Abdurrahman Dilipak
Birileri bize yalan söylüyor. Aza koysan dolmuyor, çoğa koysan almıyor.
Bize birtakım bilimsel makalelerden söz ediyorlar. Bu makalelerin nasıl belli stratejik konularda nasıl hazırlandığını biliyoruz. Minareyi çalanın kılıfını hazırladıklarını biliyoruz. Bazı bilim adamları kendi tıbbi ilgi alanlarının dışında stratejik konularda yorum yaparak, biyolojik silah tanımını tehlikeli bulabiliyorlar. Bu konu tıbbi olmaktan çok stratejik bir konudur. Mesela, bir doktor bu mikrobun biyolojik silah olarak kullanılıp kullanılmadığını anlayamaz. Bu trafik kazasında ölen bir adamın bir suikasta uğrayıp uğramaması gibi bir durumdur. Eşref Bitlis ya da Muhsin Yazıcıoğlu olayı gibi bir olay bu. Normal bir mikrop geliştirilip de salınabilir, geni ile de oynanabilir. Bunu anlayabilmek için bir gen mühendisine, bir de G4 Gen Laboratuvarına ihtiyaç var. Bu laboratuvarların da nerelerde, kimler tarafından yönetildiğini biliyoruz. Biyolojik silah iddialarını güçlendiren o kadar çok veri var ki, bunu görmezden gelmek mümkün değildir.
İlginçtir, bu konuyla ilgili bana ulaşan bilgiler anlatılanlardan oldukça farklı. Çinli doktorlar bu hastaların bazılarında birçok başka sıvı örneğiyle birlikte aldıkları bronchoalvelolar (ciğer sıvısı)nda RNA’li bazı genetik maddeler buldular. Virüse ait olan genetik maddeyi incelemek yerine bu konuya yöneldiler. Başlangıçta diğer ihtimalleri hiç düşünmeden hemen virüs kuşkusuyla hareket ettiklerini söylemelerine rağmen uyguladıkları metod ise pek öyle olamamıştır. Bu metodoloji ile elde edilen bu maddenin genetik dizilimini belirleyerek bir test geliştirmeye karar veriyorlar ve testi geliştirmede takip ettikleri bu metod “akciğer kanseri” teşhisi için geliştirilen test ile aynı.Eleştirilen bu testin adı RT-PCR’dir(real-time reverse transcription polymerase chain reaction). Dikkat! bu test bir virüs olup olmadığını değil, sadece belirli bir RNA’li genetik materyal dizilimi olup olmadığını tespit eder. RNA dizilimi herhangi bir virüs olabileceği gibi RNA’li genetik bir madde birçok başka nedenlerden dolayı da insan vücudunda bulunabilir. Ayrıca bu testin virüs tespitinde ki hata oranı oldukça yüksektir. Uzmanlar bu testin nasıl çalıştığını incelemeleri gerek!. Neyse bizde de bu konularda bilgili dürüst tıp adamları var da, onların dikkatleri sayesinde birtakım düzenlemeler yapılabiliyor. Bir de İK ve ARGE açısından bir intaniye ve İmmübin sistem konusunda daha iyi konumdayız batıya karşı.
Vücudumuzda bazı genetik maddeler çok çeşitli sebeblerden dolayı vücud sıvılarında dolaşırlar. Buna ek olarak vücudumuzda yaşayan normal bakterilerin de genetik maddeleri vardır. Yani genetik maddenin vücut sıvılarında özellikle akciğerlerdeki sıvılarda olması oldukça olağan ve hemen her insanda değişik sebeplerden dolayı rastlanan bir durumdur.
Çin’deki doktorlar bu genetik maddenin önce genetik kodunu belirlemiş ve hemen sonra teşhis için teste karar vermişler. Soru şu: Neden önce bir virüsü aramadılar da, hemen bu RNA’li genetik örnekler üzerine gittiler? Neden buldukları bu genetik maddenin kaynağını araştırmadılar? Bu soruların cevabı eldeki raporlarda yok. Evet sonuçta bir metodoloji ile elde edilen genetik maddenin genetik dizilimini belirleyerek bir test geliştirmeye karar veriyorlar ve ne ilginçtir ki, testi geliştirmede takip ettikleri bu test yönteminin COVID 19 için uygulanan test yöntemi olup olmadığını internette araştırarak çok rahat öğrenebilirsiniz. Fakat bu test bir virüs olup olmadığını değil, bu test sadece belirli bir RNA2’li genetik materyal dizilimi olup olmadığını tespit eder. RNA dizilimli herhangi bir virüs olabileceği gibi RNA’li genetik bir madde birçok başka nedenlerle insanda bulunabilir. Ayrıca bu testin virüs tespitindeki hata oranı oldukça yüksektir. Kullanılan COVID 19 testi için bir uygun standart yoktur. Çünkü aranılan virüs doktorlar tarafından ayrıştırılıp, görüntülenip tamamen ortaya çıkarılmamıştır. Hiçbir test %100 netice vermez. Ayrıca başka önemli bir nokta da elinizde daha önce hiçbir şekilde virüsle karşılaşmamış kontrollü deneklerinizin de önceden olmasıdır ki bu kişilerin tamamında PCR testinin negatif çıkmış olması gerekir. Bu testler hakkında şöyle bir iddia da var: RT-PCR test yönteminin standartlar belirlenmeden belirtisi olmayan hastalara uygulandığında yüzde 80 hatalı pozitif neticesi verdiği tespit edilmiştir. Yani eğer hastanın test sonuçları pozitif çıkmış siz de onunla temasta bulunmuşsanız fakat hiç belirtilerinizin olmadığı halde test yaptırmak istiyorsanız ve COVID 19 testi oluyorsanız bu durumda 5 test’in 4’ünde testiniz sizde virüs olmadığı halde pozitif çıkacaktır.
Bu iddia doğru ise büyük bir skandal söz konusudur. Testi icad eden kişi bile bu yüzden bu testin enfekte eden hastalıklarda kullanılmayacağını ifade etmiş. Bugün dünyada tam tersi uygulanmaktadır, yani bütün dünyayı enfekte eden bir sözde virüs tanımlamada kullanılmaktadır. Son bir not: İngiltere’nin Çin’den 16 milyon sterline aldığı koronavirüs antikor testlerinin bir türlü sonuç vermediği belirlendi.(17.4.2020 Basın). Tabii bu veriler, haftalık test pozitif sayısı ile ölüm oranlarındaki sabit oran 0.021 kadar bilimsel ve güvenli değil!?. Bu konu ile ilgili daha başka çarpıcı iddialar da var. Onları birkaç yerden daha teyid edip, tekrar yazacağım. Prof. Dr. Gültekin Yıldız, “Biyolojik ajanlara karşı Türkiye için milli bir eylem planına ihtiyacımız var” diyor. Prof. Dr. Bayram Kıran’la konuştum, onun da bu konuda önemli çalışmaları var. Başkaları da var tabii. Bazıları da hayata geçiriliyor artık. Bu ve benzeri insanların seslerine kulak vermek gerek. Bizde sağlık bürokrasisinin sizi ciddiye alması için batıdan bir referansınız olması gerek. Batıda bu konuda bir makale yazmanız ve batıdaki ileri bir laboratuvardan testleriniz olmalı. Tabii, siz oradan dönene kadar onlar bunu kopyalar. Yoksa sizi ciddiye almazlar. Batılılar elinizden tutmazsa, yıllarca bürokrasinin kapısında sürüneceksiniz ya da..Hem siz kim oluyorsunuz, dün çıkan virüse, batı çare bulamazken siz buldum diyeceksiniz!? Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022