Abdurrahman Dilipak
İyi Parti kongresini 12 Ağustos’ta tamamladı. AK Parti’de kongre tamamlandı. Bakanlıklar ve politika kurullarındaki atamalar da tamamlanmak üzere..
CHP’de kongre tartışması devam ediyor ve durum ne olacak belli değil. Ama artık bu saatten sonra, nasıl bir yönetim gelirse gelsin CHP’de oy artışı mümkün değil. Sağlıklı bir aday ve meclis üyesi seçimi de bu kafa ile mümkün gözükmüyor. HDP’de de aday sorunu yaşanmaz, çünkü Kandil ve onun arkasındaki güçler belirliyor listeyi. İyi Parti’nin hiçbir yerde başkanlık kazanması mümkün gözükmüyor.. Bazı yerlerde belediye meclisi üyesi mümkün olabilir, ama birçok bölgede HDP gibi İyi Parti de baraj altı kalacağından bu üç parti: CHP, HDP ve İyi Parti yine seçim ittifakı yapacak. Belki bu gruba SP de katılır, bunu zaman gösterecek. SP CHP ile yeniden bir ittifak arayışına girerse, tabanında kalan son üyelerini de kaybeder ve bir dönem de böylece kapanır.
AK Parti’de adayları belirleyecek yeni parti yönetimi belli oldu ve onlar bugünden çalışmaya başlayacaklar. Bir yandan da Parti teşkilatlarını yenilemek için çalışacaklar. AK Parti, belediyelerde çok köklü değişikler yapmak ve aday profilini ciddi anlamda yükseltmek zorunda. Parti hem kendini, hem taşra teşkilatını temizleyecek, hem de FETÖ’cülerin yerel olarak kamudaki ve belediyelerdeki bakiyelerini temizlemek için gözünü, kulağını dört açacak.
Sadece FETÖ’cüleri değil, FETÖ’den boşalan yerleri kapmaya çalışan benzer yapılara karşı uyanık olacaklar. Yoksa işleri zor.
AK Parti’de Genel Merkez yönetimi %50 oranında değişmiş gözüküyor.
İnşallah o parti, belediye, milletvekili/bakan, işadamı arasındaki kapalı devre bundan sonra çalışmaz. Yoksa işimiz zor.
AK Parti kongresi bir bakıma içeriye ve dışarıya karşı mesaj yüklü bir kararlılık, cesaret ve dayanışma gösterisine dönüştü. İçeriden ve dışarıdan büyük bir katılım vardı. Erdoğan kongre vesilesi ile içeriye ve dışarıya önemli mesajlar verdi.
Bu AK Parti’nin 6. Olağan genel kurulu. Aradan 17 yıl geçmiş. 28 Şubat’ın ardından ANASOL-M hükümeti kuruldu.
Her şey 18 Haziran 1997’de Başbakan Necmettin Erbakan’ın RP-DYP koalisyon hükümetinin istifasını, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e sunması ile başladı. Post modern darbenin gölgesinde yeni bir koalisyon kuruldu. Bu iktidara halk nezdinde itibar kazandırmak için Apo’yu getirip şartlı bir şekilde teslim ettiler. Bu koalisyon döneminde siyasi ve iktisadi kriz dayanılmaz boyutlara ulaştı. Ardından 14 Ağustos 2001’de AK Parti kuruldu.
Erdoğan yeni siyasi oluşumun başına geçmesini engellemek için, şiir okudu diye hakkında mahkûmiyet kararı çıkarmıştılar. Artık muhtar bile olamaz dediler. Çünkü onsuz Anadolu’yu örgütlemek kolay olmayacaktı.
FETÖ’cüler o günlerde, hemen bütün partilerde yer almışlardı. AK Parti’nin kuruluşunda da etkin bir şekilde yer aldılar. Yeni siyasi parti her kesimden oy almayı hedefliyordu. Erdoğan “gömlek değiştirdiğini” söylüyordu. Kendi değişmemişti, ama iktidara yürümek için merkezinde Milli Görüşçüler olsa da siyasi anlamda demokratik bir merkezi hareket sözkonusu idi.
Halkın teveccühü çok büyük oldu. AK Parti’nin tek başına bir iktidar olması istenmiyordu. Erdoğan’ın başbakan olması yargı yolu ile engellenmişti. AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını engellemek için Genç Parti’nin sahne alması sağlandı. Ama Genç Parti barajı aşamayınca AK Parti parlamentoda tek başına iktidar olması şöyle dursun, anayasal çoğunluğa ulaştı. AK Parti bu destekle bir öz güven patlaması yaşadı. AK Parti 28 Şubat’ın koçbaşı BÇG’ye karşı sırtını ABD ve AB ülkelerine ve onların içerideki uzantıları FETÖ’ye dayadı. PKK ile barış yoluyla uzlaşma sürecini başlattı. Dahası ABD, Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için BOP projesini başlattı.
AK Parti o günden bu yana girdiği bütün seçimleri kazandı. Anayasa değişikliğini kısmen de olsa hayata geçirdi. Başkanlık sistemine geçişi sağladı.
Erdoğan daha sonra yasağı kaldırılarak Meclise döndü. Tezkere günlerinden Ergenekon’a, parti kapatma davalarından darbe girişimlerine, teröre, suikast planlarına kadar birileri AK Parti’yi durdurmak için her yolu denedi. Ama başaramadılar.
“Mavi Marmara” ve “One minute” tam bir kırılma noktası oldu. FETÖ orduda kendine engel olmaya çalışan BÇG’yi tasfiye etmek için Ergenekon ve Balyoz davasını başlattı. Erdoğan BÇG’yi geri çekilmeye razı edince, FETÖ’nün devletteki kollarını kesmeye kalktı ve tabi kızılca kıyamet koptu.
15 Temmuz’a kadar onlarca suikast ve darbe girişiminde bulunuldu. Hepsi püskürtüldü. Mesela Tezkere olayı da aslında bir NATO darbesine kapı aralayacaktı. TSK BOP’un ucuz asker deposu olacaktı. Abdullah Gül tezkereyi geçirme konusunda isteksiz ve oyalamaya dönüp dengeci bir politika izleyince siyasi hayatı bitme noktasına gelmişti. O zaman Erdoğan’ın siyasete girmesi zaruri bir hal aldı. Erdoğan da Gül’ü, Baykal’ın yerine Çankaya’ya göndererek kendini kuşatmak isteyenlerin oyununu bozdu.
Erdoğan’a siyaset yasağı getiren yasa değiştirilip Erdoğan’ın Meclise girişi sağlanırken, birileri Baykal’ı Cumhurbaşkanı yapmayı planlıyordu, ama olmadı. Kızılca kıyamet koptu. Baykal tasfiye edildi ve yerine Kılıçdaroğlu getirildi. BOP’un kapsama alanı içindeki ülkeler kan gölüne döndü.
15 Temmuz tam bir darbe planı idi. Bu darbenin arkasında NATO ülkelerinin, İsrail’in, Tapınakçılar’ın olduğu artık herkesin bildiği bir sır! Terörün arkasında da bunlar var. Gezi’nin arkasında da bunlar vardı. Bugünkü döviz krizinin arkasında da aynı çevreler var. Bu konuda defalarca suçüstü oldular. Arkalarında ise media, mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK… herkes var!
Bu kongre yeni AK Parti’nin gerçek anlamda ilk kongresi. Bugün bu anlamda yeni bir gün.
İstanbul dışındayım ve kongre ile ilgili gelişmeleri yakından izleme fırsatı bulamadım. İnşallah gelişmeleri gördükten sonra düşüncelerimi yazarım inşallah. Erdoğan konuşmasında içeriye ve dışarıya dönük önemli mesajlar verdi. Onu biliyorum.
Kongre sonrası, bayramın hemen ardından ne olacak göreceğiz. Erdoğan’ın eylül ayında Trump ile konuşacağı söyleniyor ama, ben bayramda da yine ağzımızın tadını kaçıracak olaylar yaşanmasından endişeliyim. Hatta hemen bayram sonrası birilerinin toparlanıp yeniden saldıracağını düşünüyorum. Allah şerlerinden emin eylesin. Selâm ve dua ile..
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022