Yıldıray OĞUR
O zaman biraz ipucu verelim.
Seçim meydanlarında, televizyonlarda muhalefeti terörle işbirliği içinde gösteren Cumhurbaşkanı, iktidar sözcüleri size çok tanıdık gelmiyor mu?
Cumhurbaşkanı, “Apo’yu serbest bırakacaklar” bile dedi. En son AK Parti’nin İstanbul ikinci bölgeden seçilecek sıradan adayı olan DSP’nin genel başkanı Aksakal, Kılıçdaroğlu’nu Seyit Rıza’ya benzetti.
Hala hatırlayamadınız mı?
Hadi biraz daha ipucu.
28 Şubat günlerinde ordu ve ordu yanlısı medyanın propagandası, terör ile irtica işbirliği iddiası üzerine kuruluydu. İrtica terörden daha tehlikeli ilan edilmişti. Ama bununla da kalınmamıştı. Doğrudan Refah Partisi ile PKK ilişkili gösteriliyordu.
Genelkurmay’da medyaya ve yargıya verilen ünlü irtica brifinginde uzun uzun bu işbirliği üzerinden durulmuştu:
“Avrupa’daki bölücü örgüt büroları ile Avrupa Milli Görüş Teşkilatı’nın, Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde yapılan eylemleri birlikte organize ettikleri, yurtiçinde de Milli Gençlik Vakfı ile HADEP’in Cumhuriyet rejimine karşı ortak mücadele başlattıkları hakkında önemli tespitler yapılmıştır.
26 Nisan 1997 günü bölücü terör örgütü PKK’nın Almanya’nın Düsselldorf kentinde, Ermeni örgütlerinin Bonn’da Türkiye Büyükelçiliği ö- nünde yaptıkları gösterilerden üç gün sonra irticai unsurların Köln’de uydu vasıtasıyla yaptıkları rejim karşıtı propaganda yayınının aynı günlere gelmesi, Batılı ülkelerde Türkiye’ye karşı Kürt kartından sonra Ermeni ve irtica kartlarının da aynı anda oynanmaya başlandığı şüphesini beraberinde getirmiştir.
Türkiye’de etkinliği gittikçe azalan bölücü terör örgütünün yurtiçinde ve yurtdışında irticai unsurların gerisinde ve desteğinde yer almaya başladığı ve ittifak oluşturma çalışmaları ile yeni bir çıkış yolu arama gayreti içinde olduğu bugün belirginlik kazanmaktadır.”
Hala bu eski filmi hatırlayamayanlar için dün bir ipucu daha geldi.
Anayasa Mahkemesi’nin 61. Kuruluş yıldönümünde mahkemenin iktidarın karşısına aday çıkardığı başkanı Zühtü Arslan konuştu:
“Namık Kemal, adaletin sağlanmasının birinci şartının yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatı olduğunu belirtmiş, ancak adaletin aslında söylem değil bir eylem meselesi olduğunu tutuklu yargılandığı bir davada tecrübe etmiştir. Bunu ona öğretecek olan da, birkaç yıl önce yazdığı mektupta kendisinden ‘nebbaş’ yani ‘mezar soyguncusu’ diye bahsettiği İstinaf Mahkemesi Başkanı Abdüllatif Suphi Paşa’dan başkası değildir. Duruşma yoğun bir ilgi altında gerçekleşmiştir. Yapılan telkinlerin de etkisiyle, başta Namık Kemal olmak üzere herkes mahkûmiyet kararı beklemektedir. Ancak, beklenenin tersine, Namık Kemal’i hürriyetine kavuşturan bir karar verilmiştir. Kızı bu kararı verirken korkup korkmadığını sorduğunda, Mahkeme Başkanı Suphi Paşa tüm zamanların hâkimlerine unutulmaz bir ders niteliğinde olan şu cevabı vermiştir: ‘Yarın Hünkârın da benim de huzuruna çıkacağımız bir hâkim vardır ki, yalnız ondan korkarım.‘”
Cesur bir konuşma yapan bir hukukçu… Bunu da bir yerlerden hatırlıyor olmalıyız.
24 yıl önce 1999’da yine bir hukukçu yine cesur bir konuşma yapmıştı.
Türkiye’nin demokrasisinin yarım olduğu, insan hakları ihlallerinin zirve yaptığı, Ankara’daki statükonun değişime direndiği zamanlardan geçerken Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, yargı yılını, yine dönemin Cumhurbaşkanı’nın yüzüne karşı yargı dağıtarak açmıştı.
Nasıl unutursunuz? O günlerde bu konuşmayla ne kadar da heyecanlanmıştık:
“Türkiye, tıpkı Fransa gibi, aradaki ayırımı anlamadığından bir türlü cumhuriyetten demokrasiye evrilemiyor. Cumhuriyeti kurabilen bir halk, sivil normlarla demokratik cumhuriyeti yaratabilecek çapta büyük bir halktır.
İçleri boşaltılmamış, sulandırılmamış evrensel kavramlarla düşünen ve üreten; dünyanın kıyısında köşesinde değil, odağında yer alan; tarihe maruz kalan değil, tarih yapan, çağın ruhuna denk düşen bir Türkiye istiyorum.
Uygar yüzlü, ışıyan Atatürk’ü ve sonluluk değil, sonsuzluk olan, 1930’lara mıhlanan değil, bilimin ışığında geleceğe gelecekler üreten Atatürkçülüğü geri istiyorum.
Düşük yoğunluklu, yozlaşmış, büyük ağabeylerin vesayetindeki icazetli demokrasiyi reddediyorum. Eşit bireylerden oluşmuş özgür halkın, özgür halk tarafından, özgür halk için yönetimi anlamında çıtası en yüksek demokrasiyi istiyorum.”
Hala hatırlamadınız mı?
O halde hafızalarımızın daha taze olduğu zamanlardan son bir ipucu.
Bunu artık kesin hatırlarsınız.
Zengin bir iş adamı olan Hazine Bakanı Nurettin Nebati’nin “Ben de onlara diyorum ki, git cücüğüyle oyna biraz, cücüğüyle”; bir zamanlar AK Parti’yi “Harun geldiler, Karun oldular” diye eleştiren Numan Kurtulmuş’un “Biz Togg diyoruz, adamlar soğan diyor. Biz TCG Anadolu diyoruz, adamlar sarımsak diyor”; ismini bile anmaya değmeyecek tuzu kuru bir Sabah yazarının “Millet aç’ diye böğürenlerin ağzına kürekle vurmak lazım” sözleri…
Dilinizin ucunda değil mi?
Hani şımarık, kibirli gazeteciler AK Parti’ye oy verenlere makarnacı, kömürcü, bidon kafalı derlerdi.
Dün Kılıçdaroğlu bu şımarıklığa cevap verirken o günleri sağlam bir özeleştiri yaparak hatırlattı:
“Soğan, cücük hakaretleri ediliyor. Soğan kafalı diye paylaşım yapıyorlar. Ben neyin huzurundayım biliyor musunuz? Eskiden bunları sureti bizlerden görünenler yapardı. Makarnacı, kömürcü diye alay edilirdi fakirle fukarayla. Çok şükür onları aramızdan uzaklaştırmayı başardık. Çok zor oldu ama başardık, vallahi de billahi de. Biz halkçı olma mücadelesi verdik ve kazandık. Saraylılar ise zenginleşti. Çok zenginleşti. Artık fakirle fukarayla alay ediyorlar. Soğan, peynir, yağ onlar için komik şeyler. Allah’ımıza şükürler olsun ki, biz değiştik.”
Bu kadar ipucu fazla.
Şimdi yeniden vizyona giren bu eski filmi hala hatırlayamadınız mı?
En azından bu filmin sonunu hatırlıyorsunuzdur…
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025