Abdurrahman Dilipak
Aile ferdin kozmik odasıdır. İnsan orada “insan” olur, kimlik kazanır. Birey ile toplum arasındaki en önemli bağ ailedir. Aile’yi kaybederseniz geleceğinizi de kaybedersiniz.
Hemen söyleyeyim, bu siyaset, bu hukuk, bu eğitim düzeni, bu piyasa aileyi tehdit ediyor. Bu din algısı da aileyi güçlendirmiyor. Bakın aile deyince, bu çatı altında dede-nine de vardır. Bu dede ve ninenin diğer adı kayınpeder, kaynanadır. Bu konuda bir çözümünüz var mı?
Bu çatı altında bebekler vardır, onlar büyür çocuk olur, büyür genç olur. Gündüz bakımevi, anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise.. 19 yaşına geldiğinde üniversite için evden ayrılacak ya da bir meslek sahibi olacaktır. Sonra askerlik.
Kadın-erkek çalışıyorsa, evde dede ve nine yoksa hangi aileden söz ediyorsunuz?
Eviniz kaç m2? Çocuk dayı, teyze, hala, amca, kuzen tanıyor mu? Evinize misafir geliyor mu?
Mezar ziyaretine gidiyor musunuz, Sıla-i rahim yapıyor musunuz? Sizin psikologlarınızın, sosyologlarınızın, pedagoglarınızın böyle bir meselesi var mı? Herkese akıl veren bu memurlar kendi sorunlarını, ailelerinin sorunlarını çözebiliyorlar mı? “Kelin ilacı olsa kendi başına çalar”. Hani derler ya, “Laf ile verirler aleme binlerce nizamat, bin seyyie vardır hanelerinde.”
Geçen gün Sebilürreşad’ın istişare kampında Fikri Akyüz’le konuştuk bu konuları. Bana sorarsanız, bu konu siyaset, ekonomi ve cemaat, hatta seçim tartışmasından daha önemli bir konu. Aileyi kaybederseniz kazanacak geriye fazla bir şey kalmaz.. Siyaset, cemaat, bürokrasi… Piyasadaki olumsuzlukların, toplumdaki ahlaki çözülmenin arkasında büyük ölçüde bu aile zafiyeti var. Bu konu toplumun biyolojik sağlığı, psikolojik sağlığı açısından da büyük risk oluşturuyor. Aile dağılıyor. Gençler evlenmiyorlar. Evlenenler geç evleniyor ve çabuk boşanıyor. Çocuk yapmıyorlar. Devam eden evliliklerin mutluluk katsayısı çok düşük. Bu böyle devam edemez.
Aile Bakanlığının kurulması, sorunun çözümüne katkı sağlaması şöyle dursun, krizi daha da derinleştirdi. Krizi kurumsal hale getirdi.
Hâlâ Aile Bakanlığına doğru düzgün bir çerçeve çizilemedi. Bu iş yanlış başladı ve yanlış devam ediyor. Yasal çerçeve ve uygulama da çok sağlıklı değil. Bir defa sistem seküler. O “kutsal aile” motifi yok. Zaten aile çocukları üzerinde belirleyici konumda değil. Okul çok baskın ve çocuğun bütün zamanını ipotek altına alıyor. Bana göre bütün okullar yarım gün eğitim vermeli ve eğitim gün sayısı 5’ten 4’e çekilmeli. Öte yandan; öğrenim 7 gün ve 15 saate çıkarılmalı. Fıtrata uygun, çoktan seçmeli ve ders temelli bir mektep anlayışına geçilmeli. Bunu son MEB Müsteşarı ile konuşmuştum, ama artık o görevde değil. Bana göre Aile Bakanlığı diye bir bakanlığa gerek yok. Bu kadar yasaya da, yasayla düzenlediğiniz her alanda siyasetçi sizi bir çerçeveye hapseder ve kurallara dayalı olarak bürokrat bu yapı üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Bir ülkede ne kadar çok yasa ve ne kadar çok siyasi ve bürokratik müdahaleye açık düzenleme varsa, o ülkede özgürlükler o kadar az demektir. Bizim sistemimizde doğru, meşru olan tanımlanmaz, suç olan tanımlanır ve geri kalan alan de tercih kişiye bırakılır. Hiçbir siyasi düzenleme, mal, can, namus, akıl ve inanç, nesil emniyetine yönelik açık ve yakın bir tehlike oluşturmadıkça herhangi bir inancın kuralına karşı o inanç mensubunun tercihine yönelik bir tehdit oluşturamaz, oluşturmamalı. Unutmamak gerekir ki, “Benim devletime sadakatım, dinime sadakatımın teminatı olması“ ile sınırlıdır. Çünkü benim için devlet ben yapan değerlerin başında gelen, hayatımdan daha anlamlı olan imanımın koruyucusu olmak gibi bir nisbi değeri vardır.
Kişinin biyolojik ve irfan olarak gelişiminde cemaat ve komşuluk ilişkilerinin çok önemli bir yeri var. Ama mesela Müslüman ailelerin çocuklarının cami ile ilişkisi nasıl. Komşuluk ilişkileri nasıl. Ne yazık ki, bütün ilişkiler hiyerarşi ve profesyonelliğe, çıkar ilişkilerine kurban ediliyor. Çok hedonist, çıkarcı, başarıya odaklanmış, rasyonalist, pragmatist, determinist ve seküler bir nesil geliyor. Bunlar “biyonik robot” ve “sistematik gerizekalı” tipler. Bazı sorunların çözümü yasa değil, din ve gelenektir. Devlet bunun önünü açmalı, arkasını toplamalı. Sosyal sorunların tek çözüm şekli yok. Bunu teke zorlarsanız, başaramazsınız, yarayı daha da derinleştirirsiniz. Kaş yapayım derken, göz çıkarırsınız.
Manevi boşluk ve kalabalıklar içinde yalnızlaşan insanlar, benmerkezci bir dünya görüşü ile “küçük olsun, benim olsun” anlayışı ile aslında kendi kıyametlerini hazırlıyorlar. Kaynanasını, kayınbabasını evden kovan gelin, sadece bir başkasına zulmetmiyor, çocuklarına kötü örnek olmakla da kalmıyor, kendinin de bir gün kaynana-kayınbaba olacaklarını unutarak kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşıyorlar. O çocuklarını anaokullarına, pahalı okullara, kolejlere göndererek onların geleceklerini kurtardıklarını düşünenler, çocuklarını kendi elleri ile öldürüyorlar. Onları intihara, uyuşturucuya, sanal arkadaşlıklara, anarşiye yönlendiriyorlar. Bu şekilde hareket eden anne-babalar gün gelip o çocuklar tarafından huzurevine yatırıldıklarında, bazı gerçekleri anlayacaklar ama çok geç olacak.. Unutmamak gerekir ki, ne anaokulunda ana, ne huzurevinde huzur var..
Fikri Akyüz’ün dikkat çektiği bir diğer konuya gelince, “Eşlerden biri şiddet gördüğü iddiasıyla mahkemeye başvuruyor ve “uzaklaştırma kararı” alıyor. Bu ‘uzaklaştırma kararı’ndan dolayı gazetelerin üçüncü sayfasında hemen hemen her gün bir cinayet ve yaralama haberi yer alıyor.” İstatistiklere bakın, bu yasa ve uygulamalar çözüm olmadı, aksine yarayı daha da derinleştirdi.
“Kanun, mealen diyor ki: ‘Bir eşe şiddet uygulandığında, mağdur olduğunu iddia eden taraf mahkemeden koruma tedbiri ister.’ Olayın psikolojik boyutu gözden ırak tutulmakta, bu memlekette yaşayan insanların Norveç’te yaşayanlardan farklı bir karaktere sahip olduğu hususu ne yazık ki hesaba katılmamaktadır. Diyelim ki karı koca arasında bir tartışma oldu. Koca, karısına bir tokat attı. Bu, muhakkak ki ahlaken ayıp, dinen günah, kanunen suçtur. Ama koca, bundan pişmanlık da duyabilir. Karısını çok seviyor olabilir. Dolayısıyla barışma imkanı olabilir.”
Bu yasanın mantığı da, uygulaması da yanlış. Evet sorun var, ama çözüm yolu değil. İşin bu noktaya gelmesinde, miras hukukundan, ailede mal birliği düzenlemesine, gayrimeşru hayatın aile birliğinin sona erdirilmesi konusunda bir kriter olup olmamasına kadar bir sürü ayrıntısı var.
Kadının bir dilekçesi, kocayı evden kovabiliyor, toplum nezdinde küçük düşürebiliyor, mal varlığını kullanamaz hale getirebiliyor, çocuklarını göremiyor. Bakın bu çözüm değil. Böyle bir ıslah yolu olamaz. “Kadıncılık” ya da “erkekçilik” diye bir şey olamaz. Koruma, “Hak” temelli olmalıdır.
Bu yaklaşımlar batıda da çözüm olmadı. Evlilik bitti, birlikte yaşamak daha ekonomik. Daha modern, çağdaş, Kimse kimseye yük değil. İsteyen istenenle “seviyeli birliktelik” yaşıyor. Kafasının tası atan “tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna” diyor. Sonuç: İntihar, uyuşturucu, yalnızlık ve psikolojik sorunlar. Bana göre, aile bakanlığına da gerek yok, gençlik, spor, kültür bakanlıklarına da. Bu bakanlıkların birçoğu “İçtimai İşler Bakanlığı” gibi bir bakanlığın çatısı altında toplanabilir. İçişleri, Dışişleri, Maliye, Ekonomi, İçtimai İşler, Adalet, Milli Savunma, İlim-Sanayi-Teknoloji Bakanlığı, belki birkaç bakanlık daha. Zaten başkanlık sisteminde birçok hizmet doğrudan başkanlığa bağlı olarak yönetilebilir.. Batılıların ECOSOC dedikleri, bir de “Ekonomik-Sosyal konsey” oluşturup, bakanlıklar arası bir koordinasyon merkezi oluşturmak gerekebilir belki.
Tabii, biri de çıkıp diyecektir ki, “bekara karı boşamak kolay”. Tamam, biz yine söyleyelim de, siz ne derseniz deyin. Obez bir devlet, aşırı yetkili bir siyasi kadro, hantal, her yere yayılmış bir bürokrasi ve her gün çığ gibi büyüyen bir mevzuat yığını arasında ne yapacağını şaşırmış vatandaşı boğar. AK Parti devleti yönetilebilir hale getirmek, bürokratik oligarşinin baskısından kurtarmak için geldi ve halk bunun için oy verdi, ama AKP’liler AK Parti’yi sanki başka yöne sürüklemeye çalışıyor. Yanılıyor muyum?. Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022