mezheple tanımlıyordu.
Turan Oğuztürkü
bu ırkçılık turancılık yapan faşistlerin tamamı dönmedir. hepsi sülalelerinin dönme olduğunu, akrabalarının kim olduğunu çok iyi bilirler faşistlik yapmayı , sahtekarlığı , inkarı, iftirayı iyi bilirler. bu aralar en çok bozuldukları şey dönme olduklarını hatırlatmak... inkar da edemiyorlar DNA var, tarih açılıyor, medya açılıyor internet var... akrep gibi kendilerini ya sokacaklar ya da insanlığa dönecekler faşist dönmeler.