Yıldıray OĞUR
DEM Parti uzun uzun tartışmalar, ertelemelerden sonra nihayet İstanbul adaylarını açıkladı.
Her parti en çok oy alacak adayla seçime girmek ister. Bunun için anketler yaptırır, istişareler yapar, nabız tutar. Sonunda bazen isabetsiz bir aday belirler ama niyet her zaman kazanmaktır.
Ama bu kez bir parti anketlere, lehte aleyhte bütün yorumculara, sokaktan yükselen seslere göre aday gösterilse en yüksek oyu alacak adayını bile isteye göstermedi.
Başak Demirtaş yerine eş başkan adayları olarak Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni’nin adı açıklandı.
Beştaş, Kürt siyasetinin önemli ve özgül ağırlığı olan isimlerinden biri. O yüzden heyecan yaratmasa da iddiasız bir aday değil.
Peki ya Murat Çepni?
Eski HDP İzmir Milletvekili. Rize İkizdere doğumlu. Rize’de doğup büyümüş. Rize’nin solcuları genelde Lazlardan olur. Ama Çepni Laz değil, İkizdereli. Samsun’da yaşamış ama hala aksanını koruyacak kadar bir Rizeli.
Ama aday gösterilmesinin sebebi herhalde Trabzonlu İmamoğlu’na karşı DEM Parti’ye ancak yanlışlıkla oy verebilecek İstanbul’daki Rizelilerin oyunu almak değildir.
Çünkü Çepni, klasik değil sosyalist bir Rizeli. Sosyalistlerin de azınlık olarak bir hizbinden.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin Samsun il temsilciliğini yapmış.
ESP, MLKP’nin siyasi kanadı olarak biliniyor. DEM-PKK ilişkisine benzer ilişkileri var.
Çepni, yasal, meşru siyasette, çevre hareketleri içinde yer almış, İkizdere’deki maden direnişinde önlerde durmuş bir isim.
“Ölümsüzlüğünün yıldönümünde” Stalin’i anacak kadar da ortodoks bir sosyalist.
Peki, nasıl oldu da bu kadar marjinal bir Rizeli Stalinist sosyalist, Kürtlerin partisinden önce milletvekili oldu, şimdi de İBB için aday yapılabildi?
Çünkü MLKP; Rojava’da YPG ile birlikte savaşıyor.
Daha birkaç ay önce Rize Fındıklı doğumlu 60 yaşında bir MLKP’li Suriye’de bir SİHA saldırısında öldürülmüştü.
MLKP’nin PKK ile kurduğu bu ittifak siyasette de HDP-ESP ittifakı olarak sürüyor.
Suruç’ta IŞİD saldırısında hayatını kaybeden gençlik grubu da Kobani’ye yardım götüren ESP’nin gençlik kollarının üyeleriydi.
HDP’nin şimdi hapiste olan eski eşbaşkanı Figen Yüksekdağ da ESP kontejanından eşbaşkan olmuştu.
Yani Rojava’da verilen askeri destek, marjinal bir sosyalist partiyi ve hareketi, Kürtlerin Meclis’te üçüncü büyük gruba sahip partisine ortak ediyor.
Çünkü Kandil’in birinci gündemi Türkiye değil, Rojava.
DEM’in şimdiki eş başkanı Tülay Hatimoğulları ise SYKP’li. Adını ilk defa duymuş olanlar çoğunlukta olabilir. Bu bir cehalet değil.
SYKP yani Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi de HDP’nin ve DEM’in kurucu ortaklarından. Muhtemelen küçük bir Kürt aşiretinden daha az üyesi var.
Üstelik Tülay Hatimoğulları bu partiyi kuran sol gruplarından Toplumsal Özgürlük Platformu’ndan.
Bu daha çok Hataylı Arap Alevilerinin içinde yer aldığı bir sosyalist grup. Eski bir sosyalist hareketin devamı.
Böyle marjinal bir partiden bir Arap Alevisi sosyalistin DEM Parti’ye eşbaşkan olması da benzer hassasiyetlerin sonucu olabilir.
DEM Parti’den son seçimde Meclis’e giren milletvekillerinin bir kısmı bu adlarını düzenli haber takip eden insanların bile duymadığı sol hareketlerden geliyor.
Mesela şimdi partinin Barzani’ye bile işbirlikçi diye atar yapacak, Demirtaş ile polemiğe girecek kadar ileri gitmiş isimlerinden Sezai Temelli, 2015’e kadar sadece İstanbul Üniversitesi SBF’de öğretim görevlisi bir Eğitim-Sen’li sendikacıydı.
Geri kalan milletvekillerinin önemli bir kısmı ise adlarını Kürtlerin bile pek bilmediği, yasal olarak kimseyi zan altında bırakmamak için üretilmiş o kavramla söylersek “Kürt hareketinin” sağlam kadrolarından oluşuyor.
Öcalan’ın avukatları, KCK, DTK gibi davalardan hapis yatmış gençlik, kadın hareketinden isimler…
Bu yüzden mesela Diyarbakırlıların DEM Parti milletvekilleri içinde en çok tanıdığı isim Cengiz Çandar olabilir.
DEM Parti’nin MYK’sında, HDP’den ve önceki partilerden farklı olarak bu sağlam kadrolardan isimsiz isimler ağırlıkta.
HDP’deki Sırrı Süreyya, Ahmet Türk, Altan Tan gibi kendi ağırlığı olan isimler yerine, örgütün güvendiği, sözden çıkmayacak kadrolar işbaşında.
DEM Parti’nin ön seçimle belirlediği yeni belediye başkan adayları da böyle isimlerden oluşuyor. Mardin’de Ahmet Türk bile sandıktan zor bela çıkabildi.
Çoğu hapis görmüş, haklarında bir iddianame yazmak ya da soruşturma açmanın kolay olduğu bu isimlerin tercihi bile kayyum atanmasına karşı iktidarla bir işbirliği olduğu tezini yalanlıyor.
Sokağın sesini duyan Demirtaş ile DEM Parti arasındaki siyasi, duygusal makas da bu yüzden açılıyor.
Sokaklar, Kürtler Demirtaş’ı lider olarak görse de bu partinin kadrolarını ilgilendirmiyor ya da etkilemiyor.
Çünkü Kandil de Kürtlerin yaşadığı dünyadan bambaşka bir dünyada yaşıyor artık.
PKK’nın yayın organlarından ANF’de Başak Demirtaş’ın adaylıktan çekilmesinden sonra Atakan Roni takma adıyla çıkan yazı bu alternatif evren hakkında bir fikir veriyor:
“2024 yılına Kürt Özgürlük Hareketi büyük bir siyasi ve askeri hamle ile psikolojik üstünlük sağlayarak, bölgesel ve küresel düzeyde etki yaratan gelişmelerin önünü açtı. Önder APO’ya özgürlük temelinde yürütülen dalga dalga tüm dünyaya yayılan özgürlük hamlesi her gün yeni ve yaratıcı eylemlerle yeni bir aşamaya yükselerek, dünya halkları içinde heyecan ve umut yaratıyor.”
Yazının Demirtaş’ın adaylığına doğrudan değinen kısmı ise şurası:
“Uluslararası komploya karşı mücadele temelinde özgürlük yürüyüşü sürerken yeni bir komplonun ayağı Ankara, Bağdat ve Hewlêr’de örülmeye çalışılıyor. Örülmeye çalışılan komplo büyük özgürlük yürüyüşüne karşı mutlak kölelik dayatmasıdır. AKP-MHP faşizmi Kürt soykırımını gerçekleştirmek için yürüttüğü bu saldırıların Kürt halkı ve dostları tarafından yeteri kadar anlaşıldığı söylenemez. Günümüz bilim-teknik ve iletişim ağlarında ortaya çıkan gelişmeler yeni bir iktidar tekniği ortaya çıkardı. Sanal medya ve sınırsız enformasyon ile toplum yirmi dört saat hakikatten uzaklaşmakta ve algı operasyonlarının nesnesi olmaktadır. Kürt soykırımı planlarına karşı yirmi dört saat mücadele yürütülmesi gerekirken ‘kim aday olmuş, kim niye çekilmiş’ tartışmaları algı operasyonları ve yeni iktidar biçimi olarak psiko-iktidar yönlendirmeleridir.”
Yani kod adıyla yazı yazan muhtemel PKK yöneticisi bu adaylık tartışmasından duyduğu rahatsızlığı anlatıyor.
Çünkü Kandil’den dünyaya bakan bir PKK yöneticisi, teknolojik atılımla askeri olarak varoluşunu tehdit eden, ittifaklarla etrafını saran bir düşman olarak “AKP-MHP faşizmi” ni görüyor.
Ama Türkiye’de siyaset yapan bir Kürt siyasetçisi Türkiye’yi dört yıl daha yönetecek ve çözüm için diyalog kurulması gereken otoriter bir iktidar görüyor.
İkisi de aynı davayı paylaşsa da bir silahlı örgüt bakışı ile bir siyasetçi bakışı arasındaki fark bu.
Selahattin Demirtaş’ın Başak Demirtaş’ın adaylıktan çekilmesi sonrası yazdığı yazıdaki şu bölüm bu bakış farkını net ortaya koyuyor:
“DEM Parti ile AKP arasında bir görüşme trafiği var mı bilmiyorum. Ama eğer yoksa bu, iki parti için de büyük bir eksikliktir. Tüm partiler ülkenin, toplumun sorunlarının çözümü için görüşebilmelidir, konuşabilmelidir. Bu son derece meşrudur, hatta geldiğimiz süreç itibarıyla bir görev, bir sorumluluktur.”
DEM Parti içindeki Türk-Arap sosyalistler ve Aleviler de bu açıdan Kandil ile aynı frekanstalar.
Onlar için de ilk öncelikli düşman “AKP-MHP faşizmi.”
Klişe ve boş gösteren bir tabir olan “faşistlikten” daha fazla aslında ilk meseleleri İslamcı karşıtlığı ve laiklik hassasiyeti.
O yüzden Türkiye’deki herhangi bir seçime baktıklarında Kürtlerin kazanımlarından önce, AK Parti’yi geriletmeyi temel hedef olarak görüyorlar. Kürtlerin kazanımının da tek yolunun bu olduğunu düşünüyorlar.
Onlar için İstanbul’u AK Parti’nin değil, CHP’nin yönetmesi hayati bir mesele.
DEM Parti’ye biçtikleri rol de ittifaklar içinde kalarak ya da ittifak kurmasa da CHP aleyhine hareket etmeyerek AK Parti’nin şehirleri kontrol etmesini engellemek.
Demirtaş ise son mesajında açıkça 31 Mart’ın böyle “aşırı derecede önemsenmesine” karşı çıkıyor:
“Bizim için 31 Mart seçimlerinden çok, 1 Nisan ve sonrası önemlidir. 31 Mart seçimlerini aşırı derecede önemseyenler de bizim demokrasi, adalet, barış arayışımıza, ciddiyetle yaklaşmalıdırlar.”
PKK içindeki özellikle Alevi kadroların ve DEM Parti içindeki sosyalistlerin konu AK Parti olunca “İslamcı” karşıtı hassasiyetleri, Kürt duyarlılıklarının önüne geçiyor.
Çözüm sürecinde de bu meselenin AK Parti ile çözülüyor olması benzer bir dirençle karşılanmıştı.
Demirtaş ve benzer Kürt siyasetçilerin dünyasında ise Kürtlerin dertleri ve çıkarları önde. Demirtaş, son mahkeme savunmasındaki İslam vurgularıyla da bu siyasetle arasındaki mesafeyi açmıştı.
Demirtaş’ın mektubundaki şu cümleler, iki bakış arasındaki farklılığın iyice açıldığını gösteriyor:
“Başak Demirtaş’ın adaylık iradesi, DEM Parti’nin ısrarla kurmaya çalıştığı üçüncü yol siyasetini görünür kılmak içindi. “Biz koltuk, makam, rant için değil, halkın acil ihtiyacı olan demokrasi, adalet, barış için siyaset yapıyoruz” demek içindi. “Hayır, bu değerler benim belediye koltuğumdan kıymetli değil” diyen varsa bundan sonra adaletten, demokrasiden dem vurmasın.
– Başak Demirtaş’ın adaylık iradesi sıkılı yumrukları açmak, tokalaşmayı hatırlatmak içindi. Bunun kıymetini anlayamayanlar bundan sonra yumruk yediklerinde ah vah etmesinler en azından.
DEM Parti de bu özgüvenle hareket etmeli, iktidar partisi dahil ana muhalefet ve diğer tüm partilerle görüşebiliyorsa görüşmeli, ilkeler çerçevesinde ve demokrasinin gelişimi için uzlaşabiliyorsa uzlaşmalıdır.
Başak Demirtaş’ın adaylık iradesi bu yönleriyle, DEM Parti dışındaki siyasi aktörlerce doğru değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, başka kıymetli arkadaşlarımızla seçim yarışına girileceği anlaşılmaktadır. Oysa biz bu siyasi hamleyi seçimden çok toplumsal barış için önemsiyoruz.”
Kandil ve PKK için Demirtaş aynı zamanda kendi zahmetleri, fedakarlıkları, iktidarları üzerine konan ve popülaritesi gençler arasında kendilerini hatta Öcalan’ı dahi geçmiş ciddi bir rakip.
2015’den beri büyüyen bir tehlike bu. Öcalan, bizzat Demirtaş’ın yüzüne karşı “Önderlik tedbirlerimi alıyorum” demişti. Kandil içinse, kendi gündemlerinden farklı, Türkiye gündemiyle siyaset yapan bir isim Demirtaş.
Yani bütün dünyası “uluslararası komplo, Öcalan’a tecrit, AKP’nin özel savaş taktikleri” olmayan daha başka meseleleri olan biri.
Ve tabii o önceliklere göre de hamleler yapan, bu hamleleriyle Kürtleri yönlendirebilen biri.
2019’daki İstanbul seçimlerinde Kürtleri Öcalan’ın mektubu değil, Demirtaş’ın çağrısı yönlendirmişti.
Kılıçdaroğlu’na destek açıklamakta da Demirtaş herkesin önüne geçmişti.
Başak Demirtaş’ın İstanbul adaylığı Demirtaş’ın popülaritesinin daha da büyümesine, hapishanedeyken sandıkta Demirtaş’ın gücünü görünmesine neden olacaktı.
Kandil, parti içindeki ağırlığını kullanarak, sonucu DEM Partisi’nin rağmına da olsa bunu engellemiş oldu.
Böylece hem “AKP’nin geriletilmesini” en öncelikli hedef olarak gören sol kanat mutlu oldu hem de Demirtaş’ın partinin önüne geçmesinden rahatsız olanlar.
Sonuçta DEM Parti en çok oyu alacak adayı çıkarmamak gibi siyasetin tabiatına aykırı bir kararı verdi.
Karardan İstanbul’da İmamoğlu’nun kazanmasını isteyenler mutlu.
Ama böyle vesayet altındaki, irrasyonel, organik olmayan bir DEM Parti’nin desteği 14 Mayıs’ta görüldüğü gibi iktidarın her zaman elinde bir koz olacak, kaybettirebilecek de bir destek.
Bu pragmatizmi 2019’da iktidar Öcalan’dan mektup alarak kullanıp zararını görmüştü, şimdi de muhalefet için en azından uzun vadede zararlı olabilir.
O yüzden Türkiye demokrasisi için 31 Mart’ta kimin belediyeleri kazanacağına fazlasıyla kendini kaptırmış olanlar, Başak Demirtaş’ın adaylığı meselesine de sadece bu açıdan bakanlar, Türkiye’de demokrasinin geleceği için Kürt siyasetinde hangi bakışın kazanacağı üzerinde de daha derin düşünmeli.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları












































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025