Yıldıray OĞUR
Bundesnachrichtendienst. Bu yüzden kısa bir adı var; BND. Federal İstihbarat Servisi. Almanların CIA’si. CIA kadar meşhur değil. Halbuki atası Hitler’in yanı başından savaş sonunda ABD'ye sığınan General Gehlen‘in kontrgerilla örgütlenmelerinin atası kabul edilen kendi adıyla kurduğu Gehlen Örgütü.
2. Dünya Savaşı’nda teslim alınmış, orduları lağvedilmiş, tershanelerine girilmiş eski bir imparatorluğun kursağında kalmış emperyal hevesleri bu sivil kurumda yaşatılıyor dense komploculuğa girmez herhalde.
O yüzden Almanya, BND’yi Münih yakınlarındaki Pollack’taki eski binasından alıp, 2. Dünya Savaşı’ndan beri en pahalı inşaat projesiyle, 1.3 milyar harcayıp 35 futbol sahası büyüklüğündeki Berlin’deki yeni binasına taşıdı geçen mart ayında.
Yine Spiegel’in geçen yılki haberiyle, Amerikan’ın kulağı NSA’nin Merkel’i dinlediğinin ortaya çıkmasıyla karizması epey çizilen kurum, bugünlerde rövanşı yine Spiegel’le almış görünüyor. Çünkü Alman yetkililerin açıklamalarına bakılırsa, BND, 2009’dan beri Türkiye’yi, tabii John Kerry ile Hillary Clinton’ı dinlettiğinin ortaya çıkmasından öyle çok mahcup olmuş değil.
Tuhaf olanı BND’nin 2009’da Türkiye’yi dinlemeye başlamasına gösterilen gerekçeler. Bild gazetesine sızdırılan 'makul' gerekçeler şöyle: “Almanya, Türkiye’nin Batı’yla sıkı ilişki içinde olduğuna inanmıyor. Türkiye’nin Suriye ve Irak politikasında ikili oynuyor. Türkiye MİT kanalıyla radikal İslamcı gruplara silah ve lojistik destek veriyor.”
Türkiye dış politikası çok ileri görüşlü olmalı. Demek, daha Muhammed Bouazizi, Sidi Bouzid de kendini yakıp 'Arap Baharı’nın ateşini yakmadan bir yıl önce Suriye’deki cihatçılara destek olmaya başlamış Türkiye.
Şimdi biraz ciddiyet.
BND 2009’dan beri Türkiye’yi dinliyor. 2009… Peki, 2009’da Türkiye’de ne olmuştu? Bingo; Kürt açılımı, Oslo, Habur…
Biraz daha arşivleri karıştırınca Almanya’nın “barışa kulak vermek” için Türkiye’yi dinlemeye başlamadığını anlamak güç olmayacak.
Ama Almanya’nın Kürt meselesindeki arşivini biraz daha eskiden itibaren açmamız gerek.
90’ların başındaki Leopar tankları krizine kadar gitmeyeceğiz. 1999’a. Öcalan’ın yakalanışına.
Önce Öcalan’ın Paris Suikastı’ndan sonraki sözünü tekrar hatırlayalım: “Halkımız şunu bilsin; kim beni buraya getirdiyse, Paris katliamını da onlar yaptı..."
Peki Öcalan’ı İmralı’ya kim getirmişti? Leyleklerin getirdiğine inanan çocuklar dışında kimse Engin Alan’ın, TSK’nın ya da MİT’in getirdiğine inanmıyor artık. Evet, CIA-MOSSAD yakalayıp Türkiye’ye teslim etmişti, Ecevit’in dürüst bir itirafından biliyoruz bunu. Peki ya Öcalan’ı Kenya’da onların kucağına kim atmıştı?
Şuradan başlayalım; Öcalan neden İtalya’da tutuklanmıştı? Çünkü, 1990 yılından itibaren Almanya’da Öcalan hakkında tutuklama kararı vardı. Ve İtalya Schengen anlaşması gereği Öcalan’ı tutuklamak zorundaydı. Peki, İtalya o dönemde defalarca teklif etmesine rağmen neden Öcalan’ı Almanya’ya iade edemedi ve serbest bırakmak zorunda kaldı? Çünkü tam Öcalan İtalya’dayken, bir gecede Alman Karlsruhe Federal Mahkemesi bir karar verdi ve Öcalan’ın tutuklama kararından iade edilme şartını kaldırdı. Yani Almanya, Öcalan’ı İtalya’dan istemekten vazgeçti. Bunun sonucunda Öcalan, ortada kaldı, önce Afrika’ya sonra da oradan Türkiye’ye getirildi. Eğer kaldırmasa Öcalan Almanya’da tutuklanacak, muhtemelen serbest bırakılacak ve belki PKK daha o tarihlerde merkezi AB’de olan siyasi bir örgüte dönüşecekti.
Biraz daha yakın zamana gelelim.
2010 yılı. BND’nin Türkiye’yi dinlediği tarihler. Kandil, Öcalan’ın seçime kadar ateşkes mesajına rağmen ateşkesi bir ay uzatıyor. (Karayılan Radikal’in daha sonra yalanlanan “Türkiye Irak’ta tampon bölge kuracak” haberini gerekçe göstermişti) tartışmalar, görüşmeler ve sonunda 2011 seçimlerine kadar ateşkes kararı çıkıyor. Tam o günlerde Taraf’ın manşetinde AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt vardı. Başına gelen çok ilginç bir olayla:
"Bir davete katıldım. Diyarbakır milletvekili olduğumu öğrenen AB üyesi bir ülkenin siyasi misyon şefiyle çok ilginç bir konuşma geçti aramızda. Siyasi misyon şefi ya ağzından kaçırdı ya da beni başka birileriyle karıştırdı. PKK'nın ateşkesi seçim dönemine kadar uzatmasından birkaç gün sonraydı. Bu kişi bana 'PKK ateşkesi neden seçimlere kadar uzattı. Ateşkesi niye bu kadar uzun tuttular. Bu süre çok uzun. Ateşkesin bu kadar uzaması AK Parti'nin işine yarar' dedi.”
Ateşkesin uzatılmasından rahatsız olan siyasi misyon şefi Almanya büyükelçiliğindendi. Alman diplomat, Kurt’u da DTP’li zannedince rahat rahat konuşmuştu.
Bu kadar da değil. 2012 yılında Öcalan’ın avukatlarına yönelik KCK soruşturmasında polis Öcalan’ın görüşme notlarının çeşitli emailler üzerinden gönderildiği adresleri tespit etmişti. Gazeteci Önder Deligöz’ün KCK kitabında yer alan bir bilgiye göre Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşme notlarının tam versiyonunun Haziran 2010’da sıcağı sıcağına emaillendiği adreslerden biri Ankara'nın Çankaya ilçesindeki Mebusevleri Mahallesi'nde bulunan bir apartmanın 8. katındaki bir evdeki ADSL hattını kullanmıştı. Polis, Haziran 2010-Kasım 2011 arasında o evde Alman Büyükelçiliği’nde insan hakları ve Kürt konusunda çalışan K.B.’nin oturduğunu tespit etti. Operasyondan üç ay önce elçilik görevlisi evi boşaltmıştı. Evin sahibi Pers değil, Alman çıkınca herhalde işin peşini bırakmış polis. Dertleri de bu değildi zaten… Belki de hiç alakası da yoktu. Kadın elçilik görevlisi şimdilerde Almanya’da bir think tank'de çalışıyor gözüküyor.
Almanların Kürt meselesinin çözümüne yönelik tuhaf halleri listesine Öcalan’la diyaloğun ortaya çıkmasından sonra Mart 2013’te Türkiye’ye gelen Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin genel başkanı Sigmar Gabriel’in “Neden siyasetçilerle değil de yasaklı bir siyasi örgütün hapisteki lideri Öcalan ile görüşüldüğünü anlayamadım" açıklaması da eklenebilir. Almanların sosyal demokratları böylesine ‘ilerici’yken Yeşilleri aşağıda kalır mı?
BND’nin Türkiye’yi dinlemesine en çok sevinen eski hippi Yeşiller Partisi olmuş anlaşılan. Eş başkan Cem Özdemir “Suriye ve Irak düşünülürse BND’nin Türkiye’yi dinlememesi sorumsuzluk olurdu” diyerek derin Ortadoğu bilgisini konuşturmakla kalmamış, Bismarck’ın, Weber’in gözlerini yaşartıp, self-haterlıkta da yeni bir çığır açmış.
Tabii Cem Bey ve Alman yetkililer Suriye meselesinde, ille de katillerle iş birliği yapan, ikili oynayan bir ülkeyi yakından tanımak isterlerse, Batı dünyası Esad rejimini gayrimeşru ilan etmişken Şam’ı ziyaret edip Esad’la görüştüğü ortaya çıkan (yine Alman basınının haberleriyle) BND Başkanı Schindler’e danışabilirler.
Bu kadar istihbarat bana fazla diyenlere BND’nin Türkiye’ye ilgisini anlamak için İlber Ortaylı’nın Osmanlı İmparatorluğu’nda Alman Nüfuzu’ndan başlayıp, Cemil Koçak’ın Türk-Alman İlişkileri (1923-1939)’a geçiş yapıp en son da Enver Altaylı’nın yazdığı Nazi ordusundan CIA’nin kuruluşuna katılıp Türkiye’de ve Bonn’da CIA masa şefi olarak görev yapmış Ruzi Nazar hakkındaki kitabına kadar uzanan bir okuma listesi tavsiye edilir.
Bu yakın tarihi düşününce, 2009 yılında Almanların Türkiye’yi dinlemek zorunda kalması son yüzyıldaki ikili ilişkilerde gelinen en ileri aşama olabilir…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025