Abdurrahman Dilipak
30 Ağustos, Zafer Bayramı mı yoksa yeni komuta kademesinin belirlendiği gün mü?
Tabii ikisi de! Ama zihinlerde öncelik hangisinde!.
Çanakkale, Mondros Mütarekesi, Sevr, Lozan, İnönü savaşları, Sakarya Meydan Muharebesi, Çerkez Ethem, Topal Osman, Taksim Anıtı hangisinden başlayalım. Taksim Anıtındaki Rus generalinin orada işi ne? İstanbul’u kimler işgal etmişti, sonra kimlerle kardeş olduk ya da Kurtuluş Savaşında bize para ve silah veren ülke hangisi idi!.
Almanlarla birlik olup Ruslara saldırdık. Ruslar İngilizler ve Fransızlarla birlik olup bize saldırdı. Sonra İngilizler Yunanı destekledi Anadolu’yu işgal ettirdi. Anadolu’daki ilk cumhuriyet olan Kars İslam Cumhuriyetini yıktı. Sonra Türkiye Cumhuriyetine doğru giden yolda, Sakarya Meydan Muharebesinde Ruslar İngilizlerle birlikte Yunan ordusunun ilerlemesini durdurmak için bize yardım etti. Bize anlatılan Kurtuluş Savaşı bu kadar karışık-karmaşık değil. Mefahirlerde hikayeler çok basit ve nettir. Kahramanlar ve hainlerden ibaret bir dünyada kafa karıştıran detaylara yer yoktur.
Ha, sahi ilk kurşun Yunan işgaline karşı İzmir’de sıkılmadı. Hatay Dörtyol’da Fransız işgaline karşı yapıldı. Sonra mı, Yunanla kardeş, İngiliz ve Fransız’la “dost” olduk, Taksim Anıtını da bize İtalyan dostlarımız yaptı! Zafer anıtımızı onlar dikti anlayacağız.
İstanbul’da Misak-ı Milli’yi kabul eden “Meclis-i Mebusan” binası nerede! Ya da “Bab-ı Ali” deyince aklınızda olan ne? “Halife nerede otururdu” desem ya da “Bizans İmparatoru nerede otururdu”. Patrikhanenin nerede olduğunu bazılarınız bilir de, Kadıköy Metropolitliğini sorsam! Heybeliada’yı bilen Kaledion Metropolitliğinden daha fazladır. Mesela kaç Kemalist, Mustafa Kemal’in Papa Eftim’e kurdurttuğu “Türk Ortodoks Kilisesi”nin yerini bilir.
Bilmeyiz, bilmediğimizi de bilmeyiz. Öğrenmek için de bir çaba göstermeyiz.
Ye iç eğlen! Her yerde kulaklığı kulağında müzik dinleyen insanlar görürsünüz. Sahi bu notalar bize neyi anlatır.
Ansiklopedilerde anlatıldığına göre, notaların Do, Re, Mi.. diye, yani bugünkü şekliyle adlandırılmasını, 10. yüzyılda yaşamış bir Milanolu keşiş olan Guido d’Arezzo yapmıştır. Bu adları da, bir ilahinin her bir satırının ilk hecesinden almıştır.
Müzikteki matematiksel gizemi ilk keşfeden kişi olarak Pisagor (Pythagoras, M.Ö. 530-450) gösterilir. Hani derler ya Mevlana semayı demirci dükkanının önünden geçerken demir dövenlerin ritminden esinlenerek bulmuş. Pisagor’un müziğin içindeki matematiği bir demirci dükkanının önünden geçerken keşfettiği rivayet ediliyor.
Çok daha önce yaşayan Hz. Davud’un Zebur’u, davudi sesiyle ve güzel bir makamla okuduğunu biliyoruz.
Seslere ad vermeyi ilk düşünen kişinin Romalı filozof Boethius (M.S. 480-524) olduğu da söylenir. Tabii bütün bunlar batılıların uydurması. Yoksa Asya ve Afrika da, Mezopotamya’da çalınan birçok müzik aleti var, vurmalı, üflemeli.. Latin Amerika’da da. Mesela MÖ 5-8 YY’a ait Orta Asya menşeli ve Türklere ait müzik notalarından söz edilir. Bunlar: Su Luo Mi, Bi Qi Er, Wei Qing Tang Tang, Sheng Ming Yue, Shang Yuan Yue, Ping Diao Huo Feng,. Yidushi, Xixi Yan, Santai (Türk Santai), Wu Mei Niang. Her şey batı literatürüne bağlı olunca, tabii biz kendi musikimizden bile haberdar olamıyoruz. O zaman da “Milli Egemenlik” ve “Zafer” sadece bayram olarak kalıyor. Topraklarımız işgalden kurtulsa da beynimizi, midemizi işgalden kurtaramıyoruz. Sahi kaç kişi Hamparsum Efendiyi bilir ya da hangimiz kendi musikimize ait kaç makam sayabiliriz?!.
Bu nota dedikleri şey de evrensel değil. Evrenselliği genel kabulden geliyor. Yoksa bir zorunluluk yok. Batı müziğinde 12 tek ses var, biz de 24 çift ses. Ama sonuçta kötü müzik iyi müziği kovuyor. Zehirli sarmaşıklar sebze ve tahılı yaşatmıyor.
Do-Re-Mi.. derken bu seslerin her birini bazı ülkeler bir harf ile adlandırmayı tercih etmiştir.. Bugün bile bu notaları do re mi yerine A.B.C. vd. diye adlandıran İngiltere ve Almanya gibi kuzey ülkelerinde bu geleneğe sahip çıkan ülkeler var. Bu uygulama Boethius’tan kalmadır. Mesela Alman besteci Carl Orff “Orff metodu”nu enstrümanlara bu formatta uygulamıştır.. Buna göre C do, D re, E mi, F fa, G sol, A la, B si (İng.), H si (Alm.) sesine karşılık gelir. Notaların (Sİ notası hariç) bugünkü şekliyle isimlendirilmesini ilk olarak 11. yüzyılda yaşamış bir din adamı ve müzik teorisyeni olan Guido d’Arezzo olmuştur. 1030 yılında manastırında verdiği müzik dersleri için pratik bir nota sistemi geliştiren d’Arezzo, Saint Johannes (Aziz Yuhanna) ilahisinin ilk hecelerinden yola çıkarak notaları isimlendirmiş. 8. YY’da Pausl Diaconus tarafından yazılan ilahinin sözleri şu anlama geliyor:
(Do, eskiden Do yerine “Ut” deniyordu) Ut queant laxis: “just as your servant” Sadece senin hizmetçilerin,
Resonare fibris: “may sing freely” Özgürce ilahi söyleyebilir.
Mira gestorum: “of the miracles” Harikalar yaratan kahramanlıklar
Famuli tuorum: “of your Works” (ve) bu işlerle ilgili mucizeler hürmetine,
Solve poluti: “release the stains (of sin)” Günahlarımızın lekelerini sil hayatımızdan,
Labii reatum: “from their lips” Azizlerin dudaklarından düşmeyen dualar izzetine,
Sİ.Sancte iohannes: «Saint John» Aziz John. (Aziz Yuhanna hürmetine) Daha Sonra 13.YY’da yine Aziz Yuhanna ilahisindeki Sancte Iohannes kelimelerinin baş harflerinden meydana gelen Si adını aldı. “Si” İtalyancada aynı zamanda “Evet” anlamına geliyor.
Ha! Bu arada biz laik bir ülke idik değil mi! “Oh my God!”
30 Ağustos dedik de, İstiklal Harbinin ardından yazılan İstiklal Marşımızın güftesi yerli olsa da müziği yabancı. Yine bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin marka anıtlarından Taksim Anıtı, Anıtkabir, Meclis sahi bunlar hangi mimarinin ürünü. Ya da yediklerimiz, giydiklerimiz, içtiklerimiz ne durumda!. Biz İHA’ları yaparken, onlar su firmalarını ele geçiriyorlar, aile yapımız elden gidiyor.
Bize ezberletilen şekli ile “30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da Mustafa Kemal’in başkomutan olarak katıldığı ve kazandığı, Yunanın denize döküldüğü, Başkomutanlık meydan muharebesi zaferi kutlu olsun.”
Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022